Middlesex

2003 PULITZER EDEBİYAT ÖDÜLÜ

"21. YÜZYILIN EN İYİ 12 ROMANI" seçkisinde (BBC'nin 2015 yılında dünyanın önde gelen kitap eleştirmenleri arasında yaptığı anketin sonucu)

"ÖLMEDEN ÖNCE OKUMANIZ GEREKEN 1001 KİTAP”tan biri


Ben iki kez doğdum: İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak.

Bu cümleyle başlıyor, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük romanların biri olarak gösterilen Middlesex. Kuşaklar boyunca ondan ona geçip sonunda küçük bir kızın, Calliope Stephanides'in bedeninde çiçeklenen bozuk bir genin hikayesi bu. Genin yolculuğunun sonlandığı yerde, Calliope'nin kendi yolculuğu başlıyor, karşısında ise o yaman soru: Bizi biz yapan şey nedir; genlerimiz mi, seçimlerimiz mi? Ve böylece dinlemeye başlıyoruz Stephanides ailesinin Osmanlı Bursası'ndan Henry Ford'un Detroit'ine uzanan, çağın tüm gelgitlerinden nasibini almış seksen yıllık büyüleyici öyküsünü. Koza Han, İzmir yangını, hayalleri taşıyan dökük gemiler, fabrika dumanları altında kıpırdanan Detroit, içki yasağı, ayaklanmalar, onca hayal kırıklığına rağmen tükenmeyen olasılıklar… Sonunda birleşip Calliope Stephanides'i oluşturacak tüm parçalar.

Eugenides dokuz yılda yazdığı Middlesex'te üç kuşak ve iki kıtaya yayılmış bir aile hikâyesini tabulara ve dogmalara alaycı bir dille karşı çıkarak, inanılmaz bir akıcılıkla anlatıyor. Bugüne kadar 35 dilde yayımlanan ve üç milyonun üstünde okura ulaşan Middlesex, bir modern zamanlar destanı. Ve tüm destanlar gibi, kahramanlarının hikayesinden çok daha fazlasını söylüyor bize.

2003 PULITZER EDEBİYAT ÖDÜLÜ

"21. YÜZYILIN EN İYİ 12 ROMANI" seçkisinde (BBC'nin 2015 yılında dünyanın önde gelen kitap eleştirmenleri arasında yaptığı anketin sonucu)

"ÖLMEDEN ÖNCE OKUMANIZ GEREKEN 1001 KİTAP”tan biri


Ben iki kez doğdum: İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak.

Bu cümleyle başlıyor, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük romanların biri olarak gösterilen Middlesex. Kuşaklar boyunca ondan ona geçip sonunda küçük bir kızın, Calliope Stephanides'in bedeninde çiçeklenen bozuk bir genin hikayesi bu. Genin yolculuğunun sonlandığı yerde, Calliope'nin kendi yolculuğu başlıyor, karşısında ise o yaman soru: Bizi biz yapan şey nedir; genlerimiz mi, seçimlerimiz mi? Ve böylece dinlemeye başlıyoruz Stephanides ailesinin Osmanlı Bursası'ndan Henry Ford'un Detroit'ine uzanan, çağın tüm gelgitlerinden nasibini almış seksen yıllık büyüleyici öyküsünü. Koza Han, İzmir yangını, hayalleri taşıyan dökük gemiler, fabrika dumanları altında kıpırdanan Detroit, içki yasağı, ayaklanmalar, onca hayal kırıklığına rağmen tükenmeyen olasılıklar… Sonunda birleşip Calliope Stephanides'i oluşturacak tüm parçalar.

Eugenides dokuz yılda yazdığı Middlesex'te üç kuşak ve iki kıtaya yayılmış bir aile hikâyesini tabulara ve dogmalara a... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
9 puan

Osmanlı zamanında Bursa'da yaşamış,daha sonra Amerikaya göç etmiş bir Rum ailesinin şaşırtıcı hikayesi anlatılıyor.Kitap konusuyla( ensest ilişki-gen bozukluğu-hermafrodid) ilginçliğini ispatlarken, buram buram tarih kokan satırları kitabı daha bir gerçekçi kılmış.Özellikle 1922'deki Büyük İzmir Yangını bu kitapta bolca yerini almış.Konusu,kurgusuyla,anlatımıyla başarısını kanıtlamış bu kitap bana göre okunması gereken kitaplar arasında.Tavsiye edilir.

8 puan

İlginç bir kitaptı. Söylenenlerin aksine beni başları da tarih kısmı da hiç sıkmadı (Yunan dili okuduğum içindir belki) Sadece bu kadar uzun olmasına gerek yoktu bence. Biraz daha kısa tutulabilirdi.

Okunası, okutulası...

Profil Resmi
10 puan

Kesinlikle çok acayip bir kitap !
Acaba yazar Cal kahramanı ile kendi hayatını yazmış olabilir mi diye düşünmedim değil :)
yalnız ilk 200 sayfaya gerçekten tahammül etmek gerekiyor
zira iki haftada okudum !
geri kalan kısmı ise vaktiniz varsa 2 gününüzü alacaktır
o kadar akıcı
Okuyunuz efendim

9 puan

Çok akıcı, sürükleyici bir roman. Tek hayalkırıklığım hermafrodit gencin öyküsünün 640 sayfalık romanın ancak 100-150 sayfasını oluşturması oldu. Roman bütünüyle Amerika'ya göç eden bir Anadolulu Rum ailesinin yaşam öyküsünü anlatsa, ya da ataların hikâyesini daha kısa tutup Calliope'nin öyküsüne yoğunlaşsa belki daha keyifli olurdu, şu haliyle ilk kısımlar insanda bir "sadede gel artık!" duygusu yaratıyor...

10 yıl, 11 ay
8 puan

Jeffry Eugenides anne tarafında İrlanda'lı baba tarafından Bursa'lı köklere sahip olan 1960 yılında Detroit Michigan'da doğan Amerika'lı yazarın 2003 yılında Pulitzer ödülünü kazandığı romanı.

Roman 1922 yılında Bursa'nın o zamanki adıyla Bityionis adlı köyünde başlayıp Amerika'da devam eden üç kuşak Stepanides adlı ailenin kurtuluş savaşı sonrası sonrası Türkiye'yi terk etmek zorunda kalması trajik,ensest. vicdan azabı,yer yer çok hüzünlü hikayesini anlatıyor.

Çok beğenerek okudum ve bitirdikten sonra kazandığı ödülü sonuna kadar hak etmiş diye düşündüm.Müthiş bir yazım ve anlatım dili. Harikaydı.

9 puan

Hermafrodit olarak doğan ancak bunu zamanla, özellikle ergenlik dönemlerine girdiğinde anlayan Callipe/Call'un kendini keşfetme hikayesi. Genlerindeki ve hormonlarındaki aksaklıklara büyükanne ve büyükbabasının hikayesinden başlayarak anlatan roman gerçekten özgün bir yapıya sahip. Akraba evliliklerinden tutun birçok faktör cinsiyeti, hormonları genleri etkilemektedir. Her iki cinsiyete ait özelliklere sahip Callipe/Call'ın kendini, cinsiyetini anlama ve keşfetmesini, ameliyatla tekrar yetiştirildiği gibi tamamen kız olma halini reddedip kendini KENDİ gibi kabul edip yaşamını ona göre uyarlamaya çalışmasını okuyorsunuz. Kalın kitapları pek sevmeyenler için ana karakterin öyküsü için biraz sabır gerektirebilir kitap çünkü birçok kişinin bakış açısından anlatılan çoklu hikayeler serpiştirilmiş kurgunun içine. okunmayı gerçekten hak ediyor.

Profil Resmi
9 puan

Uzun zamandan beri beni böyle meraklandıran ve içine çeken bir kitap okumamıştım. Yazar kesinlikle üslubu ve akıcı anlatımıyla saygımı kazandı. Keyif ve merak ile okudum.

7 puan

1922 de İzmir yangınında kaçan Bursalı rum ailenin serüveni.Dili güzel,sürükleyici,ironik ve esprili.sıkılmadan okudum.İlginç.

7 puan

Akıcı bir kitap ama maalesef biraz sığ olduğunu düşünüyorum. Savaş denen cehenneme serinkanlı bir bakış açısı getirmiş bu da iyi yanı..

8 puan

Basit anlatımla hermafrodit bir bireyin kendi aile yapısında ki bu çekinik genin kökenini eskilere giderek bize anlattığı bir kitap. Günümüzdeki Cal bugününden de bahsederek, üç kuşak öncesinden başlayarak aile hikayesini bize aktarıyor.
Büyükanne ve büyük babasının 1920lerde Bursa'da başlayan hikayeleri çarpıcı ve aykırılık dolu.
Detroit'e oluşturdukları aile yapısı, gelenekleri ile topluma uyum sağlama arasındaki çarpışmalarla olaylara farklı gözlerle bakmamıza neden oluyor.
Genel olarak kitap vurucu aslında. Yaşanabilen ama aykırılık dolu bir hayatı bize kendi bakış açısından anlatıyor yazar. Bunu yaparkende birçok tarihi olaylara atıfta bulunuyor. Bu olayları okurken kendi bakış açısı ile yazdığını unutmazsak eğer daha doğru yorumlanacağı kanaatindeyim.
Okurken; hüzünlendiğim, kızdığım, iğrenç bulduğum, bazen kaşımı kaldırdığım ama önyargılarınızı varsa bir kenara bıraktığınızda sizi şaşkınlığa sürükleyecek bie aile dramı....


Baskı Bilgileri

Ciltsiz, 605 sayfa
2015 tarihinde, Domingo Yayınevi tarafından yayınlandı


ISBN
9786054729418
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Ülkü
1 kişi

Okumuşlar

gelengi umutty sedatunali herkesrahatolsa drtly
7 kişi

Okumak İsteyenler

atalante ipekken bookslover Neria anagram
7 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski