O / Hakkari'de Bir Mevsim

1976da yayımlanan ilk romanı Kimse, bir yalnızlık destanıdır. Bir dağ köyünde, uçsuz bucaksız görünen karla kaplı ortamda roman kişisinin kendisiyle konuşmasından oluşur. Bir yıl sonra O yayımlanır. Daha sonra senaryosunu Onat Kutlar yazacak ve Hakkaride Bir Mevsim adıyla filmi çekilecektir Onun. Okuyucunun da edebiyat çevrelerinin de büyük ilgisini toplar Kimse ve O. Füsun Akatlı, Her iki romanın da yazınımız için gerçek birer kazanç olduğunu söylemekten öte sözü uzatmayacağım diye yazar örneğin; Fethi Naci, Ferit Edgünün iki romanı da aydın-köylü ilişkisine yeni bir yaklaşım getiriyor, aşılmaz sanılan bir iletişimsizliğin aşılabileceğini gösteriyor yorumunu yapar; Melih Cevdet Anday, Oyu sadece gerçekçi bir roman saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür... Ferit Edgünün gerçek bir yaşamı, roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü O gözlem gücünü, anlatı ustalığından alıyor der; Gürsel Aytaç, O çağdaş Türk romanında anlatım tekniği ve roman kurgusu bakımından yeni ve özgün bir eser. Ferit Edgü, yazarlarımız arasında romanın sanat boyutunun en bilinçli savunucusudiye tanımlar romanı ve yazarını. 196 s., 13.5 x 21 cm., 1999, ISBN 975-363-986-4 TADIMLIKVI / HanHanın dört odasından biri boştu.Han sahibi, Eğer bir müşteri gelmezse tek başınıza geceleyebilirsiniz, dedi.Odaya doğru ilerlediğimde, ardımdan, Pir. Köyünün yeni öğretmenisiniz, değil mi? diye sordu.Tanrım! herkes tanıyor beni bu kentte.Ya da herkes herkesi tanıyor.Ben hariç.Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben hariç.Bu kısa süre içinde şaşırmamaya alıştım.Evet, dedim, ben oyum.Elimdeki paketlere bakıp,Süryaniden mi? dedi.Anlamadım, dedim.Süryaniye mi uğradınız? dediSüryani kim? dedim.Bizim kitapçı, dedi.Ha, evet, kitapçı... Süryani midir? dedim.Evet, dedi, kentimizin tek Süryanisi ve tek kitapçısı.Süryani ne demek? Niçin Süryani? O Süryani ise sen kimsin? Ben kimim?Sormadım. Hiçbir soru sormadım. Denizde de soru sorulmaz. Bazı deniz kurallarının (Soru sorma!) karlı dağ başlarında ya da susuz çöllerde de geçerli olacağını hiç düşünmemiştim. Ama denedim. Elimden başkası gelmediği için. Başkasını düşünemediğim için.Odam hangisi? dedim yalnızca.Burası, dedi.Kapıyı açtı. Yan yana konmuş dört demir karyola. Ortalarında bir tahta masa.Masanın üstüne elimdeki kitapları, haritayı ve mührü bıraktım.Han sahibinin odadan çıkmasını bekledim.Çıkar çıkmaz da kapıyı kapadım. Sürgü, kilit gibi bir şeyler arandım. Ama kapıda, ne sürgü, ne kilit vardı.Döndüm, masanın üstüne bıraktıklarımdan, ilkin haritayı aldım (denizci tutkusu).Yuvarlanmış ve ipek bir iplikle bağlanmıştı.Düğümü çözdüm. Kâğıt kıvrılıp toparlanmasın diye, bir yanına kitapları, bir yanına da mührü koydum. Tam incelemek için üstüne eğilmiştim ki kapı açıldı.Ve içeri bir yabancı girdi.Vali Bey sizi istiyor, dedi.Vali mi? dedim. Olur gelirim.Adam yerinden kımıldamadı.Söyleyin kendisine birazdan gelirim, dedim.Adam yerinden kımıldamadı.Sesimi yükselterek, Sen git, ben gelirim, dedim.Adam yerinden kımıldamadı.Belli ki beni almadan gitmeyecekti.Sesimi yükselterek, Sen git, ben gelirim, dedim.Vali Bey sizi alıp gelmemi istedi, dedi.Kitapları ve mührü kaldırdım. Haritayı sardım.Valinin habercisi önde, ben arkada, çıktık.

1976da yayımlanan ilk romanı Kimse, bir yalnızlık destanıdır. Bir dağ köyünde, uçsuz bucaksız görünen karla kaplı ortamda roman kişisinin kendisiyle konuşmasından oluşur. Bir yıl sonra O yayımlanır. Daha sonra senaryosunu Onat Kutlar yazacak ve Hakkaride Bir Mevsim adıyla filmi çekilecektir Onun. Okuyucunun da edebiyat çevrelerinin de büyük ilgisini toplar Kimse ve O. Füsun Akatlı, Her iki romanın da yazınımız için gerçek birer kazanç olduğunu söylemekten öte sözü uzatmayacağım diye yazar örneğin; Fethi Naci, Ferit Edgünün iki romanı da aydın-köylü ilişkisine yeni bir yaklaşım getiriyor, aşılmaz sanılan bir iletişimsizliğin aşılabileceğini gösteriyor yorumunu yapar; Melih Cevdet Anday, Oyu sadece gerçekçi bir roman saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür... Ferit Edgünün gerçek bir yaşamı, roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü O gözlem gücünü, anlatı ustalığından alıyor der; Gürsel Aytaç, O çağdaş Türk romanında anlatım tekniği ve roman kurgusu bakımından yeni ve özgün bir eser. Ferit Edgü, yazarlarımız arasında romanın sanat boyutunun en bilinçli savunucusudiye tanımlar romanı ve yazarını. 196 s., 13.5 x 21 cm., 1999, ISBN 975-363-986-4 TADIMLIKVI / HanHanın dört odasından biri boştu.Han sahibi, Eğer bir müşteri gelmezse tek başınıza geceleyebilirsiniz, dedi.Odaya doğru ilerlediğimde, ardımdan, Pir. Köyünün yeni öğretmenisiniz, değil mi? diye sordu.Tanrım! herkes tanıyor beni bu kentte.Ya da herkes herkesi tanıyor.... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan


Hoca benim kardeş hasta, diyor
Nesi var ?diyorum
Ateşi var çok ,diyor .Ölecek .
İlaç vereyim mi ? diyorum
Hayır portakal ver ,diyor.
Portakal yememiştir hiç!

İşte bu parafı kitabın ,en etkilendiğim kısımlarının başında geliyor.İnsan kitabı okuduktan sonra eline haritayı geçirip şöyle bir inceliyor yazarın bahsettiği kent-i Hak 'ı.Ömrü boyunca portakal yememiş birinin yitip gidişini okurken yanağımdan süzülen yaş eşliğinde Tanrım dedim umarım dedim ,inşallah dedim ,oralarda portakal yememiş çocuk kalmamıştır !

Ha unutmadan sürgün öğretmenin mücadelesi yeryüzünde ki tüm ödülleri hakediyor .

10 puan

Hakkari de Bir Mevsim mitolojik bir düşün bir mevsimlik uyanışıdır aslında. Kalemden unutulmuş hayatlar akar. Hani toprak dendiğinde bu ülkede her karışının kanla sulandığı anlatılır ve bir karış toprağın kimseye verilmeyeceği söylencesiyle büyür çocuklar ama bir söylencedir sadece. Seni doğunun bir köyüne, seni Hakkari´ye sürdürmekten bahseder birileri... Bu sürgün kimilerince cezadır, burnunun sürtülmesi, aklının başına gelmesidir...Ama yanılırlar orada bir hayat büyür....Tanımadığımız, görmediğimiz, adını bile bilmediğimiz insanlar... Mektup gönderenlerin anlattıkları koca bir dünya sanısı mektupların geldiği kentte bir mevsim koca bir deryada küçük bir damla...Gönderilen mektuplar çoğaldıkça verilen cevaplarda bir mevsim büyür...Hakkari de Bir Mevsim büyüleyici bir anlatı

8 puan

Bir hata sonucu, dünyadan koparılmışların dünyasına gelen birinin dilini, kültürünü bilmediği bu insanlarla iletişime geçmesini ve yeni yaşam yolları denemesini anlatır.

10 puan

en yakın fırsatta filmini de izlemeli..

10 puan

Sait Faik ve Ferit Edgü'yü çıkartın;
Edebiyatımızın boynu bükük kalır.

9 puan

Okurken Hakkari'de hissettim kendimi.. o sobalı evde çatısı çökmeye hazır okulda kayboldum

10 puan

Türk edebiyatında özgünlük bakımından en tepeye oynayabilecek bir roman bence. En iyi 10 Türk romanı sıralamasına rahatlıkla girer. Böyle bir tarz ve duygulanım yaratmak kolay olmasa gerek. Ölümsüz bir eser, mutlaka okunmalı.

Profil Resmi
8 puan

sinemaya uyarlanmaya gerçekten müsait-miş. bireyi ele aldığı için ve olay az olduğu için. başka bir teknik var. has olduğu belli. ama en çok 'ansımak' fiiline takıldım.

10 yıl, 11 ay
10 puan

Şiirsel bir anlatım mevcut. Ben çok sevdim. Okurken duygulanmamak elde değil.

"Hoca, benim kardeş hasta, diyor.
Nesi var? diyorum.
Ateşi var çok,diyor. Ölecek.
İlaç vereyim mi? diyorum.
Hayır, portakal ver, diyor. Portakal yememiştir hiç..."

8 puan

Şiirsel bir dille yazılmış durum romanı. Aman aman güzel değil fakat hiç sıkmadan, ilgi uyandırarak okunuyor


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 196 sayfa
2002 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9753639864
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Etiketler: diğer

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

rhineceros ykcsuryoyo tunabasar35 yeleken fischermaux
47 kişi

Okumak İsteyenler

keo84 spancibab portakallisut Midkema beyzagunsel
18 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski