Cebirci

Yıl Milattan Sonra 4034.

İnsanoğlu uzayı kolonileştirmeyi çoktan başarmıştır. Gelgelelim Nasqueron Ahalisi’nin yüksek yönetim kademeleri arasına araştırmacı sıfatıyla kabul edilmiş bir Yavaş Kâhin olan Fassin Taak yılsonunu sağ salim getirebilirse kendini mutlu sayacaktır.

Bir zamanların görkemli ama son dönemlerin çöküşteki bu topluluğu, her ne kadar görünürde son derece yüksek bir gelişmişlik düzeyine sahip olsa da, temelde barbarca kabul edilen bir yaşam tarzına sahip, kendi gençlerini avlamaktan haz alan ve sırf âdet yerini bulsun diye giriştiği anlamsız iç savaş silsilelerinden başını kaldıramayan bir ırk kabul edilip kendisi dışındaki tüm topluluklar tarafından yalnızlığa itilmiştir. Hakkında yok denecek kadar az bilgiye sahip olduğu askeri-dini özellikte bir emir-komuta zincirinin –ki bu, galaksinin yönetimini bir süreden beri elinde bulunduran son güç erkinin, yani Mercatoria adlı barok hiyerarşinin de bir parçasıdır aynı zamanda– beklenmedik desteğini de bu defa arkasına alan Fassin Taak bir kez daha Ahali’nin yaşam alanında seyahate çıkmak durumundadır. Peşinde olduğu şey ise, yarım milyar yıldır saklı olan bir gizemdir. Diğer yandan, muazzam bir savaş her geçen gün daha da yaklaşmaktadır… Kâhin Taak’ın o güne dek tanıyıp bildiği her şeyi ve de herkesi bir çırpıda ortadan kaldırması işten bile olmayan bir savaş…

Birçok romanını “ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap” listesinde görebileceğimiz Iain Banks, The Times tarafından “1945 sonrası En İyi 50 Britanyalı Yazar” listesine seçildi. İskoç yazar, yaşamı boyunca sayısız ödüle aday gösterildi ve birçoğuna da sahip oldu.

“Bilimkurgunun standartlarını belirleyen yazar…”
-Guardian

“Eğer onun kitaplarından hiçbirini okumadıysanız, birini okuyun. Sonra bir başkasını… Kötü kitapları bile iyidir, iyileriyse hayret vericidir.”
-Neil Gaiman

“Banks bir fenomen… alışık olmadığımız caziplikte bir enerji ve zarafetle, katıksız bilimkurgu yazıyor.”
-William Gibson

“Onun edebi kurgularına hep saygı duydum, ama bilimkurgularına daha derin bir hayranlık besledim.”
-David Brin

Yıl Milattan Sonra 4034.

İnsanoğlu uzayı kolonileştirmeyi çoktan başarmıştır. Gelgelelim Nasqueron Ahalisi’nin yüksek yönetim kademeleri arasına araştırmacı sıfatıyla kabul edilmiş bir Yavaş Kâhin olan Fassin Taak yılsonunu sağ salim getirebilirse kendini mutlu sayacaktır.

Bir zamanların görkemli ama son dönemlerin çöküşteki bu topluluğu, her ne kadar görünürde son derece yüksek bir gelişmişlik düzeyine sahip olsa da, temelde barbarca kabul edilen bir yaşam tarzına sahip, kendi gençlerini avlamaktan haz alan ve sırf âdet yerini bulsun diye giriştiği anlamsız iç savaş silsilelerinden başını kaldıramayan bir ırk kabul edilip kendisi dışındaki tüm topluluklar tarafından yalnızlığa itilmiştir. Hakkında yok denecek kadar az bilgiye sahip olduğu askeri-dini özellikte bir emir-komuta zincirinin –ki bu, galaksinin yönetimini bir süreden beri elinde bulunduran son güç erkinin, yani Mercatoria adlı barok hiyerarşinin de bir parçasıdır aynı zamanda– beklenmedik desteğini de bu defa arkasına alan Fassin Taak bir kez daha Ahali’nin yaşam alanında seyahate çıkmak durumundadır. Peşinde olduğu şey ise, yarım milyar yıldır saklı olan bir gizemdir. Diğer yandan, muazzam bir savaş her geçen gün daha da yaklaşmaktadır… Kâhin Taak’ın o güne dek tanıyıp bildiği her şeyi ve de herkesi bir çırpıda ortadan kaldırması işten bile olmayan bir savaş…

Birçok romanını “ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap” listesinde görebileceğimiz Iain Banks, The Times tarafından “1945 sonrası En İyi 50 Brit... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
6 puan

Sene 4034. Mercatoria Hükümdarlığı'nın uzak bir köşesindeki Nasqueron'da, Yavaş Kahinler Tarikatı'na dahil olan Fassin Taak, kadim bir ırk olan Ahali'yi araştırmaktadır. Yaklaşan İşgal söylentisi, askeri eğitimi olmamasına rağmen Fassin Taak'ın Şeriflik Oculası tarafından binbaşı yapılarak milyarlarca yıllık bir sırrın peşine düşmesine sebep olacak olaylar serisini başlatacaktır...

Yazar metnini açarken animalist imalar kullanmış, insanlar belli koşullar altında hayvan beden parçaları insanlara entegre edilebiliyor. Klan Bantrabal ( Yavaş kahinler ) 'ın lideri ve Fassin'in amcası olan Slovius'un bir ayıbalığı olması, aslan yüzlü bir suikastçi gibi örnekler verilebilir. Bu uzak gelecek romanında Descratesçi bir tahakküm hakim, insanların hafızaları silenebiliyor, insan bedeni üzerinde çok gelişmiş bir anlayış mevcut.Genetiğe olan hakimiyetleri anne karnında istenilen özelliklerin yerleştirilmesini sağlamakta. İlerleyen teknoloji, yeni ve dehşet verici işkencelerin icat edilmesine neden olmuş. İnsan ömrü bin yılın üzerine çıkmış bu sayede ışık hızında yolculuk insanlığın galaksiye yayılmasını sağlıyor: Yolculuklar solucandelikleri aracılığıyla yapılıyor.




Kadim Irk "Ahali", Galaksiye Yayılmanın Anahtarını Elinde Tutuyor

Kurgusunu milyarlarca yıllık bir galaksi tarihine yayan yazar, en eski ve bilge ırk olarak gaz devlerinde yaşayan Ahali'yi metninin önemli bir parçası olarak kullanmış. Nasqueron'un bulut katmanları arasında yaşayan Ahali ve onları araştıran Kahinlerin ilişkileri deniz biyologlarının memelilerle olan ilişkilerinin sofistike bir uyarlaması olarak dizayn edilmiş. Ahali'nin sosyal dinamiklerine sert Darwinist ve Freudyen imalar hakim olmakla birlikte, kayıtsız yapıları sosyal eleştiri olarak alınmalarına neden olabilir. İnsan merkezci ahlak anlayışı ve yararcılık , Ahali'nin sosyal dinamiklerini tartışırken karşı karşıya geliyor. Milyarlarca yıl yaşayan bir ırkın gençlerinin 100 yıllık süre boyunca köle, av ve yemek olarak sınıflandırılması tüm bu tartışmasının ortasındaki motif. Ahali'nin sahip olduğu teknoloji ve askeri güç bir sır.

İşgal kuvvetlerinin başındaki general/rahip Luseferous ( Lucifer iması ), katıksız bir sadist. Bir diktatör olan Luseferous üzerinden anal sadistik bir sağaltım yapan yazar Freudyen öğelere fazla ağırlık vermiş. Akıcı diliyle, hiyerarşi, militarizm ve kayıtsızlık eleştirisi yapan yazar geçmişe gidiş gelişlerle öyküsünü kurmuş. Yenilikçilik ve gelenekçilik tartışmasını Yavaş Kahinler deki dinamikleri değiştirmeye çalışan Fassin Taak üzerinden işleyen yazar, kimi yerde Orwellyen tezatlar kullanmış. Kahin hiyerarşisinde Fassin'in yarattığı dalganlanma ile sorgulanan tartışma sonunda, yenilikçilik yüceltilmiş.

Fassin'in geçmişindeki bir olay "hayatta kalanın suçluluğu " sergilemesine neden olurken kurgu içinde yer kaplayacak olan Saluus'un da okura tanıtılmasına hizmet ediyor. "Ciddiyet Okulu" bir askeri akademi olarak yasal bir işkence odasından farksız. Ordu'dan metin boyunca sıkça söz edilmesine karşın güçlü militarizm eleştirileri ve kimi yerde mizahi dokundurmalar dışında kurgu için yer kaplamamakta.

İşgal Kuvvetleri Yaklaşırken...

Yapay Zeka bir tabu ve geçmişte yaşanan büyük bir "etnik temizlik" sonucu kurulan Şeriflik Oculası yeni bilinçlerin devreler arasında uyanmamasını sağlamak için gereken tüm önlemleri alıyorlar. Kimi yerde mota mot çeviriler göz çarpsa da metnin geneli son derece başarılı. Polis şiddeti sorgusu ve acımasız uygulamaların detaylı tasvirleri anarşist imalar içermekte. Ahali listesi " Cebirci" nin peşindeki Fassin,'in Öteden gelen ajanı olmasına dair yapılan imalar ve kurgu oyunları gibi sonunda bir motife bağlanmayan kurgudaki delikler belli yerlerde ciddi tutarsızlıklar oluşmasına neden olmuş. Rehavetteki uygarlık "Ahali", toplumsal yaklaşımı ima etmekte. Yavaş ve Hızlı ahali kıyaslaması , tüketim toplumu atfı ve eleştirisi olarak okurun karşısına çıkarken beden ve ruh ikiliği görüşünü tüm metine hakim olduğu gözden kaçmıyor. Konformizm uyarılarını Ahali üzerinden yürüten yazar, Platocu bir imayla " Gerçek"i hegemonya dini olarak kurgulamış. Bilimsel kuşku ve merakın dinleşerek ana akım inanç haline gelmesi güçlü bir tezat olarak kullanılmış. Ahali üyesi Oazil üzerinden anarşist argümanlar yürüten yazar, Saluus karakterini yürüyen bir "İd" olarak kurgulamış. Saluus'un babası ile olan ilişkisi üzerinden klasik psikanalitik sağaltım yaparak doyumsuzluğu ve oral fiksasyonu açıklamaya çalışmış. Çığrından çıkmış bir hedonist olan Saluus bir kadın avcısı.


Ağır bir sosyal Darwinizmin Mercatoria hiyerarşisine hakim olması, yazarın elitizm ve oligarşik tahakküm kurguladığı seferberlik koşullarında toplumsal müşterek ve bireysel özgürlüklerin ihlal edilmesine neden olan azınlığın hükmünü vurguladığı başarılı öğeler. Uzay giysisi/mekiğinden çıkışı doğuma benzeten yazar, ayrılık gerginliği iması yaparken yaşam ve uzayı benzeterek nihilist bir argüman olarak kullanmış. Ythyn ırkını ölüme tapan uzay boşluğundan ceset toplayan bir ırk olarak dizayn eden yazar, "Thanatos" atfında bulunuyor. Savaştıkları başka bir ırk tarafından yenilip genetik manipülasyona tabi tutulan Ythyn, son derece hüzünlü öğelerle bezenmiş. Kadercilik bu ırk üzerinden eleştirilirken ibret motfi olarak okurun karşısına çıkıyor.




Cotard Sendromuna sahip bir yıldız gemisi yapay zekası, canlı ve kadim bir ırk olan Bulutçular ( yazarın bitkisel kökenli olduğunu iddia ettiği zeka sahibi bir nebula türü ) gibi son derece taze ve kimi yerde fazlasıyla desteksiz motifler metni canlandırıyor. " Makinedeki hayalet" atfı yapan yazar, metninin tümünde binlerce yıl süren cümleler kullanmış. Bağlaç ve virgülleri yarı otomatik cephanesi gibi kullanan yazar kimi zaman bir sayfanın üçte biri tutan cümleler kuruyor. Kurgudaki boşlukları ve yüzlerce sayfada kurduğu motfi saniyeler içinde çok da ikna edici olmayan bir şekilde dağıtması okurda hayal kırıklığı yaratabilir. Geneli ortalamanın üzerinde olan kitap sadece Bilim kurgu hayranlarının ilgisini çekecektir.

10 puan

güzel

4 puan

Mario Levi'nin İstanbul Bir Masaldı adlı kitabını okumuş muydunuz? Hani şu İstanbul'da yaşayan gayrımüslimlerin yaşamından kesitler anlatan roman. İşte Cebirci de onun bilim kurgu şekli, anlatım bakımından elbette. Yani bir tanesi yarım sayfa tutan cümleler, yan cümlecikler, ana ifadeyi kaçırmana ve anlamadığın için cümleyi baştan bir daha (ve belki bir defa daha) okumana neden olacak karmaşık anlatımlar. Konu belki güzel olabilirdi daha akıcı ve yalın bir anlatımı olsaydı. Veya belki orijinal dilinde bu cümle yapıları daha kolay hazmediliyordur.

Ayrıca bilimsel olarak topu topu (!) 14 milyar filan yaşındaki evrenimizde milyarlarca yıldır yaşayan uygarlıklar; adı üzerinde gaz devi olan ve gazdan başka bir şey (belki bir katı çekirdek dışında) içermediği için basacak bir yer bile bulamayacağın gezegenlerde yaşayan ve metalin olmadığı bu gezegenlerde nereden metal bulacaksan gemi yapıp diğer gezegenlerde de gidecek kadar gelişmiş canlılar (üstelik gaz devlerinde nasıl bir ekosistem olabilir ki?); dünya tarihi ile 4034 yılında binlerce yıla uzatılması başarılmış insan yaşam süresi, gemiye yüklenip uzayda taşınabilen "solucan delikleri" vesaire... Naçizane astrofizik bilgimle bile kolayca "Hadi ordan!" diyeceğim bir yığın zırvalık.

Kolay kolay kitap bırakmam ama 220. sayfada artık dayanamadım. İsteyen buyursun okusun, ama benden bu kadar.


Baskı Bilgileri

Ciltsiz, 736 sayfa
Nisan2014 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
978-605-375-376-6
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

murattug Antivenom thyructus
3 kişi

Okumak İsteyenler

air23 Mine Nur Cetin Aslı Kont
3 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski