Benim Adım Kırmızı

8 puan

Kitabın ortalarına doğru sıkılmış, bunalmış, isyan etmiş ve iyi bir romanın bu kadar ağır mı yoksa akıcı mı olması gerektiğini sorgulamıştım. Şimdi düşüncelerim daha farklı. Neden her biten kitabın ardından çocuğunu kaybetmiş bir anne gibi yas tutuyorum, bilmiyorum. Ama hüzünlüyüm. Hele de bu roman nedeniyle çok hüzünlüyüm.
Yıllarına nakşa veren ama batıdan gelen usullerle önemlerini yitiren her bir nakkaş için üzüldüm. Biz onlara benzedikçe sevinç ve hırsla gülümseyen her bir Avrupalıya öfkelendim. Değişen her bir padişahla değişen dengelerde kimi sanatların tarihe gömülmelerine kızdım. İçimdeki hüznü nasıl anlatacağımı, ne diyerek "bizden" olan nakşa ağıt yakacağımı bilmediğim için sizleri direk bu kitaba yönlendiriyorum. Orhan Pamuk'un gerekeni yaptığına inanıyorum çünkü.
Karakterlerin her birinden ayrıca nefret ettim. Ve iyi ki insanların akıllarından geçenleri bilmiyoruz, dedim. Bir kez daha anladım ki kusursuz ve çıkarını düşünmeyen bir insan yok. Allah bilir ben kendimden neleri saklıyorum da haberim yok.
Doydum. Edebi anlamda doyurdu beni roman. Ama tekrar soruyorum: Bir kitabın iyi olması için bu kadar ağır mı olması gerekir? Belki de sorgulamam gereken şey "iyi" kavramıdır.
Ama yazarın yeteneğine, harcadığı emeği ve yaptığı araştırmaya laf yok. Bu konuda çok başarılıydı, çok.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »