Kırmızı (Çember, #2)

serinin ilk kitabına göre çok daha güzeldi:)

yazarın okuduğum ilk kitabı ... oldukça sürükleyici ve nefes kesen destansı bir roman ... İlk fırsatta diğer kitaplarını da alacağım..):

Ilkine gore daha oturmus ve daha hizli akan bir kitap olmus. Yazar sonlara dogru 3. Kitaba zemin olusturmak icin gereksiz yere uzattigi birkac bolum koymus ama onun disinda sorunsuz ilerliyor. 3.kitabi okumak icin sabirsizlaniyorum.

Kanaatimce serinin en iyi kitabıydı. Henüz beyaza yeni başlamış olmama rağmen kırmızıdaki tempoya, heyecana ve sürükleyiciliğe yaklaşıp geçebileceğine emin değilim. Tam bir macera, savaş, entrika dolu bir kitaptı. Çok beğendim. Kırmızının sonlarına doğru serinin bitmesine bir kitap kaldı diye üzülürken buldum kendimi. Böylelikle yazarın daha önce okumuş olduğum ve beğenmediğim " Adaletin Gizli Mezarlığı " kitabında oluşan olumsuz düşüncelerim silinmiş oldu diyebilirim. Yok muydu bu kitapta veya seride eksiklik ve kusurlar? Elbette vardı. Bir çok Amerikalı yazar gibi dünyayı sadece Amerika'dan oluşmuş görmesi, inceden Amerika pohpohlaması yapması dikkatten kaçmıyor. Yine kitap içinde bazı bölümler var ki sanki başka yazar yazmış gibi basit ve ucuz. Özellikle bazı diyaloglarda yoğun olarak hissedebiliyorsunuz basitliği.
Toparlarsam; kusurlarına rağmen okuması keyifliydi. Macera ve fantastik severler zevkle okuyacaklardır.

Çember serisinin 2. ya da tercihe göre 3. kitabı olan 'Kırmızı' da; Thomas iki realite arasındaki seyahatlerine devam ediyor. Nerede uyursa diğerinde uyanıyor.
Bir realitede; dünyayı tehdit eden, Raison Türü'nün antivirüsünü yapabilecek tek kişi olan Monique'yi, virüsü dünyaya salan adamlardan kurtarmaya çalışan genç Thomas. Diğer realitede de; orman insanlarını hastalıklı serserilere karşı koruyan, onlara karşı savaşan, lider olan orta yaşlı, Rachelle ile evli Thomas.
Kurgusuyla ve akıcılığıyla sayfa sayısı çokluğuna rağmen, kolayca okunan ve sıkmayan fantastik bir kitap. Olaylar kısa zaman diliminde gerçekleşiyor ki, bu da yazarın başarısı diye düşünüyorum. Çünkü bu kısa zaman dilimine; bu kadar akıcı ve heyecan yüklü, kendini tekrar etmeyen, sıkmayan bir kurguyu yerleştirmek gerçekten takdiri hak eder.
Bana göre yazar, bir konuda bayağı saçmaladı. Bu da tek rahatsız olduğum durum. Fakat buna rağmen ya da bunu saymazsak beğenerek okudum ve devamını da okumak istiyorum.