Reseph-Mahşerin Dört Atlısı #4

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Ve geldik mahşerin dört atlısının çıkan son kitabına.. Tabi seri reaver ile devam ediyor ama ne zaman okuruz bilinmez.
Ve yorumum bol spoiler dolu söyleyeyim.
Thanatos'un sonunda Reseph'i ölmüş ama reaver tarafından aklı silinip geri döndürmüş olarak okumuştuk.
Bir takım dönen dolaplar sonucunda Reseph'in bedeni Jillian'ın arazisinde beliriyor. Tabi kızımız bırakır mı orada alıyor evine götürüyor sonra gelsin olaylar olaylar.
Salgın'ın alaşağı edilmesinden sonra iblisler dünyasında sular duruluyor ama Reseph'in yaşadığı kısa süre sonra hem insanlar hem doğaüstü varlıklara yayılıyor.
Lilith'in ölümünden sonra babalarının kim olduğu açığa çıkıyor. Bunun ardından bir savaş, Harvester ve Reaver ile alakalı birçok sır meydana çıkıyor.
Sonu ise Reaver kitabını oldukça merak ettirecek şekilde bitiyor. Arunas yakın zamanda çıkacak dedi ama bakalım bekliyoruz.

***

"Duvara konuşurum," dedi dudaklarına. "Pencerelere konuşurum, şömineye. Hatta lanet olası halıya bile konuşurum. Ama eninde sonunda sana ulaşacağım ve sen de dinleyeceksin" -Reseph

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2019/08/larissa-ione-reseph-mahserin-dort-atls-4.html

Vee Mahşerin Dört Atlısı serisinin yayınlanmış son kitabı Reseph'de bitti. Normalde bu ay okumayı planlamıyordum ama dayanamadım. Çünkü 3. kitap Thanatos öyle bir bitti ki okumamak mümkün değildi ve bende hemen okudum.

İddia ediyorum ki 4 kitabın en iyisiydi Reseph. Serinin başından beri kötü, lanet olası bir pislik olarak okuduğumuz, kardeşlerini öldürmeye çalışan, sevdiklerine zarar vermeye çalışan biri olarak tanıdık ve bu kitapta mührü kırılmadan önceki Reseph'i gördük. O Reseph, Thanatos'un en başından beri kardeşinin mührünü tamir etmeye çalışmasının sebebini, Limos'un hep hatırladığı ve kıyamadığı kardeşini tanımamızı sağladı.

Evet, mührü kırılmadan önceki Reseph muhteşem bir varlıkmış.

Direk yoruma girdim ancak kısa bir özet geçeyim istiyorum size; Mahşerin Dört Atlısı serisinin 4. kitabı Reseph. 3. kitap Limos'un sonunda cehennemden Reaver sayesinde hafızası silinerek kaçırılmış ve ıssız bir yere gönderilmişti. Bu kitapta Jillian, karların arasında kalmış Reseph'i buluyor ve her ne kadar tedirgin olsa da adamı evine götürüp yaşamasına yardımcı oluyor. -Reseph'in ölümsüz olduğunu bilmiyor tabi ki- Reseph kendine geldiğinde adından başka bir şey hatırlamıyor. Bulanık bir şekilde iç güdüleri kimle nasıl savaşacağını, neyi nasıl kullanacağını bilse de geçmişini hatırlamıyor. Ancak Reseph'in kaçtığı ve bir yerlerde hayatta olduğu öğrenildiğinde cehennemdeki iblisler, Aiges ve kardeşleri peşine düşüyor. Bir sabah kardeşleri onun izini bulup, yanına geldiğinde bütün geçmişi su yüzüne çıkıyor. Salgın olarak değil Reseph olarak kardeşlerinin karşısında duruyor ve Salgın'ın yaptıklarını her şeyi ile hatırlayarak acı çekiyor. Kendine zarar veriyor. Onun izini bulan, ele geçirmeye çalışan ve daha ası Lucifer, Salgın'ı tekrardan ortaya çıkarmaya çalışıyor olması Reseph, Jillian hayatını büyük bir sınavdan geçirirken Ares, Limos, Thanatos tekrar kardeşlerine güvenmekle güvenmemek arasında bir karar vermek zorunda kalacaklardır.

Bu kitap kesinlikle daha nefes kesiciydi. Diğer kitaplarda heyeca, aşk, erotizm, romantizm ve savaş vardı. Ancak bu kitapta tüm bunların yanında pişmanlık, acı, tereddüt, güvensizlik ve tekrar aile olabilme savaşı da vardı. Bu yüzden belki de serinin en iyi kitabıydı benim nazarımda.

Reseph'in Salgın iken yaptığı tüm o kötülükleri, ailesine verdiği zararları hatırlayıp kendini affedememesi, kardeşlerinin ona bir şekilde yardım etme çabaları çok güzeldi. Ancak Ares, Limos ve Thanatos beraberken Reseph'e duydukları güvensizlikle kendi ailelerine yaklaştırmamaları ise... yürek burkucuydu. Kimse onları bu davranışlarından suçlayamazdı belki ama yine de Reseph açısından çok fenaydı.

Jillian ile aralarındaki aşk süperdi. Bu seride en sevdiğim şeylerden biri de aşktan kaçmak, inkar etmek yerine kabullenmeleri ve savaşmalarıydı. Bu kitapta da vardı bu durum.

Reseph'in Salgın iken yanında olan bütün iblisleri temizlemesi, sonunda Lilith ile karşılaşması ve sonucu beklemedik bir şeydi. Ama en beklenmedik şey ise Reaver'in hakkındaki gerçekti. Muhteşemdi. Hep bekledim Reaver'dan muhteşem bir atılım. İşte o atılımı bu kitapta gördük. Sebepsiz değilmiş bu dört atlıya bu kadar bağlı ve sadık olması, yardım etmesi.

Harvester'in yaptığı son şey ve kendini feda eder tavrı... Satan'ın kızı olması... sürpriz detaylardı.

Kitabın sonunda Lucifer ile olan yüzleşme ve hepsinin Reseph'e güvenmesi... bence kitabın en çarpıcı satırlarıydı.

Keşke bu seriye devam etselerdi çünkü Reaver yine kitabın sonunda Harvester için bir şeyler yapmaya çabalayacak bunun sinyalini verdi ve o satırları okumayı isterdim ama ne yazık ki devamı yok. Ancak Reaver'ı kesinlikle okumayı planlıyorum ve muhtemelen orjinal dilden okuyacağım çünkü bu seri çok güzel ve bence okunmalı.

Bu arada bu seri Mahşerin Dört Atlısı serisi ama aynı zamanda Demonica serisine de ait. Demonica serisinde ise bu dört kitap boyunca tanıdığımız karakterlerin hayatlarına da değiniyor. Muhtemelen Ares, Limos, Thanatos ve Reseph'i de okuyacağız bolca. Ben şahsen o serilere de el atmayı planlıyorum.

Ben bu seriyi çok beğendim, cidden heba olan serilerden biri daha oldu ne yazık ki. Ama yine de okuyun, seveceksiniz.

geri ileri