'Günübirlik'ler (Toplu Yazılar, #2)

Cemal Süreya 1976da, o yıl çıkacak olan ilk düzyazı kitabı Şapkam Dolu Çiçeklenin müjdesini verdiği bir röportajında, genellikle yazarın, edebiyatçının sorunlarına eğilen bazı denemelerini de aynı yıl Homerosun Telif Hakkı adıyla kitaplaştırmayı düşündüğünü söylüyordu. O kitap çıkmadı ama bu yazıların bazıları 1982de yayımlanan Günübirlikte yer aldı. 2000 yılında yayımlanan Şapkam Dolu Çiçeklenin genişletilmiş baskısından sonra şimdi de Günübirlikin genişletilmiş basımı olan Günübirlikler yayımlandı. TADIMLIKSanırım 1956lardaydı; bir gün Yeditepeye uğramıştım. Eflâtun Cem Güney yeni çıkan masal kitabını yazar arkadaşlarına imzalıyordu. Bir ara gözü bana ilişti. Adımı sordu. Sonra da, Evladım sen ne yazarsın? dedi. Şiir yazdığımı söyledim. Bir kitap da benim için imzaladı. Sunu yazısı şöyleydi: Çok ince ve hassas şiirlerini öteden beri hayranlıkla okuduğum doğuştan şair Cemal Süreyaya en halisane duygularım ve başarı dileklerimle...1950den sonra büyük bir yönetici kesimin (milletvekili, bakan, yüksek bürokrat) edebiyatla da, kültürle de hesaplarının kesik olduğu bir gerçek. Açış konuşmalarından, demeçlerden, söylevlerden, tekziplerden, genelgelerden bunun her gün yüzlerce kanıtı çıkarılabilir.Oysa Cumhuriyetin ilk yönetici kadrosunda, elbet o günlerdeki koşullar içinde, bir edebiyat oluşumundan geçmiş kimseler çoğunluktaydı. Üstelik o günlerde edebiyat yapıtlarına düşünce ürünü olarak da sarılınıyordu, sözgelimi bir Celâl Bayar (ki kuşağı içinde edebiyata ve kültüre en uzak olanlardan biridir) Ben de Yazdım adlı anılar kitabına Tevfik Fikret-Hüseyin Cahit Yalçın çatışmasını alabilmektedir. Atatürkün edebiyat düşkünlüğünü, şiir çevirileri yaptığını, dil sorunlarıyla yakından ilgilendiğini biliyoruz. İsmet İnönü için de öyle söyleyebiliriz. General Ali Fuat Erdenin anılarında, İsmet İnönünün daha Harbiye sıralarında çağının edebiyat yapıtlarını ve bazı filozofları (sözgelimi Schopenhauerı) okuduğu belirtilir. Son yıllardaki devlet adamlarının ve yüksek bürokratların ise, genellikle, edebiyattan, en geniş anlamıyla kültürden nasipsiz oldukları görülüyor. Daha önemlisi, bunlar, sadece nasipsiz değil, aynı zamanda edebiyata ve kültüre karşı isteksizdirler de.Dil çalışmalarının bu biçimde devlet hizmeti olarak kamu görevlilerine aktarılması bugün bize ütopik gelebilir. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ruhu belirtmesi bakımından önemlidir bu. 1926 tarihli Beden Terbiyesi yasasındaki (daha yenilerde değişti bu yasa) on sekiz yaşını dolduran her Türk jimnastik yapmaya mecburdur hükmünü de bu yönden değerlendiriyorum ben. Her alanda korkusuz bir atılım gücü, hiç değilse isteği görülüyor o yıllarda. Her alanda. 1937de Teşkilâtı Esasiye Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi konusundaki Büyük Millet Meclisi görüşmelerinin tutanağını okudum geçende. Sınırsız bir atılım gücü varmış o görüşmelere katılan milletvekillerinde. Elbet kendi koşulları içinde.

Cemal Süreya 1976da, o yıl çıkacak olan ilk düzyazı kitabı Şapkam Dolu Çiçeklenin müjdesini verdiği bir röportajında, genellikle yazarın, edebiyatçının sorunlarına eğilen bazı denemelerini de aynı yıl Homerosun Telif Hakkı adıyla kitaplaştırmayı düşündüğünü söylüyordu. O kitap çıkmadı ama bu yazıların bazıları 1982de yayımlanan Günübirlikte yer aldı. 2000 yılında yayımlanan Şapkam Dolu Çiçeklenin genişletilmiş baskısından sonra şimdi de Günübirlikin genişletilmiş basımı olan Günübirlikler yayımlandı. TADIMLIKSanırım 1956lardaydı; bir gün Yeditepeye uğramıştım. Eflâtun Cem Güney yeni çıkan masal kitabını yazar arkadaşlarına imzalıyordu. Bir ara gözü bana ilişti. Adımı sordu. Sonra da, Evladım sen ne yazarsın? dedi. Şiir yazdığımı söyledim. Bir kitap da benim için imzaladı. Sunu yazısı şöyleydi: Çok ince ve hassas şiirlerini öteden beri hayranlıkla okuduğum doğuştan şair Cemal Süreyaya en halisane duygularım ve başarı dileklerimle...1950den sonra büyük bir yönetici kesimin (milletvekili, bakan, yüksek bürokrat) edebiyatla da, kültürle de hesaplarının kesik olduğu bir gerçek. Açış konuşmalarından, demeçlerden, söylevlerden, tekziplerden, genelgelerden bunun her gün yüzlerce kanıtı çıkarılabilir.Oysa Cumhuriyetin ilk yönetici kadrosunda, elbet o günlerdeki koşullar içinde, bir edebiyat oluşumundan geçmiş kimseler çoğunluktaydı. Üstelik o günlerde edebiyat yapıtlarına düşünce ürünü olarak da sarılınıyordu, sözgelimi bir Celâl Bayar (ki kuşağı içinde edebiyata ve kültüre en uza... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9750809688

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

buralaryesil haremis piraye Elisürencil FaMe KÖSE
11 kişi

Okumak İsteyenler

ekince elifpotok ummagumma iboxkork molivanse
6 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski