Doğu Ekspresinde Cinayet

7 puan

Daha önce 2 Agatha Christie okudum ve 2. sinden sonra bir daha okumayacağım bu kadar A. Christie yeter demiştim. Fakat 15 Eylül polisiyenin kraliçesinin doğum günü olması sebebiyle Ezgi Kitabevi Agatha Christe köşesi yapmıştı, rengarenk kapaklarıyla sayısız Agatha Christie kitabını görünce duyarsız kalamadım ve -sanırım- en bilinen kitabı olan Doğu Ekspresinde Cinayet' i aldım.
Eleştiri ya da övgüden önce saygıyla başlayacağız. Bu kadın gerçekten de polisiyenin kraliçesi. Mesele çok iyi bir kitap ya da çok iyi bir kurgu filan olması değil, bir tarz var ortada. Agatha' dan daha iyi polisiye yazan sayısız yazar vardır belki ama bu kadar basit tarzda yazıp da okuyucuyu böylesine kitabın içine çekebilen, teferruata hiç girmeden sonuç odaklı giden, benim gibi çabuk sıkılan birini bile, sürekli aynı şeyi yapmasına rağmen yine de 3. kitabında dahi sıkmadan kendini okutan bir yazar Agatha Christie ve ben buna sadece saygı duyabilirim.
Kitabın içeriğiyle ilgili ne söylesem spoiler olur o yüzden çok dikkatli yazmaya çalışacağım bu paragrafı. Bir trendeki yolculardan biri ölür ve o sırada trende olan demir yollarındaki üst düzey bir yetkili, şans eseri kendisiyle birlikte yolculuk yapmakta olan usta dedektif Hercule Poirot(ki Agatha Chrtisti' nin emn önemli iki karakterinden biridir)' dan cinayeti soruşturmasını ve polis gelene kadar işi halletmesini ister. Trende bulunan doktorun da yardımıyla ceset üzerinde bir inceleme yapılır ve sonrasında tüm yolcuların tek tek sorguya çekilmesiyle elde edilen ipuçları birleştirilmeye çalışılır. Cinayetten sonraki hemen hemen her bölüm dedektifimiz ile sorguya çektiği her bir yolcu arasındaki diyaloglardan ibaret. Daha önce Agatha Christie okuduysanız bu kitabında da yeni bir şey yok, klasik Agatha Christe tarzı. Üçüncü kitabından sonra bende şöyle bir izlenim uyandı; küçükken okuduğumuz macera kulübü(hani şunu yapacaksan şu sayfaya, bunu yapacaksan bu sayfaya git diye seçenekler sunarak farklı sonlarla biten çocuk kitapları) kitaplarına benziyor Agatha Christie kitapları. Küçükken o kitaplara da bayılırdık zaten ve o kitapta kendi kaderimizi çizdiğimiz bir macera yaşasak da bir anlamda bulmaca kitaplarıydı onlar aslında. Doğruları yaparak doğru sona ulaşmaya çalışırdık. Agatha Christie okurken de tüm ipuçlarını dedektif ile birlikte topluyorsunuz yalnız ne var ki ne kadar dikkatli okursanız okuyun sizin bilmediğiniz ama dedeftifin bildiği ayrıntılarla çözülüyor olay. Yine de kendinizi ipucu toplamaktan alıkoyamıyorsunuz.
Eğer tek bir Agatha Chrsitie kitabı okuyacaksanız ben hala On Küçük Zenci derim ama bu kitap da -sadece 3 kitabını okumama rağmen- Agatha Chrsitie kitapları arasında ilk 5' tedir sanıyorum.
Kitabın sonu içinse bir hukukçu olarak ciddi eleştirilerim var aslına ama yeri burası değil. Yine de yadırgadığımı belirtmek istedim.

Not: Kitabı çeviren Gönül Suveren. Kendisi hakkında sözlükte çok basit çeviriler yaptığına ilişkin eleştiriler vardır, orijinal bir Agatha Christie okumadan bir şey denemez sanırım ama okuduğum diğer iki Agatha Christe kitabı da bunun kadar basit bir dile sahipti diye anımsıyorum, gerçi onların çevirmeni de belki Gönül Suveren' dir bilmiyorum.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »