Nietzsche Ağladığında

Nietzsche'yi sömürmek

bakifani 12 yıl, 8 ay başlatmış.

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 8 arası cevap gösteriliyor, toplam 8 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Kitabın popülerliğini tartışmıyorum. Belki popüler kültür Nietzsche ve benzeri isimlerin tanınmasına da olanak sağlıyor, bu açıdan iyi de olabilir.
Benim temel eleştirim bu kitap sadece sömürü üzerine kurularak popülarite kazanmıştır, Nietzsche ismi olmaksızın böyle üne ulaşamazdı; dolayısıyla popülerliğine bakarak kitabı büyük bir edebiyat ürünüymüş gibi sunmak doğru değildir.

12 yıl, 7 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

bazı kitapların sadece şanslı olduğunu düşünüyorum, niçe ağladığında ve simyacı gibi ortalama bir edebi değeri olan kitaplar buna örnektir, şansı şu bence: bu tür kitapların daha çok az okuyanlar tarafından okunduğunu, okunduktan sonra da bu kişiler tarafından yaygarası yapıldığını düşünüyorum, çok okunanların az okuyanlar tarafından okunduğu tesbitime katılırmısınız bilmem ama ben niçe ağladığında gibi popüler bir türe girmeyen kitapların başarısını böyle açıklıyorum

12 yıl, 7 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

alev alatlı'nın güzel bir tespiti var; "herşeyin göreceli olduğunu iddia ettiğimizde benim yaptığım resimle picasso'nun resmi aynı değere sahip mi oluyor?" mealinde. farklı yorumlara imkan veren metinler üzerinde konuşmak bir yere vardırmıyor. bir de tabi metinleri tercümelerden okuyor ve imajlar üretiyoruz. imajlar da tüketime kapı aralıyor. değerlendirme yapmadan tüketim artmış oluyor sadece.

12 yıl, 6 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Nietzsche garip bir adam. Tehlikeli belki'nin filozofu der kendisi için.
Bugün onu faşizmin fikir babası arasında sayanlar da vardır modernizmin en büyük eleştirmeni olarak görenler de. Kimine göre sağ ve sol faşizmin ilk ve keskin temelleri onun üstün insan düşüncesinde mevcuttur. Kimine göre ise metinlerinin bağlamı ve eleştirel doğası nedeniyle ilk post-moderndir.
Anlaşılan o ki herkesin kendisine göre bir Nietzsche'si var.
Yirmili yaşlarda klasik filoloji profesörü olan filozofun kendinden sonraki batı düşüncesini etkileyecek derecede önemli bir isim olduğu tartışma götürmez bir gerçek.
Nietzsche'ye dair bu yaklaşımların hiçbirinden Yalom'unki kadar tiksindiğimi hatırlamıyorum. Yalom kabaca Nietzsche ismini kullanarak psikanalatik yöntemleri anlatan bir kitap yazmıştır. Romanının kahramanları Salome, Nietzsche, -yanlış hatırlamıyorsam- Jung vs olunca kitap uzun süre çok satanlar listesinde yer almıştır. Yazar bunu entelektüel bir çabaya dayandırıp isimde başka bir tercihte bulunmuş olmasaydı sömürü olduğunu düşünmezdim. Ama bu kitabın büyük satışları büyük ölçüde Nietzsche ismi etrafındaki muğlak tartışmalardan kaynaklanmaktadır.
Yalom bir de ismi bularak büyük bir bulaşa imza atan eşine teşekkür döşenir.
Pazarlama taktiği olarak başarılı olduğunu itiraf etmeliyim. Ve belki bu mazur da görülebilir. Burada bir parantez açarak şunu söylemek gerekiyor, asıl kızgınlığım bu açık pazarlama taktiğini ve kabaca kotarılmış psikanalitik hikayeyi büyük bir edebiyat başarısı olarak sunanlara.
Eser, en iyi ihtimalle ortalama bir düzeyde iken bunu göklere çıkarmanın bir baş yapıt olarak sunmanın kabul edilebilir bir tarafı yoktur.
Ayrıntı gibi saygın bir yayın evini de bu açıdan şiddetle kınıyorum. Ayrıntı'ya kesinlikle yakışmayan bir eserdir bu. Gerçi son zamanlarda Ayrıntı'ya olan inancım da oldukça sarsıldı ya, bu başka bir bahis.

12 yıl, 8 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

galiba iyi bir nietzsche biyografisine ihtiyacımız, çünkü eserlerine ve düşüncelerine bakıp onun hakkında tartışmak kafaları daha çok karıştırıyor

12 yıl, 6 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

"çok okunanları az okuyanlar okur" ilginç bir tespit. ama galiba düzenli okuyucular da çok okunanları okuyolar.
çok okunmak olumlu veya olumsuz bir kriter mi tartışılır, ama bunun ancak reklamla mümkün olduğunu düşünüyorum. alev alatlı gogol'un izinde 1 için röportaj verdi ve kitap çok satanlar listesinde tepeye tırmandı sonraki kitapları o kadar satmadı. hatta son kitap hala çıkmadı. oysa kitap çok güzeldi ama ağırdı aynı zamanda.
çok satanlar genel olarak kolay okunan, okuyucu yormayan kitaplar. ve bir de reklam meselesi var tabi.

12 yıl, 6 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

geçen doğu batı'nın bir sayısını okuyordum, nietzsche ile ilgili bir makale vardı. bu adam olmasa ne yapacaktık! diye düşümdün trajikomik bir biçimde.

12 yıl, 6 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Nietzsche Ağladığında yalnızca Türkiye'de Ayrıntı yayınlarının abartmasıyla değil, tüm dünyada belirli bir popüleriteye sahip bir kitap. Bu açıdan size katılmadığımı belirteyim bakifani.

Diğer yandan, Niçe sömürülmeye çok uygun bir filozof. Düşünceleri çağı için fazla obsesif ve ağır olsa da söylediği gibi yüz yıl sonrası için belki de uygun düşünceler oldular. Ancak bir yanlış vardı ki, Niçe'nin, ondan söz edenlerin veya alıntı yapanların itici görünmesine, bayağılaşmasına sebep oldu. Niçe'nin toplumdan kaçan tavrı, bizim ergenler için bir post-it haline geldi resmen (biz de öyleydik).

Bu nedenle şimdilerde sömürülmeye çok müsait, evet.

12 yıl, 7 ay     
« geri ileri »