Son Sefarad: Sultan Bayezid'in Savaşı (İmparatorluk, 2)

1492.
Endülüs medeniyeti katlediliyor.
Tüm dünya seyirci kalıyor.
Bir Osmanlı sultanı hariç..
Endülüs'teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif'in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır...
Granada İslam İmparatorluğu'nun çökmesiyle birlikte Katolik Avrupa'nın önündeki tek engel artık Sefaradlar, yani Endülüs Yahudileri'dir.
Engizisyon her gün binlerce kitap yakmakta ve tarihin en büyük barbarlık suçunu işlemek üzeredir. İnancını saklamak zorunda kalan yüz binlerce Yahudiden biri olan David Marrano, Endülüs'ün eski kültürünü devam ettirmeye çalışırak gizlice İbranice ve Arapça kitaplar çoğaltır. Ne var ki, Engizisyon, David'in ve aşkı Esther'in de izini bulmuştur.
İspanyol denizci Kristof Kolombus ise kütüphane yağmalarından ele geçirdiği haritalar ve zindanlara atılan Müslüman ve Yahudilerden kurduğu mürettebatla dünya tarihini değiştirecek bir keşfin eşiğindedir.
Kara Davud İspanya'daki tüm bu gelişmeleri yıllarca payitahta rapor etmiştir. Sultan Bayezid, böylelikle tarihin en büyük kurtarma operasyonlarından birini başlatacaktır. Ancak Akdeniz'deki Haçlı korsanları ve İspanya'daki Katolik şövalyeler bu görevi imkânsız hale getirecektir...
Davud'un sır dolu geçmişi, kitap avcısı Santiago'nun iç çatışması ve hattat genç Bayezid'in kendi nefsi ile olan savaşı romanın ana izleklerini oluştururken Türk denizcileri Kemal ve Burak Reisler ile genç Piri Reis de bu epiğin diğer renkli karakterleri.
Beyazıt Akman'ın Fatih'i anlatan ilk romanı Dünyanın İlk Günü büyük beğeni toplamış, tarihi yapımlara ilham kaynağı olmuştu. Amerika'da Dünya Edebiyatı alanında öğretim üyesi olan genç yazarın ikinci romanı Son Sefarad hem Endülüs'e yakılan bir ağıt, hem de 21. yüzyılda bile eksikliği hissedilen bir insanlık dersi sunuyor.
Ezberleri yeniden bozmaya ve Atlas Okyanusu'ndan Akdeniz'e uzanan film tadında soluk soluğa bir maceraya daha hazır olun

1492.
Endülüs medeniyeti katlediliyor.
Tüm dünya seyirci kalıyor.
Bir Osmanlı sultanı hariç..
Endülüs'teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif'in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır...
Granada İslam İmparatorluğu'nun çökmesiyle birlikte Katolik Avrupa'nın önündeki tek engel artık Sefaradlar, yani Endülüs Yahudileri'dir.
Engizisyon her gün binlerce kitap yakmakta ve tarihin en büyük barbarlık suçunu işlemek üzeredir. İnancını saklamak zorunda kalan yüz binlerce Yahudiden biri olan David Marrano, Endülüs'ün eski kültürünü devam ettirmeye çalışırak gizlice İbranice ve Arapça kitaplar çoğaltır. Ne var ki, Engizisyon, David'in ve aşkı Esther'in de izini bulmuştur.
İspanyol denizci Kristof Kolombus ise kütüphane yağmalarından ele geçirdiği haritalar ve zindanlara atılan Müslüman ve Yahudilerden kurduğu mürettebatla dünya tarihini değiştirecek bir keşfin eşiğindedir.
Kara Davud İspanya'daki tüm bu gelişmeleri yıllarca payitahta rapor etmiştir. Sultan Bayezid, böylelikle tarihin en büyük kurtarma operasyonlarından birini başlatacaktır. Ancak Akdeniz'deki Haçlı korsanları ve İspanya'daki Katolik şövalyeler bu görevi imkânsız hale getirecektir...
Davud'un sır dolu geçmişi, kitap avcısı Santiago'nun iç çatışması ve hattat genç Bayezid'in kendi nefsi ile olan savaşı romanın ana izleklerini oluştururken Türk denizcileri Kemal ve Burak Reisler... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
7 puan

kitaba baslarken yazarın ilk romanındaki gibi osmanlı merkezli bir romanla karsılasacagımı umuyordum. kapaktaki "sultan beyazıtın savası" sloganıda bu beklentimi artırmıstı. fakat romanın ana kahramanı bizim türk sinemasından alıskın oldugumuz kara murat versiyonundan kara davut cıktı. birde son sefarad musevi david.. endülüsün yıkılan yakılan kültürüne hayıflanırken, Türk islam bilginlerinin üzerleri kapatılarak kazanılan zaferlerin üzerine konulmasına üzücü oldugu kadar bilgilendirici olmus. ayrıca yazar ilk romanında hiç mahreme girmemişken, bu romanında ara ara mahremiyeti yazmıs hep aynı cümleler ile. buda bir okur olarak sasırtı beni hayal kırıklıgına ugrattı. ama davutun elife olan askına imrendim, saf ve inancla olan baglılıgı muhtesem.. keske sultan beyazıttan da daha cok bahsetseydi, topkapı kolidorlarında daha cok dolandırsaydı okuru..

10 puan

Beyazıt Akman okumayan tarih kitabı okurum demesin arkadaş. Bir başyapıt. Bir şaheser. Mükemmel bir kitap daha. Dünyanın İlk Günü de çok özel ve güzel bir kitaptı ama Son Sefarad gerçekten bambaşka. Okurken insanı, oturduğu koltuktan alıp kitapta anlatılan olayların içine bodaslamasına atıyor. Onlarla savaşıyor, onlarla çaresizliği ve mutluluğu hissediyorsunuz. Hiç mi bir kere sıkımaz insan okurken? Sıkılmak ne kelime, her kelimeyi zevkle okudum. Gelecek olan kuşaklar için çok önemli bir kitap. Öğretici, eğitici... Anlatmak için kelimelerin yetersiz kaldığı bir kitap. Herkes ama herkes okumalı...

10 puan

tek kelimeyle muhteşem

10 puan

http://cineshoot.net/son-sefarad-beyazit-akman.html

İnsan Beyazıt Akman eserleriyle tanıştıktan sonra sadece iki kitap yazmış olmasına üzülüyor. Hayranlıkla, pür dikkat, soluk soluğa okuduğumuz Dünyanın İlk Günü‘nden sonra İmparatorluk üçlemesinin ikinci kitabı olan Son Sefarad‘ı elime almamla bitirmem de bir oldu bu yüzden. Aslında sindire sindire, ağır ağır, belki de aylara yayarak okumak gerek bu adamın yazdıklarını ama öyle güzel betimliyor, öyle güzel birleştiriyor ki harfleri okumadan duramıyor, hikayenin devamını dinlemeden edemiyorsunuz.

Dünyanın gidişatını değiştiren İstanbul’un Fethi’ni anlatan ilk kitaptan sonra, İmparatorluk II’de, yani serinin ikinci kitabı olan Son Sefarad’da tarihi biraz daha ileri sararak Fatih’in oğlu II. Bayezid‘in emriyle yapılan, tarihin belki de en büyük kurtarma operasyonlarından birine yer veriyor Beyazıt Akman. Tabii bu hikayeyi de kuru kuru, sıradan bir olaymış gibi değil, nefes verdiği diğer detaylar ve aralara müthiş serpiştirdiği güzelliklerle yine uzun süreler tadı tamağınızda kalacak bir şekilde sunuyor size.

Beyazıt Akman’la tanışana kadar tarih okumayı sevmeyen bendenize bile “delirdin mi sen” diye ihtar çeken genç yazar, çok iyi yaptığı şekilde, bir kez daha birkaç koldan anlatarak bir kitaptan çok film havasında bitirmenizi sağlıyor serinin ikinci kitabını. Her yeni sayfaya geçtiğinizde biraz daha okumak istiyor, her bölümü bitirdiğinizde “acaba diğer tarafta durumlar ne?” diye merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Dünyanın İlk Günü’nden sonra Son Sefarad’la da aynı tadı vermeyi başarması, aynı kaliteyi sektirmeden devam ettirebilmesi, okuyucu için kitabı vazgeçilmez hale getirmesi Beyazıt Akman’ın en sevdiğim yanlarından oldu. Tarihi bilgisi ve araştırmaya olan tutkusu zaten kitabın her sayfasında buram buram kokuyor ama bunu kaleme döküp bir de bu kadar etkileyici bir kitap yazmak, daha doğrusu iki kitap yazmak büyük başarı. Sırf bu yönüyle bile çoğu yazardan sıyrıldığını söyleyebilirim. O yüzden hala bu adamla tanışmadıysanız bana kalırsa bu çok büyük bir kayıp. İlk gördüğünüz yerde satın almanızı ve türüne bakmadan balıklama dalmanızı tavsiye ederim. Son dönemde okuduğum en iyi birkaç kitaptan biridir. 10/10

8 puan

bu tarihi kitaptan ne öğrendim?

* sultan beyazid'in şehzade iken hayatını
* endülüs devletinin yıkılışını ve sultan boabdil'i
*kraliçe izebella ve kral ferdinard'ın krallıklarını birleştirdiklerini din adamlarına uyup müslümanlara ve yahudilere yaptıklarını
* hahambaşının sultan beyazid'den yardım istediğini
*sultan beyazid'in hattat olduğunu
*kristo colombus'u
* ve marrano matbasının ortadoğunun ilk örneklerinden olduğunu
öğrendim.

kitabın eksikleri

*fatih sultan mehmed han'ın son seferi ve ölümü
*cem sultan olayı
* şah ismail'in faaliyetleri
*sultan beyazıt'ın padişahlığının son zamanları

kitap; yahudilerin kurtarılış hikayesini anlatabilir, sultan beyazid denince aklıma; fatih sultan mehmed han'ın son seferi ve ölümü, cem sultan olayı ve beyazid'in padişah oluşu, sultan beyazid'in padişahlığının son zamanlarında güçlenen şah ismail ve faaliyetleri aklıma geliyor eksiklere rağmen güzeldi keşke sultan beyazid'in padişahlığının son zamanlarını da anlatsaydı kitabın tadına doyulmazdı..

10 yıl, 10 ay
10 puan

mukemmel

8 puan

Beyazıt Akman’ın Fatih’i anlatan ilk romanı Dünyanın İlk Günü büyük beğeni toplamış, tarihi yapımlara ilham kaynağı olmuştu. Amerika’da Dünya Edebiyatı alanında öğretim üyesi olan genç yazarın ikinci romanı Son Sefarad hem Endülüs’e yakılan bir ağıt, hem de 21. yüzyılda bile eksikliği hissedilen bir insanlık dersi sunuyor.

Ezberleri yeniden bozmaya ve Atlas Okyanusu’ndan Akdeniz’e uzanan film tadında soluk soluğa bir maceraya daha hazır olun..

10 puan

şu ana kadar okuduğum en iyi tarihi romandı ve en kısa zamanda imparatorluk biride okuyacağım

9 puan

tarih,bilgi,edebiyat fazlasıyla hayalgücünün ustalıkla harmanlanmasıyla oluşmuş verilen emeğe saygı duymayı bir borç hissettiren bir yapıt

10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
9 puan

Tarihe meraklı, tarihle ilgili bilgileri heyecanlı ve güzel bir yoldan almak isteyen insanlar için ideal bir kitap. Sürükleyiciliğiyle harika bir etki bırakıyor. Tavsiye ederim.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, Tarihi Roman, 652 sayfa
Kasım2012 tarihinde, Epsilon Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9789944825962
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

hatice emeksiz Kardelen1975 sedasenen Şşüheda Tom Riddle
7 kişi

Okumuşlar

marcoloji sabriyetilke heybet042 mstf37 ank000
142 kişi

Okumak İsteyenler

Liger Süheyla sütlü kahve Hilalim symbicort
78 kişi

Takas Verenler

designer73
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski