Kağıt Prenses (The Royals #1)

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/05/erin-watt-kagt-prenses-royals-1.html

"Beni mi bekliyordun?" Sesimdeki art niyetten biraz olsun pişmanlık duymadım.

Reed beni baştan aşağı inceledikten sonra tatlı mavi gözleri çıplak bacaklarımda oyalandı. "Sadece derdinin ne olduğunu merak ediyorum."

"Hayatta kalmayı çalışıyorum," dedim dürüst bir şekilde. "Tek yapmak istediğim üniversiteye gidebilmek."

"Beraberinde Royal servetinin bir kısmını da götürmek, değil mi?"

Tüylerim diken diken oldu. Bu çocuk hiç pes etmeyecekti. "Ya da cebimde çaldığım birkaç Royal kalbiyle beraber," dedim tatlı bir şekilde.


***


"Hayal görüyorsun Reed'e abayı yakmadım," diye yalan söyledim.

"Saçmalık."

"Yakmadım," diye ısrar ettim ama Easton farkına varmıştı.

"Saçmalık, Ella. İkiniz ne zaman yan yana gelseniz sigara içme ihtiyacı duyuyorum." Sırıttı ama hemen gülüşü soldu. "Bak, senden hoşlanıyorum. Hoşlanacağımı düşünmemiştim ama öyle oldu. Ve bu yüzden Royalların kafalarının kırık olduğu konusunda seni uyarma ihtiyacı duyuyorum. Yatakta iyiyiz ama yatağın dışında? Dördüncü seviye kasırga gibiyiz."


****


Bakışlarının yüzümü yaktığını hissedebiliyordum. Yüzümü tekrar çevirirken buruk bir şekilde gülümsedim.

"Hadi duyalım."

"Neyi duyalım?"

"Diğer yalanlarını. Bilirsin, nasıl dün akşam bana iyilik yaptığını, aslında beni istemediğini falan filan." Elimi savurdum.

Kahkaha attı.

"Aman Tanrım. Bu bir kahkaha mıydı? Reed Royal gülüyormuş, millet. Biri Vatikan'ı arasın çünkü bir mucize oldu."

Bu tekrar gülmesini sağlamıştı. "Sinir bozucusun," diye homurdandı.

"Evet ama yine de benden hoşlanıyorsun."

Sessizleşti. Sanırım böyle kalmaya devam edecekti ama sonra alçak sesle küfrettikten sonra konuştu. "Evet, belki de hoşlanıyorum."

7 puan

Kitap çıktığından beri çok ses getirdi. Bu kadar beğenilen bir kitap ne kadar ilgimi çekse de ilk başta acaba bu övgüler, methiyeler çok mu şişiriliyor, diye tereddüt etmedim değil. Kitabı okumaya başladıktan sonra ilk birkaç bölümde bu tereddütümün boş olmadığını düşünmeye başlamıştım ki bir baktım kurgu bambaşka bir boyuta geçti.
Ella Harper, Royal ailesinin üzerine tabiri caizse bir yıldırım gibi düştü.
Royal kardeşler, kaosun göbek adı..
Bu savaşı Ella mı kazanacak yoksa Royal kardeşler mi kazanacak?
Royal kardeşler ne kadar pislik yapsalar da - yazar görülene inanmayın derinlerinde kimsenin bilmediği şeyler yatıyor- diye sanki satır aralarında biz okuyuculara her şeye hazırlıklı olun mesajı vermiş.
Sırlar, dönen oyunlar ve Reed Royal gerçekte kim, nasıl biri, kendini gösterdiği gibi çok ama çok kötü çocuk mu yoksa dışarının onu öyle bilmesi mi önemli..
Kitap boyunca aklımda bu sorular dönüp durdu ve hala cevabını bulamadım, umarım serinin ikinci kitabında gizemler yavaşça çözülmeye başlar.
Aslında genel olarak kurgu basitti ama akıcı ve ister istemez okuyanı meraklandıran heyecanla okumamızı sağlayan bir kitaptı. Ve ara vermeden ben ikinci kitapla devam ediyorum.


-----------


Bekle, ben ne diyorum? Kötü çocuklardan ve Reed’den hoşlanmıyordum. O karşıma çıkan en büyük hödüktü…
“Neden bana öyle bakıp duruyorsun?” diye sordu öfkeyle.
Bütün çılgın düşüncelerimi kenara atarak karşılık verdim. “Neden bakmayayım?”
“Görünüşümden hoşlandın, değil mi?” diye sataştı.
“Hayır, sadece bir ahmağın profilini aklıma çiziyorum. Bilirsin, eğer sanat dersinde çizmem istenirse, bir ilham kaynağım olur diye,” dedim alaycı bir şekilde.

geri ileri