Ateşten Gömlek

10 puan

Okumaya başladığımda tereddütlerim vardı; acaba roman karakterleri fazla mı idealize edilmişti? İstiklal Savaşı'nın o ateşli günleri fazla mı abartıyla anlatılmıştı?

İlk bölümlerde romanın ana kahramanları İzmir'li Ayşe, Cemal, İhsan karakterlerinin betimlenmesi tereddütlerimi pekiştirir gibi oldu. Halide Edip Adıvar'ın fazlasıyla yiğit, gözü kara, idealist karakterler yarattığını düşünerek sonraki bölümlere geçtikçe önyargılarımda ne kadar haksız olduğumu fark ettim.

Halide Edip, tarihin son derece sıra dışı bir dönemini anlatıyordu ve bu sıra dışı dönemde yaşayan insanların tam da romanda tasvir edildikleri biçimde heybetli olmalarından daha doğal ne olabilirdi ki?

Ne kadar heybetli olsalar da, romanın kahramanları asla yapay değiller; tam tersine, tüm zaafları ve çelişkileriyle sıcacık ve yanıbaşımızdakiler kadar gerçek insanlar.

Olayların akışı, her bölümde biraz daha hızlanıyor; tıpkı İzmir'e ulaşma ve kurtuluş umudunun kabarması, coşkunlaşması gibi. Akış hızlandıkça da duygu yoğunluğu artıyor, artıyor.

O büyük ideal ve heyecan, kişisel hikayelerle harmanlanıyor. Roman bir duygu seli oluyor, akıyor.

Romanın her bir satırına sinen, "İzmir'e ulaşma" ideali... Bu romanda beni en çok etkileyen bu. Bir idealin insanları nasıl yücelttiği, onlara çelikten bir irade kazandırdığı ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.

Kitabın son bölümlerindeki savaş sahnelerindeki betimlemeler mükemmel...

"İşte mitralyöz tıkırtıları... İşte top, işte kurşun vızıltıları. İşte mütemadiyen yere serilen atlı ve yaya askerler. Hala korkmuyorum. Ne garip şey... Harpte yegane korkunç şey insanın korkması galiba. Hezimet ve ricat olmayan yerde meğer korku yokmuş. Harp ne basit bir şey."

Romanda geçen eski Türkçe sözcükler beni hiç rahatsız etmedi. Günümüzde kullanılmayan (ya da unutulmaya yüz tutmuş) sözcüklerin karşılıkları dipnotlarda verilmiş. Ben, bu sözcüklerin çoğunu aile büyüklerimden duyduğum için yadırgamadım. Hatta, günümüzde konuşulan dilin ne kadar yavanlaştığını düşünmeden edemedim.

Kitabın en sonunda Selim İleri'nin Sonsöz'ü var. Bu romanla ilgili yazılabilecek en güzel yorum, bu SonSöz'de yazılmış.

Muhakkak okunmalı; sadece edebiyatın tadını çıkartmak için de değil, 1920'lerin ateşli, tutkulu, kararlı, inatçı, devrimci ruhunu yürekten hissedebilmek için...

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »