Rüzgâr İt Beni Bigamekibasuyake

Tek başına yolculuk yapmanın, yabancı bir kültür ve coğrafyada yalnız olmanın olanca zorluğu, öte yandan keşfetmenin heyecanı, zoru başarmanın getirdiği kendine güven...Yabancı insanlarla, bir daha görmenin neredeyse imkansız olduğu insanlarla kurulan diyaloğu aktaran, insanın her toprak parçasında tüm zaaflarıyla insan olmaya devam ettiğine tanıklık eden bir yolculuğun fotoğraflı güncesi.Yolcu olmak bir yaşam şeklidir; ikna olacaksınız. TADIMLIKPerşembeDün çok yorgun olduğum için yazmayı bıraktım. Anlatacak birkaç şey birikmiş. Puerto La Cruzdan sonra güneye doğru yolculuğumda, ilk durağım Anacodan çıkarken, dün gördüğüm bisikletli çocuğu yine gördüm, ters yöne doğru gidiyordu. Derken, daha on beş kilometre gitmemiştim ki, yanımdan geçip gitti. İçimden okkalı bir küfür savurdum. Aramızda birkaç yüzmetre bırakarak, öylece peşpeşe bir süre gittik. Sonra yavaşladı, ben de yetiştim. Kısa bir tereddütten sonra selam verdim. Adı İven. On sekiz yaşında körpecik bir oğlan. Uzunca bir süre bana yol arkadaşlığı yaptı. Her ne kadar konuşmasa da, yanımda birinin olması hoşuma gitti. Arangua de Barselona köyüne kadar olan elli iki kilometrelik yolu iki buçuk saatte aldım. Yanımda İvenin olması beni motive etti, tek başıma olunca ağırdan alıyorum galiba. Köyün yol ayrımındaki gecekondu lokantanın önüne atılmış taburelere oturup, ufacık bir tavuk butu, bir parça salata ve platano kızartması yedim. Yemeğin faturası 500 Bolivar, beni kazıklıyorlar gibime geliyor. Lokantanın sahipleri, yemeğimi yerken, bana bakıp güldüler. Anlamasam da ben de güldüm, ama aslında benimle dalga geçiyorlardı galiba. Aksanları şimdiye kadar duyduklarımdan çok farklı, dillerini anlamakta güçlük çekiyorum. Karşıma geçmiş oturan koyu tenli, göbekli adam frijol yiyordu. Onun yediğinden yemek istedim, fakat derdimi bir türlü anlatamadım. Tavuk yemeğe devam edersem, yakında gıdaklayacağım. Arepa istiyorum, içi pişmemiş pirinç gibi bir şey getiriyorlar. Artık sadece arepa de mais yiyeceğim, bunu hiç beğenmedim. Bazen yırtınıyorum da derdimi anlatamıyorum.

Tek başına yolculuk yapmanın, yabancı bir kültür ve coğrafyada yalnız olmanın olanca zorluğu, öte yandan keşfetmenin heyecanı, zoru başarmanın getirdiği kendine güven...Yabancı insanlarla, bir daha görmenin neredeyse imkansız olduğu insanlarla kurulan diyaloğu aktaran, insanın her toprak parçasında tüm zaaflarıyla insan olmaya devam ettiğine tanıklık eden bir yolculuğun fotoğraflı güncesi.Yolcu olmak bir yaşam şeklidir; ikna olacaksınız. TADIMLIKPerşembeDün çok yorgun olduğum için yazmayı bıraktım. Anlatacak birkaç şey birikmiş. Puerto La Cruzdan sonra güneye doğru yolculuğumda, ilk durağım Anacodan çıkarken, dün gördüğüm bisikletli çocuğu yine gördüm, ters yöne doğru gidiyordu. Derken, daha on beş kilometre gitmemiştim ki, yanımdan geçip gitti. İçimden okkalı bir küfür savurdum. Aramızda birkaç yüzmetre bırakarak, öylece peşpeşe bir süre gittik. Sonra yavaşladı, ben de yetiştim. Kısa bir tereddütten sonra selam verdim. Adı İven. On sekiz yaşında körpecik bir oğlan. Uzunca bir süre bana yol arkadaşlığı yaptı. Her ne kadar konuşmasa da, yanımda birinin olması hoşuma gitti. Arangua de Barselona köyüne kadar olan elli iki kilometrelik yolu iki buçuk saatte aldım. Yanımda İvenin olması beni motive etti, tek başıma olunca ağırdan alıyorum galiba. Köyün yol ayrımındaki gecekondu lokantanın önüne atılmış taburelere oturup, ufacık bir tavuk butu, bir parça salata ve platano kızartması yedim. Yemeğin faturası 500 Bolivar, beni kazıklıyorlar gibime geliyor. Lokantanın sahipleri, ye... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9753638221

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

beullll esrab berkhan
3 kişi

Okumak İsteyenler

ekhobiaS
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski