Semaver / Sarnıç / Şahmerdan / Lüzumsuz Adam

Her yapıtıyla hayatın bir başka yönünü görmemizi sağlayan, Yazmasam çıldıracaktım, diyen Sait Faikle buluşmanın yeni adresi artık Yapı Kredi Yayınları. Yepyeni bir sesle, apayrı bir solukla öykünün yurduna yolculuk yapmanın vakti geldi... Sait Faikin yayın haklarını alan Yapı Kredi Yayınları, büyük ustanın sağlığında yayımlanmış öykü kitaplarından; Semaver, Sarnıç, Şahmerdan ve Lüzumsuz Adamı kapsayan Toplu Öyküler - 1 başlığı altında yayımlıyor. Kitabın yayıma hazırlanmasında, Sait Faikin Varlık Yayınlarından çıkmış kitapları esas alındı. Yapı Kredi Yayınları, ayrıca oluşturduğu bir ekiple, Darüşşafaka Cemiyetinin, Burgazadadaki Sait Faik Müzesinde koruduğu ve bugüne kadar tam olarak elden geçirilmeyen çok sayıda el yazmasını, mektubu, notu, defteri incelemeye başladı. Tümünün okunmadığı bilinen çoğu eski yazı olan bu metinlerden birden çok kitap çıkabileceği belirtiyor. Tüm bu zahmetli çalışmanın sonunda karşımıza hiç bilmediğimiz yönleriyle ve hiç okumadığımız yazılarıyla bir Sait Faik çıkması muhtemel... TADIMLIKÖmrümde ilk defa bir insanı uyurken seyrettim. Bu iyi, sıhhatli, temiz ve küçük insanların uykusu bambaşka bir şey, şimdi hatırlıyorum da... Uyuyanın iyi, güzel, dinlendirici dünyasına, seyreden agâh oluyor gibidir. Onun âlemine uyanık olarak girmek, insana bir ürperme veriyor. Yemin ederim ki onun uykusunu ben de uyuyordum: Uyanık olarak... İçimde kahramanlıklar, dostluklar ve arkadaşlıklar... Kocaman otların, denizin, balıkların, sandalın, bahçıvan kulübesindeki memeleri büyük kadının; posbıyıklı, nefesi şarap ve tütün kokan bağcının, Odisyaların kulübesinin içindeki kırık dökük temiz eşyanın; esmer, sırım gibi ince uzun bacaklı, etekleri rüzgârlı kız kardeşinin; koca yemiş meyvelerinin, camların mahremiyetine giriyorum. İçimde arzu, bir çeşme gibi akıyor. Eğiliyorum. Bu açık dudakları ve kapalı gözleriyle uyumuş arkadaşımı yanağından öpüyorum. Belki ömrümde ilk ve son defa bir insanı bilinmedik bir yerinde yıkanmış arzularımla bir daha bir daha öpüyorum.

Her yapıtıyla hayatın bir başka yönünü görmemizi sağlayan, Yazmasam çıldıracaktım, diyen Sait Faikle buluşmanın yeni adresi artık Yapı Kredi Yayınları. Yepyeni bir sesle, apayrı bir solukla öykünün yurduna yolculuk yapmanın vakti geldi... Sait Faikin yayın haklarını alan Yapı Kredi Yayınları, büyük ustanın sağlığında yayımlanmış öykü kitaplarından; Semaver, Sarnıç, Şahmerdan ve Lüzumsuz Adamı kapsayan Toplu Öyküler - 1 başlığı altında yayımlıyor. Kitabın yayıma hazırlanmasında, Sait Faikin Varlık Yayınlarından çıkmış kitapları esas alındı. Yapı Kredi Yayınları, ayrıca oluşturduğu bir ekiple, Darüşşafaka Cemiyetinin, Burgazadadaki Sait Faik Müzesinde koruduğu ve bugüne kadar tam olarak elden geçirilmeyen çok sayıda el yazmasını, mektubu, notu, defteri incelemeye başladı. Tümünün okunmadığı bilinen çoğu eski yazı olan bu metinlerden birden çok kitap çıkabileceği belirtiyor. Tüm bu zahmetli çalışmanın sonunda karşımıza hiç bilmediğimiz yönleriyle ve hiç okumadığımız yazılarıyla bir Sait Faik çıkması muhtemel... TADIMLIKÖmrümde ilk defa bir insanı uyurken seyrettim. Bu iyi, sıhhatli, temiz ve küçük insanların uykusu bambaşka bir şey, şimdi hatırlıyorum da... Uyuyanın iyi, güzel, dinlendirici dünyasına, seyreden agâh oluyor gibidir. Onun âlemine uyanık olarak girmek, insana bir ürperme veriyor. Yemin ederim ki onun uykusunu ben de uyuyordum: Uyanık olarak... İçimde kahramanlıklar, dostluklar ve arkadaşlıklar... Kocaman otların, denizin, balıkların, sandalın, bahçıvan kulübesin... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
7 puan

Saik Faik; Cumhuriyet dönemi sonrasında dönemin yazarları şairleri gibi doğu-batı medeniyetleri arasında hiç bir akımın etkisinde kalmayarak, klasik öykü tekniğini yıkarak kökü kendisinde olan modern Türk öykülerinin öncülerinden biri olmuştur. Öykülerinde daha çok toplumsal sorunları değil bireysel sorunları ele alan, daha doğrusu edebi bir özellik olup olmadığı kaygısı taşımadan aklına ne gelirse yazan, kendi özgün dilini oluştururken André Gide ve Jean Genet gibi isimlerden etkilenen yazarın ölümünden sonra Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülmüştür. Adına her sene öykü ödülü verilen Abasıyanık’ta benim için Genet gibi anlamlandıramadığım, kendimle bütünlük kuramadığım yazarlar kapsamında yerini aldı.
Saik Faik için genelde huzursuz ve yalnız bir adamdı tanımı yapılır. Bu huzursuzluğa etken şey içinse onun “işe yaramıyor hissi” içinde olmasını söylerler. Varlıklı bir ailenin ferdi olan Sait Faik; “Yazı yazmayı iş saydığım için başka bir iş yapmamaya karar vermiştim kim ne derse desin. Yalnızca yazılarımla geçinme kararımı kafamdan kimse söküp atamaz” demesine karşılık yine de kendisini bir işe yaramayan adam hissi içinde bulur bunu da agresif tavırlarıyla etrafına belli edermiş. Bir yurtdışı seyahati sırasında pasaportuna “işsiz” yazılmasına fena içerlemiş birçok sohbet ortamlarında ve yazılarında bunu dile getirmiştir. Yalnızlık hissini ise; babasının ölümü, Medar-ı Maişet Motoru ilk kitabının toplatılması ve siroz teşhisi konması üzerine üç kez yazmayı bırakmış ama kendi iç dünyasındaki kargaşadan ve sürekli kafasında dönen kurgulardan kurtulamaması üzerine tekrar yazmaya başlayarak “yazmasaydım delirecektim” diyecek kadar belli etmiştir.
Daha çok kitaplarıyla yazar olarak tanıdığımız Sait Faik’in şair yönü de vardır. Fakat şiirlerini okuduğumda yüreğime dokunan mısraları yok denecek kadar azdır. Sanırım bu benim, şiir yazma da ölçünün hecenin sonradan öğrenilebilir ancak o yüreğe dokunan duygunun doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inandığım olgusundan ileri gelebilir. Mesela bir Ahmed Arif, bir Cemal Süreya daha hisli adamlarmış gibi geliyor ve bu adamlar sanki şiir yazmak için doğmuşlar gibi hissettirdiklerinden onların yazdıklarını duyguda örtüştürebiliyorum. Benim için Sait Faik’te durum böyle değil bilemiyorum belki de bu durum benim önyargılarımdan biridir.
Kitap; içinde çarpıcı betimlemeler ve aforizmaların bulunduğu kısa öykülerden oluşuyor. İtiraf etmeliyim öyküler sürükleyici değil ama her öykü kelime dağarcığınızı geliştirmek adına bir şey öğreniyormuşsunuz hissiyatı vermesinden ötürü okumaya devam ediyorsunuz. Zaten kendisi de öykülerin sonunu güzel bağlayayım diye bir çaba içine girmemiş, içinde biriktirdiklerini anlık bir anlatımla bir nefeste kendine özgü sade üslubuyla yazmıştır. Bu öyküler kitabında benim en çok duygulandıran öykü “İpekli mendil”dir.” İhtiyar Talebe ise en acıklı öyküsüdür. “Meserret oteli” içinde geçen bir resimdeki portreyi anlatırken ki betimlemeye inanılmaz şaşırdım kendi kendime “insan böyle bir benzetmeyi nasıl yapabilir ki” dedim. Saik Faik için; yazarlarında normal insanlardan üstün bir tarafı olmadığını belli etmek istercesine halktan olduğunu Burgaz adada öylesine mütevazi bir hayat sürdüğünü cenazesine katılan edebiyat dünyasının ünlü şairleri yazarları sayesinde aslında şöhretli ve mühim bir yazar olduğunu anladıklarını söylerler.


Baskı Bilgileri



ISBN
9750804368

Etiketler: diğer

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Babel Fish
1 kişi

Okumuşlar

kenz direnmaral gül ekmen EFE_KAYGISIZ Nejla Güldalı
5 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski