Katiller Çetesi Izabel #2

En Son Değerlendirmeler

9 puan

4,5 stars

https://illekitap.blogspot.com.tr/2017/11/j-redmerski-izabel-katiller-cetesi-2.html


Katiller Çetesi Serisi'ne son sürat devam eden ben... şimdi karşınızda Icabel'in yorumu ile geliyorum.

Seriye bayıldım. İkinci kitap ile bu seriyi sevdiğimi daha da bir anladım. Küçük kedi yavrusunun aslan olma yolculuğu diyeceğim ama bu kedi yavrusunun içinde zaten bir aslan uyuyormuş ya...

Bu kitap da Sarai gibi akıcı ve merak uyandırıcıydı. Onun gibi bunda da bitmek bilmeyen bir aksiyon ve adrenalin vardı... sadece bunda ilkinden daha fazla olan şey kan.. işkence... acımaszlık...

Bir de Sarai'nin hastalıklı bir şekilde katil olma isteği... Yaaa kitabı sevdim, hatta seriyi sevdim ve şimdi 3. kitaba da başlayacağım ama Allah aşkına biri bana Sarai'nin neden bu kadar çok katil olma isteği içerisinde olduğunu anlatsın. Sebebi kesinlikle Victor değil... bence içerisinde kalmış 9 senelik acının intikamı... ama yine de bir insanın canına kıymak hiç de normal bir şey değil ve ben Sarai'nin normal olduğunu düşünmüyorum. Hadi Victor yatıramıyor ama Fredrick ya da Niklas onu bir hastaneye yatırsınlar kurtulalım :D

Şakayı bir kenara bırakırsak kitap Sarai'nin... o yaralı, hayattan koparılmış küçük kızın intikam içerisinde tutuşan Izabel oluşunun hikayesi.

Bir de Victor ile aralarındaki aşkın... bir de onların gruba girme çabasının... bir de cinayet işleyebilmesinin...

Izabel'de ilk kitap Sarai gibi akıcı bir şekilde konusunu anlatıyordu ve okuyorsunuz okuyorsunuz sonra okuduğunuz kitabın içerisindeki öfkeyi, intikam arzusunu hissediyorsunuz. Şahsen onun yerinde bende olsam öldürürdüm diyemiyorum çünkü bunu yapamam ama bir ayağı topal eşeği suya gönderip o gelene kadar dövme isteği içerisinde olduğumu inkar edemezdim.

Victor'un ve Sarai'nin aralarındaki bağı artık dile getirmeleri ve birbirlerinden kopamamalarının hikayesi çok güzeldi ama Fredick'in hikayesine daha fazla yer verilmesini isterdim. Evet, acı bir hikayesi var belki ama... onun kalp kırıklığını okumak isterdim. Sanırım aynı kalp kırıklığı Niklas'ta da var... Bu kadar ısrarla Sarai'den şüphelenmeleri bundan belki de...

Ki doğru... herkes bir gün konuşur... kim olursa olsun zayıflığı vardır ve zayıflığından vurduğunda konuşur. O san Sarai'nin karşısına kendiyle değil de Dina'yla gelseydiniz bakın nasıl konuşurdu. Neden yapmadılar bilmiyorum ama işte o zaman sadakati belli olurdu. İnsan sevdiği için kendi canını hiçe sayar belki ama karşısında iki sevdiği varken birini feda etmek... işte asıl vuruş o zaman olurdu bence.

Sırf bu konudan puan kırarmışım :D

Sarai'nin sadakat testi harbiden tam vuruştu... o konudaki detaylar... vay anasını dedirtti.

Kitaba dair söylemek istediğim o kadar yer var ki... inanın spoiler verip büyüsünü bozmaktan korkuyorum. :(

Ama şunu söyleyebilirim ki Sarai'nin normal hayat yaşayamayıp, normal hayata ayak uyduramayıp, intikam ateşiyle tutuşurken eli kolu bağlı oturamayıp hareket geçmesinin... Javier'den sonra ki ilk cinayetini işleyişi... - aslında her ikisi de kendi koruma içgüdüsüydü. Cinayet değil nefsi müdafa diyelim ;) - Victor ve ekibin yanında bir tetikçi, katil olma yolunda ilerleyişinin kitabıydı.

Yani kısacası Sarai'nin ölümü Izabel'in doğuşunun kitabı!
Veee benden 5 üzerinden 4.5 aldı. Neden mi 4.5 ? Çünkü yukarıdaki bahsettiğim detay... Dina... işte o zaman Sarai konuşur muydu konuşmaz mıydı? O kısım bir katilin aklına gelmiyorsa ben mi söyleyeceğim.

Tabi yazar daha iyi bilir ama o kısım daha iyi olurdu ve hadi ama ya... Sarai kaçırıldı azıcık onun işkencelerini okumak hakkımızdı bence.

Kendimi çok sadist hissettim şuan ama öyle... Fredrick'in işkencelerini okuduk bence Sarai'ninkini de okuyabilirdik.

Neyse... kitabı sevdim tabi genel olarak bakıldığında bayıldım da ama işte benim için eksik olan kısım vardı... Belki sizler için öyle olmayabilir bunu okuyup deneyimlemeniz gerek.

Ama seri süper =)

7 puan

http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/01/izabel-in-company-of-killers-2-ja.html

Katiller Çetesi tam gaz devam ediyordu aksiyona. İlk kitapta yaralı, hayatını seks kölesi olarak geçirmiş, çevresindeki bütün masumların ölümünü seyrettikten ve kendisinin suçunun olduğunu düşünen karakterimiz bu kitapta tam bir yeniden doğuş yaşadı. Aklında sadece tek bir şey vardı, intikamını almak. Tüm suçlulardan, hayatını yaşayamamasına sebep olanlar gibi kişilerden.
Sarai, kitabın başlarında benim onu boğmak isteyeceğim çok şeyler yaptı ama sonuçta arkasında bir Victor Faust bırakmak zorunda kalmasından sonra normal olmasını da beklemiyordum.
Victor bildiğiniz gibiydi, mükemmel, yine mükemmel, daha bir mükemmel.
Aksiyonun hiç durmadığı bir kitaptı. Daha çok, işkence ve şiddettin dozunun yükselmesi de cabası. Yazarın üçüncü kitabının başında bir notu var. Bu seri aşk kitabı olarak değerlendirilmemeli tarzında. Kesinlikle katılıyorum. Aşk, tutku, şehvet var ama bu serinin adı Katiller Çetesi ve adının hakkını sonuna kadar verecek şekilde toz pembelikten de uzak.
Sarai, benim okuduğum bütün kadın karakterler arasında neredeyse en farklı olanı, Victor ile aralarındaki ilişki ise oldukça değişik, birbirlerine ihtiyaçları var, birbirleri olmadan kendilerini bütün görmüyorlar, ama en önemlisi ilişkilerinin de hiç de normal olmaması ki zaten bunu ikinci kitaptaki olayları bilenler çok daha iyi anlarlar.
Yazarın yazdığı olaylar zor olsa da okuması bir o kadar da akıcı.
Bu seriye başlamak için geç değil okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

6 puan

Katiller Çetesi'ne bir sene sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sarai'yi en son Dina'nın yanında, sıradan ve sakin bir hayat sürerken bırakmıştık. Aradan geçen 8 ay sonra, Sarai, bu sıradan hayatın hiç de ona göre olmadığına karar verir. Dahası kanın tadını bir kere almış köpek balığı gibi, daha fazlasını arzulayarak yarım kalmış bir işi bitirmek için Los Angeles'a geri döner.

Elbette bu zaman zarfında Victor'dan tek bir haber dahi alamamış, en sonunda onu unuttuğuna ve umursamadığına ikna olmuştur. Yine de Sarai amacından vazgeçmeyecektir ve daha önce Victor'un vazifesi aracılığı ile tanıştığı sapkın iş adamını öldürmek için lokantasına geri döner. Lakin işler hiç de umduğu gibi gitmez.

Bundan sonraki yaşanan olaylar Sarai'nin Victor ile yeniden bir araya gelmesine ve bu Katiller Çetesi'nin içine daha fazla girmesine neden olacaktır. Elbet bir de Victor'un kardeşi 'Nikalas' sorunu var ki bu oğlanın olayını, doğrusu; başta anladım,lakin her şeyin açığa çıktığı olay öncesinde yaşananları görünce "Yok ya, öyle değilmiş herhalde." dedirtti yazar. Bu açıdan kendisi tebrik ederim, kendimden şüpheye düşürttü. :D

Aslında ilk kitabı ikinci kitaptan daha çok sevdiğimi ve daha başarılı bulduğumu söylemem gerekir; ilk kitaba 5 üzerinden 4 verirken; bu kitaba da 5 üzerinden 3,5 veriyorum. Neden tam olarak bilemiyorum(beklentim belki fazla yüksekti) ama olayların gidişatı ve karakterler arası konuşmalar bana biraz ortalama geldi; üzerinde biraz daha durulup, geliştirilseydi daha iyi olurdu. Karakterlerin konuşmasına da biraz taktığımı söylemem gerek; yani erkek karakterlerin hemen hemen hepsi de aynı tarz konuşması, sanki hepsinin aynı torbadan çıkmış gibi hava vermesine sebep olmuş; bu da karakterlerin kendilerine özgünlüklerini kaybettirmiş. Sarai'nin kana susamışlığını da ancak son sayfalarda görüp, algılayabildim; öncesinde bana sadece intikam isteyen ve hayatı için kiralık katil olmayı seçen bir kadın portesi ötesini çizemedi. Sadece Victor'un sözleriyle kana susamışlığını 'biliyoruz' ama açıkçası 'göremiyoruz'... Sonuçta Victor da yeri geldiğinde intikam alan kiralık bir katil ama kana susamış değil. Fredirick'in deliliği bile daha iyi gösterilmiş.

Şimdilik söyleyeceğim bu kadar, inşallah 3. ve 4. kitaplar daha başarılıdır.

8 puan

Cidden çok sürükleyici bir seri.. başlamasıyla bitmesi bir oluyor.. ve seride enn sevdiğim karaktere bir türlü karar veremiyorum. O kadar yani..😍

9 puan

İlk kitap kadar güzeldi, hatta biraz daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim. Açıkçası sonlara doğru gelişen olay aklımın ucundan bile geçmemişti ve hikayemize kendi hayatından parçalar ile katılan Frederik'i de şimdiden sevdim.

Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.

8 puan

yorumum; https://www.instagram.com/p/BMEBZaSAKRz/?taken-by=morduslerkitapligi

8 puan

Yaşasın ki hayal kırıklığına uğratmadı yazar beni devam kitabında =D

http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2016/11/ja-redmerski-izabel-katiller-cetesi.html#more

10 puan

Kitap beni ezdi geçti.. Biraz vahşi ama çokça duygulu, hatta bazen eğlenceli. Evet, katiller bazen cok eğlenceli olabiliyormuş. Hayat sıkıcı, birkaç saat güzel vakit geçirmeyelim diyenler; bu seriyi okuyun . J.A. Redmerski'nin yazım dili çok güzel. Çıkardığı her kitap kesin okunmalıdır diye bir düşünce çoktan oluştu bende. Ayrıca ephesus yayinlari kitabı çok güzel bir kapak tasarımı, cilt baskısıyla yayına sunmuş. Alınası, okunası, kesinlikle sevilesi.
Sırada ki kitap Sarai'den bu yana merak ettiğim Fredrik'in kitabı inşallah yayınevi öncelik verir de hemen okuruz.
Not: Katil dediğime de bakmayın bu adamlar asla masumlara zarar vermiyor. Zaten bu kadar sevmemin nedeni de bu özellikleri.

Profil Resmi
10 puan

İlk kitabı kadar muhteşemdi 3. kitabını bekliyorum çıkmak üzere inş

8 puan

İlk kitabı daha çok sevmiştim. Bu da fena değildi ama bir eksiklik vardı sanki. Sarai'nin İzabel olma yolu adım adım işlenmişti.Sanırım olayların bir birine bağlanma kısmı oldu bittiye getirilmiş gibi geldi bana. Bundan dolayıda biraz sasıydı ......

geri ileri