Suskunlar

10 puan

İhsan Oktay Anar'la aynı dönemde yaşadığım için kendimi şanslı kabul ediyorum.

Suskunlar, geleneksel İslam'ın pek de benimsemediği Sufizm ve Tasavvuf ile ilgili bir kitap. Tasavvufu müzik (ses, tını, ezgi) ve kurgusal tarihi karakterler üzerinden anlatmış.

Anar'ın bir kitaba başlamadan önce bilimsel bir şekilde yıllarca çalışması ( Suskunlar için 5 sene hazırlık yaptığını belirtmişti) buna paralel olarak öyküde okuyucuya sunduğu ince detaylar, kurduğu evrene paralel olarak yarattığı özgün dili (Osmanlıca, eski Türkçe) Efrasıyabın öyküleri hariç her kitabının mutlaka felsefi bir arka planı olması (Suskunlarda, Sufizm, Puslu Kıtalar Atlası'nda Kartezyen felsefe) incelikli mizahı ve ironisi, inanılmaz yaratıcılığı, yaşananları başkasının tanıklığından sunarak, anlatıya mesafe katma zenginliği, masalla fantastiği, polisiye ile tarihi birleştirmesi, onu çağımızın en büyük, tarihi arka planı olan, fantastik edebiyat yazarları arasına yerleştiriyor ve kesinlikle büyük bir saygıyı hak ediyor.

Anar'ı eleştirdiğim tek yer öyküyü fazla detaylandırması. Suskunlar'da roman kahramanını, Eminönü'nden Galata'ya taşırken anlattığı detaylardan baygınlık gelmiş, kitabı okurken hadi be adam git artık Galata'ya demiştim.

Anar'la ilgili olarak tartışılması gereken en önemli nokta, öykülerinin hepsinin tarihi ve dönem (Osmanlı) öyküleri olarak kurgulanmasına rağmen, hiç birinin tarihi roman olmaması. Anar'da tarih, önünde olayların sergilendiği tiyatro dekoru gibi kurgulanmış. Dolayısıyla öyküleri günümüze uyarlansa ve tamamen günümüzde yaşansa dahi etkisinden ve özelliğinden hiç bir şey kaybetmeyeceği anlamına geliyor. Oysa tarihi romanlarda böyle bir özellik olamaz. Umberto Eco'nun Gülün Adı'nı günümüze uyarladığımızı farz edelim. Romanın hiç bir özelliği kalmaz. O yüzden Anar'ın romanları post-modern roman olarak adlandırılıyor.

Özetle sana puanım 10 kanka :)

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »