Oyun (Warenne Dynasty, #3)

9 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2017/03/brenda-joyce-oyun-de-warenne-dynasty-3.html

Sonunda 11 kitaplık "de Warenne Dynasty" serisinin sonuna geldim. Brenda Joyce'un severek takip ettiğim bir yazar olmasının yanında severek okuduğum serisini bitirmenin verdiği hazzı yaşıyorum.

Brenda Joyce, akıcı, her daim merak uyandırıcı, tarihsel gerçekliği olan olayların içerisine serpiştirdiği kurguyla muhteşem bir kitap çıkarıyor.

Özellikle yayınlanan som üç kitabının sonunda yer alan teşekkürler yazısında olayların gerçekliliğini vurgulaması ise kitabı daha da etkileyici kılıyor.

Artık 11 kitabını okuduğum yazar sevdiğimi ve favori yazarlarımdan olduğunu anlamışsınızdır diye düşünüyorum

Serinin normalde 3. ama bize 11. olan kitabı "Oyu " kelimenin tam anlamıyla politik oyunları ve saray entrikalarının arasına sıkışmış aşkı konu alıyor.

Kısaca konusunu anlatmak gerekirse; manastırda olan Katherine, babasının kendisini yıllarca arayıp sormamasının ardından eve dönmeye karar verir. Eve gitmek için bindiği Fransız gemisi, Denizlerin Efendisi olarak anılan Liam O'Neill tarafından kuşatılır ve Katherine, Liam'ın esiri olur. Liam, Katherine'in babasının sürgünde olduğunu bildiği için onu hem korumak hem de sevgilisi yapmak istemektrdir. Ancak olaylar hiç de Liam'ın istediği gibi gitmez. Çünkü Katherine fazlasıyla inatçı, güzel ve zeki olmasına rağmen bir korsanı değil soylu asil bir adamla olmayı tercih etmektedir. Hele de tecavüzcü barbar bir korsanın oğlu olan Liam'ı asla istememektedir.

Ama ne olaylar Katherine'in düşündüğü kadar basit ne de Liam'ın planladığı gibi gidecek görünmüyordur

Katherine kaçırmasının altında art niyet ve ihanet arayan Kraliçe, Katherine'nin soylu biriyle evlenme hevesi ve diğer olaylar söz konusu olduğunda işler karmakarışık olacaktır.

Kitabı sevdim, bazen dönen entrikalardan başım dönse de cidden sevdim.

Katherine'in koca meraklı tavırlarına sinir olduğumu inkar edemeyeceğim. Hani bazen çocukken onu nişanladıkları ama şimdi onu istemeyen Hugh Barry'e metres olsun da Liam'da kurtulsun diye düşündüm. Hatta gülmeyin ama bazen amma azdın kızım sen, iki lafından biri koca ve çocuk oldu dedim de.

Liam... kelimelerle anlatılmaz okuyun en iyisi diyeceğim bir korsan. Gerçi bir O'Neill... ne bekliyoruz ki! Diğer okuduğumuz O'Neill'lar söz konusu olduğunda daha azı olamazdı.

Kitapta en çok üzüldüğüm Juliet olmuştu çünkü hayallerine kavuşamayacağını düşündüm ama yanıldım. Hele ki John Hawke içinde üzülmüştüm tam bir piyon oldu sanki bu oyunda ama o da aşkını buldu.

En sevdiğim şey, Liam'ın Katherine'i kaçırıp adasına götürmesiydi. Orada yaşananlar, yeniden beraber oluşları ve aşkları... süperdi.


Ahh... bir de Liam'ın Katherine'e sahip olabilmek için kurduğu oyun... kitabın adını aldığı oyun... Liam'ın ihanetle suçlandığı, neredeyse öleceği oyun... süperdi! Tam da Liam'a yakışan bir cesaret örneğiydi. Zekice ve kurnazcaydı!

Kitapta bahsetmek istediğim birçok detay var ama hepsini anlatırsam okumanıza gerek kalmayacak o yüzden kısa kesip susuyorum.


Ancak şunu söylemek istiyorum ki kitabı sevdim. Brenda Joyce'un başka kitapları çıksa şüphesiz konusuna bakmadan alacağım kesin.

Ama şuraya bir eleştiri de eklemeden bitirmeyeyim kitabı. Keşke Pegasus biraz dikkatli davransaydı. Birkaç yerde hatalar vardı. Ve bu bir an, kendini kaptırmış bir okurun bu da ne be demesine neden oluyordu. İki ya da üç yerde buna denk geldim.


Ve Katherine kızıl saçlıydı keşke kitabın kapağındaki kız... kızıl olsaydı.

Bir de çevirmen değişmişti ve Selim Yeniçeri tarafından çevrilen kitaplarının ardından dilde değişme olmuştu ve açıkçası bu çok fark ediliyordu. Keşke ilk defa çevirmeni kim diyerek baktım, kötü olduğundan değil sadece dil değiştiğinden dolayı araya sokuşturdum bu durumu =)


Neyse... severek okuduğum özellikle son 100 sayfasını daha ayrı bir zevkle okuduğum bir kitaptı.


Seriyi eğer historical romance seviyorsanız tavsiye ediyorum.


Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »