Prensin Gelini (Effingtons #4)

En Son Değerlendirmeler

8 puan

yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/11/victoria-alexander-prensin-gelini.html

"Bu evliliği bitirmek istemiyorum, Nige." Bu sözcükler daha ağzından çıkarken Rand bunların ne kadar doğru olduklarını fark etti.

"Neden?"

"Çünkü ben..." Neden? Asıl soru buydu, değil mi? Bu basit bir onur meselesi değildi ama bu noktada Rand, nereden bakılırsa bakılsın, Jocelyn'i yıkmıştı. Bu skandal endişesinden de değildi. Hoşuna gitsin timesin, bu evliliğin bozulması zaten skandal olurdu. Bunun guru ya da sorumlulukla ilgisi yoktu.

"Sen ne?" diye ısrarla sordu Nigel.

Rand yanıt kehribar sıvının içinde yüzüyormuş gibi gözlerini bardağına dikti. Jocelyn'in gözlerinin rengiydi bu.

"Ondan vazgeçmek istemiyorum," dedi Rand hafif bir sesle. "Hiçbir zaman."

"Çünkü?"

"Çünkü..." Rand derin bir nefes alıp dayısının gözlerin baktı. "Ondan ayrı yaşayabileceğimi sanmıyorum. Tek bir gün, tek bir dakika bile." Rand başını salladı. "Jocelyn benim ilk başta bir eşte olmasını istediğim özelliklere sahip bir kadın değil ama her geçen gün daha çok benim istediğim kadın oluyor. Ya da belki ihtiyacım olan kadın. Bundan sonra hayatımı yanımda Jocelyn'le birlikte gözümde canlandırabiliyorum ve gördüğüm şey çok hoşuma gidiyor." Rand omuz silkti. "Tüm bunlar çok kafa karıştırıcı."

"Bu aşk, evlat."


***


"Önce onun kalbini kazan Rand. Ve sabırlı ol. Beklemene değecektir. Aşık bir kadından daha sadık, daha neşeli ve daha tutkulu bir şey yoktur. Ve bir kadın için iyi bir erkeğin aşkından daha iyi bir şey yoktur."

10 puan

Effingtons Serisinin dördüncü kitabı, serinin en beğendiğim, en keyif aldığım kitabı oldu.
Tek hayali prensle evlenip rahata kavuşmak olan Jocelyn Shelton ile gizemli adamımız Vikont Beaumont’un yollarının tehlikeli bir şekilde kesişmesiyle eğlenceli bir kitap okudum. Özellikle Leydi Jocelyn’ e hayran kaldım. Kendisini şımarık, zenginlikten başka bir şey düşünmeyen biri gibi gösterse de aslında tamamen farklı bir karaktere sahip olduğunu ve görüldüğünden daha akıllı olduğunu çok kısa sürede Vikont Beaumont’a da gösterdi.
Tadımlık, eğlenceli bir kitap okumuş oldum.

----------


“Günaydın.”
Jocelyn aklına ilk gelen şeyi söyledi. “Bu senin kalen mi?
“Tanrım, ne kadar da paragözsün.” Beaumont’un dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrıldı.
Jocelyn omuz silkti ama yüzünün kızarmasını gizlemedi. “Paragöz değilim, sadece meraklıyım.”


********


“Çiçekler özür dilemek için uygun olurdu. Karı koca arasında pahalı mücevher de öyle.” Jocelyn duraksadı. “Gördüğüm kadarıyla zarif bir süs eşyası da yok, değil mi?”
“Hayır,” derken Rand başını salladı ama gülmemeye çalışıyormuşçasına dudakları seğiriyordu.
“Benim paragöz mizacımı asla unutma, Rand. Ancak ne mücevher ne de çiçek aldığına göre” – Jocelyn umursamazca elini salladı- “bunun hiç önemi yok.” Bardağının üzerinden gülümsedi. “Ama gelecek sefere, en azından çiçek beklerim.”

geri ileri