Nar Ağacı

10 puan

Nar Ağacı // Nazan Bekiroğlu

Çok uzun zamandır okuduğum kitaplara yorum yazar,kendi şahsi düşüncelerimi dökerim satırlara. Kitapların sayfalarında kendimi kaybetmişsem,son sayfayı kapattığımda hafsalımda kalan satırları tekrar tekrar okuyorsam içimden şayet, o kitap benim kıymetlim olmuştur.
Yerli yada yabancı yazarların yazdığı ve çok beğendiğim kitaplarla karşılaşmışımdır mutlaka ,ama NAR AĞACI bir başka anlam kattı OKUDUĞUM kitaplara…
İtiraf etmeliyim ki ben,SERPİL arkadaşınız,kardeşiniz bu kadarını beklemiyordu.

Zamanında okuduğum BRONZ ATLI / Paullina Simons kitabını yere göklere sığdıramayan ben, aynı dönemi satırlara döken NAZAN BEKİROĞLU yazarımızı es geçmenin utancını yaşıyorum şimdi.

Son sayfayı kapattığımda aklıma düşen ilk düşünce kesinlikle bu oldu. Her iki kitapta kendince farklı güzellikler taşısada bu iki kitap, NAR AĞACI ‘nın yerine hiçbir kitabı koyamam…


Kitabın ilk satırlarında 1912 yıllarına gidiyorum,Zehrayı Büyükhanımı, Hacıbeyi ve Zehra’nın abisi İsmail ile tanışıyorum. Bahçelerinde İsmailin diktiği Nar Ağacı ile o dönemin mutluluğunu okuyorum her bir satırda.
Trabzonlu olmamın verdiği avantajı kullanmak istedim bazı yerlerde,ama ne mümkün, Gül Cemal vapurunu bile bu kitapta tanıdım öğrendim.
O dönemi onlarla yaşayıp öğrenmek ve her bir anlarına şahit olmak, İsmailin İstanbul mekteplerinde eğitim görme hevesi, Zehranın resim çizmek için eğitimi ve bu eğitimi vermek için ona yardım eden Celil Hikmet bey.

Rus donanmasının Trabzon kıyılarına saldırmaya başlaması ile Trabzon eskisi gibi değildir artık. Şimdi zaman muhacire çıkma zamanıdır Zehra ve ailesi için. Tek tesellileri bıraktıkları topraklara bir gün dönebilme umududur..

İran’ın Taht-ı Süleyman’ında,Tebriz’in halı tüccarının oğlu beyzade Setterhan…. Ve Setterhan’ın gönlünde Azam…
Taht-ı Sülayman’nın her karış toprağına kurban Setterhan, ne oldu nasıl oldu da her şeyi geride bırakıp,kendi toprağından memleketinden kopup karadenizin Batum ilçesine yerleşti? Kervan larla geldiği bu yere yaşamaya karar verdi…

Ve nasıl oldu da Karadenizli Zehra ile Tebrizli Setterhan birbirlerini buldu….

Yazarın satır arasında dediği gibiydi okurken hissettiklerim,
“Zehra’nın hikayesine geçildiğinde aklım Setterhan da kalıyor,Setterhan’ın kine geçtiğim de Zehra da”… ben de Hocam gibi ordan oraya savruldum durdum merakla hasretle ve mutlulukla….

Çok severek okuduğum bu Romanı tavsiye etmekten ve her bi karakter ile tanışmaktan gurur duydum….


Not: kitabın 506. Sayfasının son satırlarını okurken kaderin akıl almaz haritasına şahit olacaksınız….

SeRpiL…..

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »