Gelecekten Anılar

Geleceğin tam olgun toplumuna ulaşmanın yolu nedir? İnsanların tümüyle eşit olduğu; ne emeğin ne de malların alınıp satılmaya ihtiyaç kalmadan üretilip paylaşıldığı bir topluma nasıl, hangi yollardan geçilerek ulaşılacaktır? Mülkiyet tümüyle ortadan kaldırılmadan birtakım düzenlemelerle bu mümkün müdür? 19. Yüzyılda Londralı sosyalistler arasında geçen ve belli bir yaşın üzerindeki okurlara hiç de yabancı gelmeyecek bu tartışma, yine şaşırtıcı derecede benzer biçimde, hizipler arasında bir sağırlar diyaloğu halinde sürer, karşılıklı bağırış çağırışlarla hiçbir sonuca varmayacağını belli olurken tartışmaya katılanlardan biri öfkeyle toplantı yerini terkeder. Soğuk bir Britanya gecesinde evine dönerken çok büyük bir tutkuyla ne olur bir gününü olsun görebilsem, sadece tek bir gününü demektedir kendi kendine. Yatağına yatıp az önceki dileğinin ne kadar olamayacak bir dilek olduğuna hayıflanarak uykuya dalar; ve gözlerini yeniden açtığında 22. yüzyılın pırıl pırıl bir yaz sabahında bulur kendini... Hem Marxı hem de dönemin öteki sosyalistlerini derinden etkileyen, büyük tartışmalara yol açan William Morrisin bu ütopyası, bizler için de ilginç; ulaşım, iletişim teknolojilerinin 22. yüzyılı neye benzeteceğini tasavvur ederken hangimiz antikite ile ortaçağın karışımı olacak bir dünya görüyoruz? Morris, geleceğin toplumsal yapısını, insanların fiziksel ve zihinsel güzelliğini, mimarisini, tüm bunların doğayla uyumunu bir Grimm masalı tadında betimliyor olsa da, devrimin gerçekleşme sürecinde çekilen acıları tüm ayrıntılarıyla, son derece gerçekçi ve yalın bir dille sunuyor.

Geleceğin tam olgun toplumuna ulaşmanın yolu nedir? İnsanların tümüyle eşit olduğu; ne emeğin ne de malların alınıp satılmaya ihtiyaç kalmadan üretilip paylaşıldığı bir topluma nasıl, hangi yollardan geçilerek ulaşılacaktır? Mülkiyet tümüyle ortadan kaldırılmadan birtakım düzenlemelerle bu mümkün müdür? 19. Yüzyılda Londralı sosyalistler arasında geçen ve belli bir yaşın üzerindeki okurlara hiç de yabancı gelmeyecek bu tartışma, yine şaşırtıcı derecede benzer biçimde, hizipler arasında bir sağırlar diyaloğu halinde sürer, karşılıklı bağırış çağırışlarla hiçbir sonuca varmayacağını belli olurken tartışmaya katılanlardan biri öfkeyle toplantı yerini terkeder. Soğuk bir Britanya gecesinde evine dönerken çok büyük bir tutkuyla ne olur bir gününü olsun görebilsem, sadece tek bir gününü demektedir kendi kendine. Yatağına yatıp az önceki dileğinin ne kadar olamayacak bir dilek olduğuna hayıflanarak uykuya dalar; ve gözlerini yeniden açtığında 22. yüzyılın pırıl pırıl bir yaz sabahında bulur kendini... Hem Marxı hem de dönemin öteki sosyalistlerini derinden etkileyen, büyük tartışmalara yol açan William Morrisin bu ütopyası, bizler için de ilginç; ulaşım, iletişim teknolojilerinin 22. yüzyılı neye benzeteceğini tasavvur ederken hangimiz antikite ile ortaçağın karışımı olacak bir dünya görüyoruz? Morris, geleceğin toplumsal yapısını, insanların fiziksel ve zihinsel güzelliğini, mimarisini, tüm bunların doğayla uyumunu bir Grimm masalı tadında betimliyor olsa da, devrimin gerçekleşme s... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 270 sayfa
2002 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
975539359-5
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

arsemes Luca Bahri Doğukan Şahin TheWalkingIdeas alfarabyus
5 kişi

Okumak İsteyenler

coffeeisbliss Kayıp Düşler Bulvarı Ilginn Elma
4 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski