Eşine az rastlanır üstün zekasıyla tanınmış, yenilmez İngiltere Kralı Sekizinci Henry ile değerli Kastilya prensi birkaç yıl önce ciddi şekilde bozuşmuşlardı. Bu işi görüşmek ve düzeltmek üzere o tarihte sözcü olarak Felemenk'e gitmiştim. Yanımda iş ve yol arkadaşı olarak eşsiz insan Cuthbert Tunstall vardı. Kral o sırada kendisine, herkesin alkışları arasında, Canterbury başpiskoposluğunu vermişti...
(Tanıtım Yazısından)
Eşine az rastlanır üstün zekasıyla tanınmış, yenilmez İngiltere Kralı Sekizinci Henry ile değerli Kastilya prensi birkaç yıl önce ciddi şekilde bozuşmuşlardı. Bu işi görüşmek ve düzeltmek üzere o tarihte sözcü olarak Felemenk'e gitmiştim. Yanımda iş ve yol arkadaşı olarak eşsiz insan Cuthbert Tunstall vardı. Kral o sırada kendisine, herkesin alkışları arasında, Canterbury başpiskoposluğunu vermişti...
(Tanıtım Yazısından)
Karton Cilt , 250 sayfa
Kasım 2008 tarihinde , Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı
Kitaba karakter eklenmemiş ...
Gerek Utopia'nın asıl metni gerek Mina Urgan'ın değerli incelemesi ile bir bütün olarak irdelenerek okunması gereken bir yapıt.
sorun şu ki, istenen ütopyalar gereğinden fazla laylaylom. ve karanlık ütopyalar onlardan daha gerçek
Thomas More, Utopia ile insanlığa büyük bir armağan sunmuştur. Artık devletler topraklarda, çadırlarda, savaş meydanları ve saraylarda değil, beyinlerde kurulmaya başlanmıştır.
Thomas More Yunanca ''olmayan'' ''iyi'' ''yer'' kelimelerini birleştirerek ''utopia'' kelimesine ulaşmıştır. Sosyalist bir devlet yapısının ilk göründüğü, özgürlükçü bir devlet anlatılır Utopia'da. Ve felsefe tarihinde o da bir başyapıt olarak yerini alır.
Bir klasik, başucu kitabı.
İş Kültür Yayınları baskısında Mina Urgan'ın incelemesi, Utopia'dan daha fazla yer tutuyor.
İlaveten, okuyucunun feraseti ile ilgili bir endişe mi var ki, eserin incelemesi eserden önceki sayfalara yerleştirilmiş?
Okurken düşündümde çok çelişkili bir kitap bence... Sonuçta köleliğe karşı, insanların eşit yaşadığı bir ülkeden bahsederken, bir yandanda hizmetçiler var.... Nasıl yani dedim.
kitabın kahramanı bizzat yazarın kendisidir.yazarın yarattığı dünya kusursuz özelliklere sahip bir dünya yaratmış devletin sorumluklarını çok güzel bir dille anlatmıştır
Zamanına göre güzel bir kitap, ama günüzme değerler keşfedilmiş hatta olağan olmuş...ama yazarın o günkü yaşam koşullarına göre hakkını vermek lazım..
bolca altını çizerek okudum kitabı.. 1500 lü yıllarda yazılmış olmasına rağmen o zamanın olan devlet anlayışlarının şimdiye bu kadar benziyor oluşu beni biraz şaşırttı açıkçası. ütopya ya gelince mülkiyetin olmaması, para, altın, gümüşe bakış açıları çok güzel olsa da hep genellemesi, sadece toplumsal düzeyde bakılması ve bireyselleştirmemesi, bireylerin düşüncelerinden bahsetmemesi gerçekten bu toplumun var olamayacağının kanıtı bence. çünkü insanız, hırs,kibir,oburluk,yetinememe bizim doğamızda var..
hatırladığım kadarıyla, keşke gerçek olabilse diye düşünmüştüm.Marks ve hengels'in dediği gibi insan insan olmadıkça mümkün değil.
Genel ütopyalar içinde en tutarlı olanlarından.Mina Urgan'ın kitabın sonunda ki verdiği bilgiler içinde Thomas More'un hayatı ile ilgili verdiği bilgiler yararlı fakat mukayese bana kalırsa tam bir hayal kırıklığı.Bilimsel bir yaklaşımdan uzak eklektik bir anlayışla diğer ütopya türleri ile kıyas gerçekleştirilmiş.Bu konuda yapılabilecek en güzel şey diğer ütopyaları da okuyup objektif temelde kıyas yapmak.
Dönemine göre muhteşem bir yapıt, sosyalizmin ilk temel taşı,
yazarda dünyanın ilk sosyalisti aslında (bilmeden belkide)
iş bankası yayınlarını tercih edin, mine urgan'ın incelemesi var içinde.
İngiliz düşünür Thomas More, çok güzel bir devlet hayal etmiştir. Gerçekte olması mümkün olmayacak kadar güzel bir ülkeyi hayal etmiş. Böyle bir ülke geçmişte olmadığı gibi gelecekte de olmayacaktır. Hele hele canilerin, vahşilerin, kinin, nefretin, ölümün, savaşın, çıkarların, benciliğin, adaletsizliğin olduğu 21. yüz yılda hiç mümkün değil. Çünkü Thomas More’nin hayal etiği ülke de bunlardan hiç biri yoktur. Tam tersi: Barışın, yardımlaşmanın, adaletin, insan haklarının, demokrasinin olduğu bir devletten bahsediyor.
Öncelikle yazıldığı döneme rağmen, günümüzde de rahatça uygulanabilecek hatta uygulanması gereken örf, adet ve düşünce kalıplarından bahseden, oldukça sürükleyici bir eser.
Ütopya ülkesinin yaşayış tarzında belirli sıkıntılar olduğu ortada, bunu kitabın sonunda Thome More'un kendisi de belirtiyor zaten. Köle kavramının, zamanındaki köle yapısından farklı olduğunu da belirttiği için o kısma çok takılmadım. Kadın ve erkek eşitliğinin ve kadının toplum üretimine faydalı ve resmen bir 'birey' olarak sunulması, o dönem açısından oldukça yenilikçi olsa gerek. Beğendiğim bir kısım daha.
Çok beğendim, bir gecede okudum, tekrarladığım not aldığım oldukça fazla yeri var. Tavsiye ederim.
"Yurttaşlarının yaşamını iyileştirmenin yolunu onları yaşamın sunduğu bütün zevklerden mahrum etmekte arayan bir kral, özgür insanlara hükmetmeyi bilmediğini açıkça itiraf etmeli. Her şeyden önce de kendi beceriksizliğini ya da gururunu bastırmakla işe başlamalıdır."
Paperback (edit)
Review Korkunç bir darbe girişiminden sonra psikolojik olarak zor günler geçirdiğimiz günlerde başladım Thomas More'un Ütopya'sını okumaya. More, tıpkı Platon'un Devlet eserindeki gibi diyaloglarla anlatıyor ütopik devlet düzenini.
Maceraperest Rapheal Hythloday, gezintileri sonucunda kaybolup kendini ütopya adasında bulur ve beş yıl yaşadığı kibirden, kıskançlıktan, hırstan yoksun insanlardan kurulu adadan Avrupa'ya geri dönerek yaşadıklarını anlatır.
Farklı görüşlere, farklı dinlere saygının olduğu, insanların güven ve refah içinde yaşadığı ütopya adasının bize çok uzak oluşu, kitap biterken canımı sıkıyor.
Üzerinden 500 yıla yakın zaman geçmesine rağmen popülerliğini koruyan bir kitap. Yazarın o yıllarda hayal ettiği devlet yapısının kısmen günümüzde gerçekleştiğini söylemek mümkün. Ancak gerçekleşmeyen kısımları görünce ve kalan ömrümde gerçekleşmeyeceğini bilmek üzüyor insanı.
Kitap Hayvan Çiftliği 1948 platon devlet gibi kitapları sevenler için mutlaka okunması gereken bir kitap içinde yapılan adaletsizlik ideal devlet nasıl olmalı zenginler zengin olmak için nasıl insanları kullanıyor devleti asıl ayakta tutan fakir halk bunlarla ilgili bilgiler veriyor. Bunların yanında ütopya isimli hayali bir devletle devlet nasıl olmalı insanlara nasıl davranmalı bunları anlatıyor.Devlet Kominizme benziyor olabilir ama çok daha adil çok daha insancıl bir devlet hayali kurmuştur. Dinlere karşı da büyük hassasiyet getirmiş olan more'un devletinde insanlar farklı dinlere bağlı olabilirler hatta dinsiz bile olabilirler ama birbirlerine son derece saygılıdırlar. Mümkün görünmüyor ama inşallah böyle bir devlete yakın bir devlet gelecekte olur
Çağının ötesinde devlet ve adalet kavramlarını sorgulatan sosyalizmin tohumlarını içeren büyük bir eser !
More kitabın birinci bölümüde ''Kolay kolay bulunmayan şey, doğrulukla, akıllıca düzenlenmiş bir toplumdur'' diyor. İnsanı gerçekten düşündüren çok karmaşık ama bir o kadar da basit bir cümle. Bu bölümde, sohbet ederlerken Raphael'e hak verdiğim birçok yer oldu. Onlardan biri;
''Toplum her insana eşit bir güvenlik sağlamadığı sürece, bir insanı para çaldığı için öldürmek doğru değildir, diyor. Diyeceksiniz ki, toplum ölüm cezasını verirken beş on para çalmanın değil, adaletin ve yasaların öcünü almaktadır. Raphael de:Summus jum summa injuria (Aşırı doğruluk aşırı haksızlık getirir). Yasa koyanın AKLI o kadar YANILMAZ, o kadar KESKİN midir ki, buyruğunu dinlemeyen kılıcı hak etsin??'' diyor. Bilerek o kelimeleri büyük yazdım ne kadar doğru-benim mantığıma göre- bir cümle. Yasaları da koyan insanlar ve o insanlarda hata yapabilir değil mi???
2. bölümde Raphael Ütopya'yı anlatıyor. Bu arada Ütopya'nın analizini yapmayacağım. Zaten kitapta inceleme var benim analiz yapmama gerek yok. Ama hissetiklerimden bahsedeceğim. Soluksuz okudum diyebilirim, akıcıydı çünkü. Okudukça daha fazla merak ediyorsun. Bu yüzden hiç sıkılmıyorsun. Raphael'in dediğine göre Ütopyalılar vakitlerini hiç boşa harcamıyorlarmış ve sürekli kendilerini geliştirmeye çalışıyorlarmış, bu yönlerini çok beğendim. Bende öyle biri olmaya çalışıyorum. Okurken herşey hayal gibi geldi ve Ütopyaya gitmek istedim. Neden hayal gibi geldi, zaten hayal diyeceksiniz ama ilk bölümden itibaren sanki Ütopya gibi bir yer gerçekten varmış gibi bir hisse kapıldım. Somut tastamam bir ülke. Raphael herşeyi anlatmış ama nerede olduğunundan hiç bahsetmemiş....Gitmek isterdim. Aslında konuşulacak çok şey var. Okuyun, kitapta olur olmaz demeyin. Hayal edin. İyi olun.
Aa bu arada kendi hayatımda kullanacağım çok güzel bir atasözü de öğrendim: ''Çok saçmalayan sonunda bir doğru laf eder''
Okuyun, okutun bu değerli eseri. Hayatına da baktığınızda doğruluktan, iyilikten şaşmadığını düşüneceğiniz Thomas More' un ütopyasını mutlaka okuyun. İş sadece bunu okumak değil önsöz ve sonsöz kısımlarını da okumak. Bu yüzden İşbankası yayınlarını tercih etmek en güzeli.
Thomas More'un ideal devlet yapısını anlattığı kitabı.Gerçekten de adı gibi ütopya.Böyle bir devlet düzenini kim istemez ki? Kim böyle bir işleyişin parçası olmaktan mutlu olmak istemez ki?
İnsanı birçok açıdan bilgilendiren, fikir veren yararlı ve okunması gereken bir kitap. Utopia sevgili yazarımız More'nin düşlediği mükemmel ülkenin ismidir.Bu ülke her anlamda harika tasarlanmış bir siyasete,ekonomiye,hukuka vs. sahip. Çağının ötesinden, çağını eleştiren bir şaheser. Tek sıkıntı, yazarın düşlediği ülkeyi biraz fazla mükemmel düşleyip gerçeklikten ve mantıktan kopuk, insanı rahatsız eden kısımlara yer verişidir.Okurken bazı noktalarda '' Yahu kardeşim tamam abartma'' diye isyan edecek olsanız da bu ülkeyle ilgili tüm detayları öğrenmek isteyeceksiniz.