Kraliçenin Soytarısı

8 puan

Yazar bu kitabı “Kraliyet Saraylarındaki en dürüst kişiler aslında soytarılardır.” düşüncesinden yola çıkarak yazmış sanırım.

Kitabın başkahramanı Hannah isimli İspanyol Yahudi’si yani Seferad bir genç kız ve olaylar onun ağzından naklediliyor.

Annesi engizisyon tarafından yakılmış, babası ile kaçmak zorunda kalmışlar. Yakalanma korkusu içinde İngiltere’ye yerleşip, kendilerini iyi bir Protestan olarak gösterirlerken, Hannah’ın dükkanlarına gelen Robert Dudley ile John Dee’nin yanında bir melek görmesi üzerine Kral Edward’ın sarayına soytarı olarak alınıyor. Genç Kral Hannah ile konuştuğunda ondaki dürüstlüğü görüp saraya alıyor. Ama Hannah soytarı olmak istemeyince Robert Dudley’in babası şantaj ile kendi casusları yapıyor. Hannah ve babasının inançlarını gizlemek için inançlarına ters hareket etmek zorunda olmaları, Yahudilerin orta çağ Avrupa’sında gördüğü muamele anlatılıyor ve son çare olarak güvende yaşamak için Türklerin ülkesine kaçmaktan bahsediliyor. Avrupa tarihinde Yahudiler için en güvenli yerin Müslümanların yanı olması hep dikkatimi çekmiştir.

Hannah bir çeşit kahindir, gaipten haberler vermektedir. Genel de Hannah gaipten haber verme yetisini kontrol edememektedir. Bu nedenle Hannah’a ayna kullanarak fal baktırırlar. Hannah’ın casus olarak Prenses Mary’nin yanına gönderilmesinden sonra genç Kral Edward’ın ölümü sonrasında Jane Grey’in Kraliçe ilan edilmesine karşı başlayan halk isyanı ile Prenses Mary’nin Kraliçeliğe yükselişi ve Hannah’ın onun soytarısı olması anlatılıyor. Kraliçe Mary tahtını gasp edip başkasını Kraliçe yapan Dudley ailesini cezalandırmasından sadece kulede tutulan ve akıbeti belirsiz olsa da Robert kurtulur. Hannah’ın saflığı ve onun aracılığı ile bir Protestan isyan başlatır.

Bilindiği üzere, İngiltere başta Katolik’tir, Kral koyu Katolik bir İspanyol olan Argonlu Katherine ile evlidir. Katolik Kilisesine göre boşanma yoktur; Bunun için Anne Kral Boleyn ile evlenmek için Protestanlığa geçer. Argonlu Katherine’nin kızı olan Mary için Katolik inancı hem annesinin inancı ve çocukluğunda annesinin ona öğrettiği inançtır hem de Katolikliğe göre boşanma olmadığından yasal olarak Kral’ın tek meşru kızı o dur ve böylece taht onun hakkıdır. 8. Henry’nin ikinci karısından olan kızı Elizabeth ve üçüncü karısından olan oğlu Edward ise Protestan Anglikan inancını ısrarla savunmuşlardır, böylece annelerinin 8. Henry ile evliliklerini ve doğumlarının meşruiyetini savunmuşlardır. Bu arada İngiliz toplumu hükümdarların keyfe keder veya menfaat gözeten tutumları yüzünden durmadan mezhep nedeniyle çalkantı içindeydi. Bir Katolikler, bir Protestanlar işkence ve katliama uğramıştır.

İngiliz halkı Prenses Mary’iyi Kraliyetin yasal varisini olarak görmesine rağmen bir İspanyol ile evlenmesine karşı çıkmışlar. Benim düşünceme göre İngilizler son derece milliyetçidirler. (sakın bu Milliyetçiliği militarist anlamda anlamayın, kendilerini farklı ve özellikli bir millet olarak gören bu farklılıklarını korumak isteyen bir anlayış ) bağımsızlıklarını kaybedip, İspanya İmparatorluğunun bir ili olmaya karşı çıkışlarına bayrak olarak Anglikan inancına sarılmaları inançtan çok milliyetçilik nedeniyle olmuş bence.

Kitapta en ilgimi çeken nokta “Mary” karakterinin evriminin verilmiş olması. Halkın sevdiği ve sevgi dolu bir insan olan Mary’nin “Kanlı Mary”e dönüşmesi, kız kardeşi Elizabeth’den nefret etmesi ama yinede Elizabeth’i öldürtmek istemeyişi iyi anlatılmış. Bu konu hep ilgimi çekmiştir. Çünkü Elizabeth’i öldürtse mezhep kavgası sona erecekti, hem Elizabeth’in ona ihanet ettiğini ve babasının kızı olmayabileceğini düşünürken ve önüne geleni öldürtmek için emir verir Lonndra’yı darağaçları ile süslerken niye Elizabeth’i öldürtmedi acaba? 17 yaşında iken Elizbeth’e baktığı ve o yaştaki genç kızların bebek sevgisi ile ona bağlandığı için mi? :thinking

Hannah karakteri ise çelişkilerle dolu, Lordu Robert’a aşık ama ondan yüz bulamıyor, nişanlısı Daniel ile ilişkisi çelişkiler içinde. Fransaya gidip nişanlısı ile evleniyor ama Daniel’in ailesi ile sorunlarını aşamayınca Daniel’in başka bir kadından çocuğu olmasını bahane ederek onu terk ediyor. Calais şehrinin Fransızlarca geri alınması üzerine aşamayınca Daniel’in oğlunun annesi ölürken çocuğu Hannah’ya verir. Hannah çocuk ile İngiltere’ye gidip, onu büyütüyor ve yıkılmış haldeki Kraliçe Mary’nin yanında kalıyor. Kocasını savaş esiri olmaktan kurtarıyor. Başta yapmak istemediği her şeyi sonradan yapmaya gönüllü hale geliyor. Nişanlısı Daniel karakteri de çok ilginç lafını esirgemeyen biri.

Okumayanlara tavsiye ederim.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »