Kendine Ait Bir Fotoğraf

Genel olarak görsel dilin fotografik etkisi; özellikle bilişim ve iletişim dilinin zenginleştiği günümüzde, oldukça önem kazanır oldu... Hangi ‘iş fotograf; kim, ne zaman fotografçı oluyor ve kim, ne zaman ‘anı fotograf kılıyor? Hangi etmenlerin bir araya gelmesi, fotografı yaratıyor? Bunu belirleyen teorik yapı ve düşüncenin, deklanşöre basmadan önce ve sonra kamusal bilince akan yolda yaşadığı süreçler... Hepsi, bu yüzyıl fotografçısının ilgilendiği temel sorunlar oldu... 2000 yılında fotoğrafı nasıl tanımlayacağız? şeklindeki bir ankete şöyle cevap vermiş Joel-Peter Witkin: Barışa ya da savaşa bakmaksızın, şimdi ve herhangi bir gelecekte harika fotoğraflar daima çıkacaktır. Biz hepimiz manevi ve politik varlıklarız... Hepimiz birer sosyal eylemci haline gelmeden, asla barış sağlanamayacak, yalnızca anlaşmazlık, toplumsal ve ruhsal sağlıksızlık olacaktır... Biz (yayınevi olarak) bu çok iddialı lafın hemen kıyıcığında duruyoruz... Bileşim Yayınevi olarak fotograflı işleri seviyor ve yayımı konusunda önceliklerimizi daima gözden geçirebiliyoruz... Üzerine konuşulan ‘işler... Doğru zamanda doğru sözü kurabilmek... Sevgili Laleper Aytek de zaten epeycedir; söylemek istediklerini fotograflayabildiği gibi, fotograflarının söylemek istediğinin de ötesinde tartışılması yönünde zaten yazılar yazıyor(du)... Hâlâ süren bu çabasının kimi örneklerini bir araya getirme fikri bize son derece çekici geldi ve bu kitap elinizde. Yazılarda kullandığımız kimi fotograflar için sözlü/yazılı izinler aldık. Dostlarımıza, en içten teşekkürlerimizle... Umarız iyi bir kitap yapmış olduk... --------------------------------------------------------------------------------Kendine Ait Bir Fotoğraffotoğraf çekmeye başladıktan 20 yıl,fotoğraf üzerine yazmaya başladıktan 10 yıl sonrabir ilk kitap.fotoğrafı düşünmek üzerinefotoğrafa dair düşünceler(im), sorular(ım) ve akıl karışıklıkları(m).Bu süreçte en çok şunları farkettim: aslında az olanın çok olduğunu ve en zor olanın insanın kendisi olması olduğunu.Kendini tanıdığını, kendine yak(ın)laştığını zannettiğin zamanlarda bile bir bakıyorsun aslında kendinden kmlerce uzak(ta)sın. Çünkü, tıpkı bir fotoğraf gibi, kendine bakmak, kendindekilerin peşinden gitmek, önce korkuları ve derinlerdeki bilinmedik pek çok duyguyu su yüzüne çıkarıyor. Gerçek bir iç-seyri, bir iç-yolculuğunu ise onlarla karşılaşmaya, yüzleşmeye cesaret etmek başlatabiliyor. Fotoğraf bana böyle bir yolculuğu yapabilmem için sonsuz, sınırsız imkanlar sunuyor. İtalyan fotoğrafçı Mario Giacomellinin söylediği gibi; eğer söyleyecek bir şeyiniz varsa, kimse dinlemese bile bir yolunu bulup söylersiniz. Ben (de) bunu fotoğrafla ve fotoğraf üzerine düşünüp yazmakla yapıyorum.Farkettim ki, kendi fotoğrafımın, kendime ait bir fotoğrafımın olabilmesi yani uzakları yakınlaştırmak ancak ve ancak böylesi bir iç-bakış, iç-karşılaşmadan sonra ya da o süreçte mümkün. Kendine bak(a)madığın zaman ve tam da o kadar göremiyor insan hayatın fotoğraflarını, hayattaki fotoğrafları. Gördükleri ve çektiklerinin aslında başkalarına ait olduğunu da anlayamadan fotoğraf çekiyor olduğunu düşünerek yaşaayabiliyor. Ama o fotoğraflar kimsesiz ve özellikle/en çok da deklanşöre basan kim ise onsuz, içsiz, katmansız ve iki boyutlu görüntüler olarak unutulup gidiyor. Bu kitapta yer alan fotoğrafa dair sözlerim ve kimi görüntülerim kendimi böyle bensiz, benden uzak bırakmamaya dair açık bir çaba aslında. Kendimde farkettiklerimin, fotoğraftan/fotoğrafa dair sözlerden bir ifadesi. Yazdıklarımın bazen karşık, zor anlaşılır bulunduğunu duyuyorum. Demek ki diyorum: henüz yeterince azal(t)mamışım kendimi, eteklerimdeki taşları döküp, fazlalıklarımdan kurtulamamışım. Buna ömrüm yetecek mi bilemiyorum ama yaşadığım müddetçe Murathan Munganın deyimiyle, ömrümü hayat yapabilmek için kendime ait böylesi bir izlemenin hep peşinde olacağım . Daha kendim olabilmek, daha kendime ait fotoğraflar çekebilmek için. Çünkü artık çok iyi biliyorum ki, fotoğraf (ve hayat da) ancak gerçekten kendimden bakabildiğim, kendim olma cesaretini kendimden esirgemediğim zaman geliyor, gelecek.Laleper AytekŞubat 2005, İstanbul.

Genel olarak görsel dilin fotografik etkisi; özellikle bilişim ve iletişim dilinin zenginleştiği günümüzde, oldukça önem kazanır oldu... Hangi ‘iş fotograf; kim, ne zaman fotografçı oluyor ve kim, ne zaman ‘anı fotograf kılıyor? Hangi etmenlerin bir araya gelmesi, fotografı yaratıyor? Bunu belirleyen teorik yapı ve düşüncenin, deklanşöre basmadan önce ve sonra kamusal bilince akan yolda yaşadığı süreçler... Hepsi, bu yüzyıl fotografçısının ilgilendiği temel sorunlar oldu... 2000 yılında fotoğrafı nasıl tanımlayacağız? şeklindeki bir ankete şöyle cevap vermiş Joel-Peter Witkin: Barışa ya da savaşa bakmaksızın, şimdi ve herhangi bir gelecekte harika fotoğraflar daima çıkacaktır. Biz hepimiz manevi ve politik varlıklarız... Hepimiz birer sosyal eylemci haline gelmeden, asla barış sağlanamayacak, yalnızca anlaşmazlık, toplumsal ve ruhsal sağlıksızlık olacaktır... Biz (yayınevi olarak) bu çok iddialı lafın hemen kıyıcığında duruyoruz... Bileşim Yayınevi olarak fotograflı işleri seviyor ve yayımı konusunda önceliklerimizi daima gözden geçirebiliyoruz... Üzerine konuşulan ‘işler... Doğru zamanda doğru sözü kurabilmek... Sevgili Laleper Aytek de zaten epeycedir; söylemek istediklerini fotograflayabildiği gibi, fotograflarının söylemek istediğinin de ötesinde tartışılması yönünde zaten yazılar yazıyor(du)... Hâlâ süren bu çabasının kimi örneklerini bir araya getirme fikri bize son derece çekici geldi ve bu kitap elinizde. Yazılarda kullandığımız kimi fotograflar için sözlü/yazılı izin... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-271-093-x

Etiketler: fotoğraf

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski