Kürdinsan

…Nehrin kenarında hayvanlarını otlatan birkaç çocuk bizi gördü. Koşup yanımıza geldiler. Bizden yaşça büyüktüler. Ellerinde sopaları, bizi dövecek gibi duruyorlardı. Ama galiba acıdılar, yorgun ve de korkmuş halimizi görünce. Meraklı gözlerle bizi süzüyorlardı. Türkçe bir şeyler söylediler. Anlamadık. Biz de (Kürtçe) Erciş’e gideceğimizi söyledik. Onlar anlamadılar. Birinin elinde bizim oralarda “destenan” dediğimiz, ara ara bir parça koparıp yediği bir tandır ekmeği vardı. Gözümü ekmekten alamıyordum. Çocuk fark etti. Yarısını kesip bize verdi. Aç susuz yaklaşık 10 kmyol yürümüştük. Bu, Türk’le, Türkçeyle ilk karşılaşmamdı. Bana yabancıydı. Ama Türkçe konuşan Ercişli çocuk, ekmeğini benimle paylaşan biri olarak kazındı belleğime…


…Halepçe katliamının üzerinden birkaç ay geçmişti. İstanbul Sultanahmet meydanında bir grup Kürt genci oturma eylemi yapıyorlardı. Etraflarını polis sarmıştı. Ben de İslamcı bir Türk arkadaşımla oradan geçiyordum. Merak ettik oturanları bir süre izledik. İçlerinde ikimizin de tanıdığı İslamcı bir Kürt genci vardı. Arkadaşım şaşırmıştı (aslında ben de). Arkadaşım biraz şaka yollu “senin ne işin var orda?” dedi. Çoğunluk solcu olduğu için. Oturma eylemine katılan İslamcı Kürt, “Sen neden burada değilsin?!” dedi. Bu sözü bir Kürt olarak bana değil de Türk olan arkadaşıma demesi manidardı…


Türkler ve Kürtler ilk tanıştıkları günden bu yana ekmeklerini paylaştılar. En acılı günlerinde sımsıcak yüreklerini yanı başlarında buldular. Modern zamanların kader kardeşliğimizi bozan parantezini kapatmanın zamanı gelmedi mi?

…Nehrin kenarında hayvanlarını otlatan birkaç çocuk bizi gördü. Koşup yanımıza geldiler. Bizden yaşça büyüktüler. Ellerinde sopaları, bizi dövecek gibi duruyorlardı. Ama galiba acıdılar, yorgun ve de korkmuş halimizi görünce. Meraklı gözlerle bizi süzüyorlardı. Türkçe bir şeyler söylediler. Anlamadık. Biz de (Kürtçe) Erciş’e gideceğimizi söyledik. Onlar anlamadılar. Birinin elinde bizim oralarda “destenan” dediğimiz, ara ara bir parça koparıp yediği bir tandır ekmeği vardı. Gözümü ekmekten alamıyordum. Çocuk fark etti. Yarısını kesip bize verdi. Aç susuz yaklaşık 10 kmyol yürümüştük. Bu, Türk’le, Türkçeyle ilk karşılaşmamdı. Bana yabancıydı. Ama Türkçe konuşan Ercişli çocuk, ekmeğini benimle paylaşan biri olarak kazındı belleğime…


…Halepçe katliamının üzerinden birkaç ay geçmişti. İstanbul Sultanahmet meydanında bir grup Kürt genci oturma eylemi yapıyorlardı. Etraflarını polis sarmıştı. Ben de İslamcı bir Türk arkadaşımla oradan geçiyordum. Merak ettik oturanları bir süre izledik. İçlerinde ikimizin de tanıdığı İslamcı bir Kürt genci vardı. Arkadaşım şaşırmıştı (aslında ben de). Arkadaşım biraz şaka yollu “senin ne işin var orda?” dedi. Çoğunluk solcu olduğu için. Oturma eylemine katılan İslamcı Kürt, “Sen neden burada değilsin?!” dedi. Bu sözü bir Kürt olarak bana değil de Türk olan arkadaşıma demesi manidardı…


Türkler ve Kürtler ilk tanıştıkları günden bu yana ekmeklerini paylaştılar. En acılı günlerinde sımsıcak yüreklerini yanı başlarında buldular. Modern zama... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 184 sayfa
2013 tarihinde, Ufuk Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
6055314460
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

özdensöze
1 kişi

Okumak İsteyenler

kujata
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski