Kumral Ada Mavi Tuna

6 puan

Kumral Ada Mavi Tuna; Buket Uzuner’in okuduğum ilk kitabı. Daha önce bu kitap iki kez elimden geçmesine, okuyan arkadaşlarımdan olumlu anlamda geri dönüş almama rağmen okumadım çok sevdiğim bir arkadaşım “al bu kitabı oku bak oradaki Mavi Tuna benim” diyene kadar da okuma gibi bir düşüncem olmadı. İtiraf etmeliyim ki ben; Türk kadın yazarlarının edebi anlamda vizyon sahibi olmadıkları, sığ kaldıkları, gerçek hayatta olduğu gibi fazla laf kalabalığıyla ilgiyi olması gereken yerden alıp başka yerlere dağıtıp kafa yorduğu gibi güçlü bir ön yargıya sahibim. Belki iyi kadın yazarlarla tanışmamış olmamdan, belki okuduğum kadın yazarların berbata yakın olmalarından ya da anti feminist yanımın ağır basmasından olabilir. Buket Uzuner okudun o önyargı kırıldı mı derseniz net bir “evet” im yok ama belki “biraz”ım var. Bu kırılma için bir arkadaş tavsiyesiyle aklım Nazan Bekiroğlu’nda..

Kitap 500 sayfa işte o Türk kadını kafası Uzuner’de de var. Gevezelik, uzun uzadıya birbirini tekrar eden cümleler dikkati dağıtıyor. Kitap sekiz ayrı dilde yayımlanmış yayımlandığı ülkelerdeki kitle üzerinde nasıl tesir etti, geri dönüş nasıl oldu bilemem ama imkânsız bir aşk öyküsü bizde her zaman tutar. Bunu da kitabın Türkiye’de satış listesinde en üst sıralarında yer almasından anlayabiliriz. Uzuner ergenlik dönemi ve yeni başlayan okurlar için okunası bir yazar. Edebiyatta biraz yol aldıysanız ve benim gibi hikayede ya beklenmedik bir olayla karşılaşma beklentisi, ya işte zeka budur dedirtecek bir kurgu ya da kendinizde iç hesaplaşma sorgulama gibi düşüncelere itecek bir etki arıyorsanız içsel sorgulamada Oğuz Atay’dan etkilenme çabası içindeki Uzuner sizi tatmin etmeyebilir.

Buket Uzuner yazarlığını değil ama genel olarak hayattaki özgürlükçü, yenilikçi, azimli ve başarılı duruş çizgisini sevdiğim bir kadın. Zaten 81 ilin valiliklerinden oluşan jüri tarafından Cumhuriyetin 75 Başarılı Kadını’ndan biri olarak seçilmiştir. Bir röportajında “30’uma geldiğimde ya bilim insanı ya da yazar olacaktım altı ay düşündüm ve yazar olmaya karar verdim” demiş.

Bir rivayete göre Uzuner ; Atilla İlhan’ın hayatını yazmak istemiş fakat usta kabul etmemiş Uzuner’de “madem hayatını yazamıyorum bende romanımda anlatırım” demiş. Hikayede geçen şair dayının Atilla İlhan, Pervin’in Çolpan İlhan, Süreyya’nın da Sadri Alışık olduğu söylenir. Ayrıca asıl ismi Fatih Karaca olan şarkıcı Mabel Matiz’in de bu kitaptaki Tuna karakterinden etkilenerek Mabel ismini kullandığı bilinir.

Kitap 1970-80’lere dokunan Kuzguncuk’ta geçen aşk üçgenini ve asıl kahramanın iç savaşı kabullenmeyip sürekli halisünasyon gördüğünü sandığını anlatan iki ayrı bölümden oluşuyor. Sanki bir kitap içinde iki ayrı hikaye iç içe anlatılmış başarılı bir sarmal oluşturulmaya çalışmış gibi fakat bütüne bakıldığında olmamış. Çünkü kurguya hiç uymamış. İç savaşı bir erkeğin kendi ile olan iç savaşına benzetmeye çalışmış ama kurguda o da yavan kalmış. Kurgu yavan ama her bir karakterler sağlam işlenmiş hikayede. Ada, Aras, Tuna, Meriç, Şair Dayı, Pervin, Süreyya ve Aliye..Karakter üzerinde çözümlemeler iyi bir psikoanalist , kitap sonlarında her bir karakteri kendi ağzından konuşturmakta kitabın olmayan sonuna renk katmış oldu..

Kitaptan Altını Çizdiklerim:

- Amerikalılar, ’özgürlük para gibidir, harcamadan önce kazanılmalı’ derler… Fakat bizim bu konuyla ilgimiz olmadığından atasözü ve deyimler sözlüklerimizin Ö harfi özgürlük özürlüdür. Özgürlük üzerine atasözü üretmenin lüks olduğu bir kültürümüz var.

- Özgürlük, her sabah uyandığında istediğin aynı şeyleri yapabilmektir!

- Gerçekle sahte arasındaki farkı en çabuk anlayan halktır, ama en geç tepki veren de yine odur! Ve tepkisi en güçlü olan da halktır.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »