Jean-Christophe Grangénin ikinci romanı olan Taş Meclisi, tesadüfî bir trafik kazasıyla birlikte gelişir. Hayvanların, özellikle de yırtıcı hayvanların doğal çevrelerindeki davranışlarını inceleyen ve şaolin boksu meraklısı olan Diana Thiberge, genç kızlık dönemini karartan korkunç bir dramı yaşadığından beri hiçbir erkeği öpmemiştir. Bu demir karakterli genç kadın, küçük Lu-Sianı evlat edindikten sonra, korkunç deneylerin yaşamında iz bırakacağını aklına bile getirmez. Parise dönüşlerinin hemen ardından, Diana ve Asya kökenli oğlu korkunç bir trafik kazası geçirirler. Ama bu kazada bir cinayet teşebbüsünü hatırlatan her şey vardır. Ölümün eşiğindeki küçük Lucien, Berlinden gelen esrarengiz bir doktor tarafından kurtarılır. İşte burada sorular ortaya çıkar: bu doktora kim haber vermiştir? Hastayı nasıl ve neden kurtarmıştır?Soruların cevabını bulma serüveni, parapsikolojiden Şamanizme varan inançlar yumağını çözdükçe karmaşıklaşır. Pariste başlayan arayış, Sibiryanın derinliklerine kadar uzanır. Ve tabiî korku ve gerilim de...
Jean-Christophe Grangénin ikinci romanı olan Taş Meclisi, tesadüfî bir trafik kazasıyla birlikte gelişir. Hayvanların, özellikle de yırtıcı hayvanların doğal çevrelerindeki davranışlarını inceleyen ve şaolin boksu meraklısı olan Diana Thiberge, genç kızlık dönemini karartan korkunç bir dramı yaşadığından beri hiçbir erkeği öpmemiştir. Bu demir karakterli genç kadın, küçük Lu-Sianı evlat edindikten sonra, korkunç deneylerin yaşamında iz bırakacağını aklına bile getirmez. Parise dönüşlerinin hemen ardından, Diana ve Asya kökenli oğlu korkunç bir trafik kazası geçirirler. Ama bu kazada bir cinayet teşebbüsünü hatırlatan her şey vardır. Ölümün eşiğindeki küçük Lucien, Berlinden gelen esrarengiz bir doktor tarafından kurtarılır. İşte burada sorular ortaya çıkar: bu doktora kim haber vermiştir? Hastayı nasıl ve neden kurtarmıştır?Soruların cevabını bulma serüveni, parapsikolojiden Şamanizme varan inançlar yumağını çözdükçe karmaşıklaşır. Pariste başlayan arayış, Sibiryanın derinliklerine kadar uzanır. Ve tabiî korku ve gerilim de...
Söz konusu Jean Christopher Grangé olduğunda kesinlikle en kötü kitabı. Filmi ise kitaptan bile kötü. Yine SSCB ve Orta Asya ile ilgili enteresan bilgiler edinmeniz mümkün.
Jean Grange'ın ilk okuduğum ve vurulduğum kitabıdır. Her ne kadar filmi çevrilmiş olsa da bence filmini izlemeyin kitabı okuyun derim.
İlk 200 sayfada öldüm bittim, bayıldım resmen kitaba. Karakterin ruh halinin yansıtılması, olayların gidişatı, gizemin korunması çok başarılıydı. Lakin ana karakterimizin Rusya'ya geçişinden sonraki kısım, yani kitabın ikinci yarısı öyle bir bozuyor ki hikaye resmen benim için hüsran oldu. İlk yarısı için kafadan 9 puan vermeyi düşünürken şimdi 6 puan ancak diyorum. Keşke olay Fransa'nın dışına çıkmasaydı ve gerçekçilik korunsaydı. Yine de yazarın çok övülen kitapları fazlaca. Deneyeceğim bir kaç kitabını.
Kitap çok güzeldi...Ardından flmini izlemiştim ama film kötü uyarlanmıştı.Kitapların tadını vermyor bir şey...
Mükemmel olay kurgusuna sahip ve sürükleyici bir roman. Şiddetle tavsiye ediyorum her kitabını. Mutlaka okunmalı bir yazar.
Hiç ummadığım bir sonla karşılaşsamda sonu beni hüsrana uğratsada okunası bir kitap
gereğinden fazla abartılmış bir yazar ve kitapları.. bakın ne kadar çok şey biliyorum ama bunları ne kadar saçma kurguluyorum şeklindeki kitaplarından biri daha.. 3 kitabını okumuş oldum bununla birlikte ve bu sonuncusu oldu.. vakit kaybı..
Diğer Grange kitaplarına göre kurgu bana fazla zorlamaymış gibi geldi ama okusanız da bir şey kaybetmezsiniz.
Her şey iyi güzel , tam sonuna gelince hafif bir hayal kırıklığı. Fantastiğe çekmenin ne lüzumu var şimdi. Bırak onu başkaları yapsın.
Taş Meclisi" Jean-Christophe Grangé tarafından yazılmış ikinci romandır.
Roman genel olarak "psikoloji", "parapsikoloji", "şamanizm" ve "telepati" hakkında ilginç detaylara yer vermektedir.
Ilk 200 sayfasini 1-2 gune okudum, cok iyiydi. Ancak devami o kadar iyi degil. Grange olsun, camurdan olsun. :)
Grane'ın okuduğum ilk kitapıdır sanırım başlangıç için pek iyi bir seçim yapmamışım ortalama bir kitap filmi de berbattır.
Grange'den yine detaylı bir kurgu, heyecanlı bir hikaye. Ama içinde mantıksızlıklar yer yer saçma sayılacak olaylar mevcut. Yine de tarzı sevenler için okunabilir bir kitap.
Daha önce okuduğum kitabı tekrar okuyorum.Bence Grange'ın en vasat kitabı.Ha neden okuyorum çünkü kitap kalmadı evde.
Yazarın ustalığını konuşturduğu ters köşeleri bol bir roman. olayların akış şeması yıllar önce planlanmış ritüeller ile okuru içine çekmekte hiç zorlanmayan güzide bir eser.
Yazarin elinde muhtesem bir malzeme varken bunu kullanamamis gibi hissettim. Hikaye kopuk kopuk, akisi saglamak cok zordu. Final her zamanki gibi sasirtici olsa da daha esasli birseyler bekledim sanirim.
psikoloji, şamanizm ve telepati kurmayla ilgili ilginç bir roman. D. Thiberge (başkahraman) çocuk sahibi olmayı çok istemekte fakat küçükken cinsel organına yapılan saldırıdan sonra evlat edinme yoluna başvurmuş bekar bir kadındır. Bangkok ta bir yetimhaneden "Lucien" adlı bir çocuğu evlat edinir. Bu çocuk gariptir ve Thiberge söylediği birkaç kelimeyi hangi topluluğa ait olduğunu bulmak için araştırmaktadır.
Garip bir kazadan sonra Lucien in durumu kötüdür ve komadadır. Bir akupunkturcunun yardımıyla imkansız olan iyileştirme gerçekleşmiştir. Lucien'ın "Şaman" soyundan gelen, telepatik güçlere sahip olan bir çocuk olduğunu öğrenmesi Diane için soluksuz ve tehlikeli bir macerayı başlatır.
Parapsikoloji ve şamanizmin harmanlandığı bu Grange kitabını hep en mistik Grange kitabı olarak bulmuşumdur.Hele ki kitabın finali benim için hala çok etkileyicidir.
Yazarın ilk okuduğum kitabı idi. oldukça etkileyici bir hikayesi vardı fakat sonlara doğru çok sıkılya başlamıştım. Bitirdiğimde tekrar okumaya gerek yok dedim. Yinede en azından bir sefer okunası bir eser
Kazamı yoksa cinayete teşebbus mu sonuç olarak iş hayatına özel hayatını karıştırma, karıştırandan da uzak dur.
Güzel bir kitaptı. Garange yine kendine hayran bıraktı. Pek çok şey öğrendim yine. VE şamanların gücüyle büyülendim :)
''Ne derler bilirsin;bütün bu mümkün olanlar sıralanıp bir kenara bırakıldıktan sonra,geriye ne kalır? İmkansız olan.'' diyor grange ve imkansız gibi görülen bir kitap sunuyor önümüze. Şamanizim,parapskiloji,akupunktur üzerine yazılmış çok fazla heyecan barındırmamasına rağmen,grange güzel anlatımıyla süslü olan bir kitap yer yer sıkıcı ve bu kadar yazılmış sayfaya ne gerek vardı dedirtmedi değil.
yine mistik ve paranormal olayları kitaplarında yer yer belirten grangé'nin çok güzel hazırladığı bir kitabı. mistik doğa üstü olaylar cezbediyorsa okumanızı öneririm. kitabın sonlarına doğru mistik olay patlaması yaşıyorsunuz. onun öncesinde paranormal olaylar, grangé'nin alışık olduğumuz bir çok farklı yerden oluşan olay zinciri.
Ortalama bir Grange romanı. Düşük temposuna rağmen kurgusuyla yine okutuyor kendini.
Ölü Ruhlar Ormanı varken kesinlikle en kötü kitabı denilmemeli bence. Tabii sonuçta Grange'dan bahsediyoruz ne kadar kötü olabilir ki? Sürükleyici, fantastik... Ama bunun yanında güçlü betimlemeleri ve iyi kişilik tahlilleriyle sanki film izliyormuş izlenimi uyandıran bir kitap.
Bu tarz kitapların hepsi sadece sonu için okunur. Cümleleri yutarcasına geçersiniz, tuğla gibi kitap 2 günde biter ve aslında siz kitap okumuş olmazsınız. Elbette kelime haznenize katkıları olur bu tarz kitapların ama onun dışında size pek de bir şey katmazlar. Hal böyleyken bu tarz bir kitabı kurtarabilecek, övülmesini sağlayacak en önemli şey kitabın finalidir ve ne yazık ki bu kitabın finali tam bir fiyasko.
Yazarla ilk tanışmam. Son 30 sayfaya kadar her şey güzel gitmişti. Kullanılan hayali ve varsa gerçek ögeler hoşuma gitmişti. Fakat sonunu güzel bitirememiş yazar. Çok abartı ve saçma olmuş. Daha farklı bir bitiş bekliyordum açıkçası.
Jean Grange ustanın 3. kitabı. İnanılmaz hayal gücü burada yeniden devreye giriyor. Parapsikoloji, şamanizm ve sürükleyici bir macera. Jean Grange okunmalı...
Yazdıkları uzun süreler çok satanlar listelerinden düşmeyen, birçok dile çevrilen ve sinemaya uyarlanan Fransız yazar Jean Cristophe Grange'nin üç bölüm 365 Sh dan oluşan macera gerilim ve gizem dolu bir romanı.
Macera romanın baş kişisi olan Diana Thilberge'nin Tayland Birmaya sınırındaki Ra Nong adlı bir kasabadaki yetim yurdundan bir çocuğu evlat edinmesi ile başlıyor ve Fransa, Rusya; Moğolistan'da devam ediyor.
Taş Meclisi oldukça gerilimi yüksek, kanlı, sürpriz ve aksiyon dolu bir roman. Bana yazarın kısa süre önce okuduğum Leleklerin Uçusu adlı kitabınla benzerlikler çağrıştırsada çok keyif alarak ve her sonraki sayfasını merak ederek okudum. Polisiye Gerilim tarzı kitap severlere tavsiye ederim....
Kitabın kurgusunun oldukça güzel buldum. Bağlantılar oyunculara yüklenen anlam ve roller etkileyici. Kitabın sonundaki bağlantının da bitişinin de özel olduğunu farklı olduğunu hissettirdi.
Kurgusu fazla uçuk geldi, onun harici tam bir gerilimdi diyebilirim. Yazarin okudugum ilk kitabı oldu kendisi.
Karton Cilt, 41. Baskı, 365 sayfa
Ocak2018 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı