Metro 2033

6 puan

Nükleer savaşın kıyameti sonrası özgün bir konu olmasa da metroda geçtiği için özgün bir öykü. Her biri birer köy gibi yerleşilmiş metro istasyonlarında yaşayan sıkışıp kalmış insanlardan birinin, Artyom'un kader, görev, sorumluluk ve kişisel yolculuğunu anlatan, yer yer felsefeye, inanca, insanlık değerlerine dalıp çıkan, mistik tatlar barındıran öykü bu. Bir avuç kalsa da her biri birer istasyon grubunu yurt edinen, kıyamet kopmuş olsa da hala faşizminden, komünizminden, siyasal görüşünden, dini inancından vazgeçmeyen ve hala bu uğurda birbiriye salakça savaşan toplumlar... Diğer yanda girişimcilikleri o şartlarda bile ortaya çıkan, ürün yetiştiren, ticaret yapan, hayatta kalmaya çalışan, kimisi zavallı insanlar, karanlık tünelden başka bir şey bilmeyen yeni nesiller... Ayrıca yeryüzüne hakim olan radyasyonlu ortama uyum sağlamış yaratıklar, yamyamlık yapanlar, yeni türemiş insansılar...

Çok güzel bir öykü olacakmış, belki asıl dilinde gerçekten öyledir. Çünkü yüzbinlerce satmış bir kitap bu. Ama türkçeye çevrilirken darbe yemiş gibi gözüküyor. Anlatım özellikle ilk bölümlerde yavaş, heyecansız, tatsız. Kitapta ikinci yarıya varıldığında olaylar hızlanınca daha iyi oluyor ama anlatım gene de renkli değil.

Çeviri hataları, cümle hataları çok.
Örneğin "Burnuna kadar çürüyen etin kokusu geldi." diye bir cümle var. Hızla okurken birden "burnuna kadar çürüyen et" isim tamlamasıyla karşılaşıyor insan. Hemen ardından aslında cümlenin "Çürüyen etin kokusu burnuna kadar geldi." şeklindeki düzgün ve akıcı anlatımı zihnimizde şekillense de hikaye birden kırılıveriyor, konsantrasyon bozuluyor, okuma zevki kötü etkileniyor. Bu basit bir örnek. Bir de felsefi, düşünsel, devinimsel anlatımların, açıklamaların olduğu uzun, yan cümlecikli, karmaşık cümlelerde böyle hatalar olunca cümle bazen tamamen anlamını yitiriyor, bulmak için çaba harcamak gerekiyor, okuma zevki kalmıyor.
"... kapıya saldırdı." diyor mesela, okuyan, kişinin kapıyla dövüşe tutuştuğunu sanır. oysa kapıya koştu, seğirtti, yöneldi falan diye çevrilmesi gerekirdi.
"... çıkmasına izin verdiler." diyor bir cümlede, arkasından gelen cümlede ise çıkmasına izin verilen kişinin hala izin verenlere anlatmaya devam ettiğini görüyoruz. Yine yanlış çeviri, doğrusu " ... devam etmesine izin verdiler." şeklinde olmalıydı. Bunlar benim farkına vardığım basit hatalar. Anlaşılmaz bulduğum cümlelerde kim bilir ne çeviri hataları vardır.

Sonuçta çevirmen yaptığı işi baştan sona okuyup hiç düzeltme yapmamış gibi gözüküyor. Asıl dilinden anladığını türkçede de anlayıp anlamadığına bakmamış. Editör de ya yok, ya da uyuyormuş. Sonuçta yeniden çevrilmesi lazım.

Bunlar bir yana bırakılırsa yine de okumaya değer buldum. Sonu sürprizle bitiyor, (gerçi ben şahsen çok hoşlanmadım sonundan ama) değişik bir tat için okunabilir.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »