Gülün Öteki Adı

1 puan

Değerlendirmede 1 bile çok bu kitap için. İslam konusunda son derece cahil ve islam adına iyi olan ne varsa yok sayıp onu beyinlere pranga vurduğunu düşünen ve islamı kötülemek için olmadık bağlantıları kurmaya çalışan bir yazarın kaleme aldığı bir kitap olarak görüyorum. Üstelik Allah inancını küçümseyen tavırlarıyla birde inancı olan ama Hıristiyan bir toplumu öven bir yazı.

10 yıl, 9 ay

Yorumlar
« geri ileri »

1 ile 1 arası yorum gösteriliyor, toplam 1 yorum.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

Bu kitabı gerçekten okudunuz mu diye merak ettim. Çünkü bu yorumu, okumayan, belki şöyle bir karıştıran biri yazmış olabilir bence.

Bir kere bu din kitabı değil, İslamı ve Hıristiyanlığı anlatmıyor, amacı bu değil. Katharlar ile Şeyh Bedrettin'in inançları arasındaki benzerlikleri anlatmaya çalışmış yazar. Kendi deyişiyle bir tarih kitabı bile değil. Haliyle Şeyh Bedrettin'i toplumumuzda bilenler az, Katharları bilenler daha da az olduğu için ikisi hakkında da bilgiler vermiş. Buradan İslam konusundaki cehaletini veya İslamı kötülediği sonucuna nasıl vardınız?

Katharların inanç ve toplumsal düzenleri ile yerleşik kilise ve devlet kavramlarını sarsıcı etkilerini anlatmış. Bu yüzden de Kilise'nin (Engizisyonun) ve kralların hışmına uğrayıp nasıl eziyet çektiklerini ve yok edildiklerini anlatmış. Yani aslında Katolik kilisesinin kötülüğünü, çıkarcılığını, vahşetini ve katılığını anlatan bir kitap. Hıristiyanlığı övdüğü sonucuna nasıl vardınız peki?

Tamam, Katharlar gerçek Hıristiyanların kendileri olduğunu iddia etmişler, Şeyh Bedrettin de gerçek Müslüman olduğunu. Manevi ve toplumsal değerleri, inançları arasında iyi veya kötü, doğru veya yanlış şeyler olabilir, onlardan bahseden bir kitapta onları tarif ederken bu değerlere, inançlara yer vermeyecek misiniz? Yer verirseniz bu İslamı kötülemek veya Hıristiyanlığı övmek mi olacak? Yer vermezseniz onları gerçekten her yönüyle anlatmış mı olacaksınız? Dürüst olur mu bu? Yiğidi öldürüp hakkını vermeyecek miyiz? Verirsek olmadık bağlantıları kullanıp kötüleme mi yapmış oluruz?

Ya da ne Katharları ne de Şeyh Bedrettin'i hiç mi ele almamalı size göre? Onları "sapkınlar" olarak niteleyip hiç söz etmemeli ve tarihe mi gömmeliyiz? "Büyüklerimiz" onlar için sapkın dedi, okumayın öğrenmeyin dedi, biz de onlara uyduk mu diyeceğiz? Aklımız fikrimiz yok mu bizim, sapkını kendimiz ayırt edemiyor muyuz? Bu "sapkınların" yaptığı iyi şeyler de olamaz mı? İyi yönleri takdir edemez miyiz? Edersek inancımız mı zayıflayacak?

Dedim ya, kitabı okumadığınızı düşünüyorum. Okusaydınız herhalde fikir birliği içinde olduğumuz noktalar artardı. Gerçekten okuyup anlasaydınız yorumunuz böyle "Engizisyon Mahkemesi kararı" tadında olmazdı.

7 yıl, 8 ay     
« geri ileri »