Amnezi (Altered, #1)

9 puan

“Neyin gerçek, neyin sadece bir dejavu hissi olduğunu ayırt etmekte zorlanıyorum..”

Beklediğimden çok daha iyiydi. Şöyle ki 320 sayfa bana yetmedi! Hafızaları silinmiş, üstün yeteneklere sahip, birbirinden tatlı dört çocuk ve garip olaylar, şaşırtıcı sırlar, ihanet ve iyi bir gizem. Üstelik bu söylediklerim öyle kolay kabul edilebilir şeyler de değil. Sırlar öyle sırlar ki gerçekleri öğrenince dumura uğruyorsunuz. Hele umutlanmaya kesinlikle yer yok. Ne zaman ‘şöyle olmalı lütfeen’ desem tam tersi çıktı. Anlayacağınız kitapta yok yok. Peki, Anna burada nerede mi? Onu ilk başlarda anlamak çok zor çünkü en çok Anna ile ilgili gerçekler beni çok şaşırttı. Olaylar olurken odak noktasının o olmadığını varsayıp sonra büyük bir yanılgı yaşayınca vay be dedim. Kitabın konusundan azcık bahsedeyim; Sam, Nick, Cas ve Trev şubenin denekleri. Bu denekleri kontrol etmek ve ilgilenmekte Anna’nın babasının görevi. Böyle olunca Anna da çocuklara git gide bağlanıyor. 5 sene boyunca her gününü onlarla laboratuvarda geçiriyor. Ve sonra Şube çocukları almak istediğinde seçim zor olsa da onlarla beraber kaçıyor. Olaylar da bu noktadan sonra başlıyor. Hem de ne başlamak! Her sayfa da bir ipucu ve heyecan var. Aşk yok mu diyenleri de duyar gibiyim. Evet, Aşkta var. Sam’e deli gibi âşık olan Anna, duygularının tam karşılığını alabiliyor mu anlamakta güçlük çektim. Çünkü Sam ketum biri. Ve kitap boyu bu pek değişmedi. Tek eksiklik yani bana göre tek eksiklik, Sam’in duygularını belli etmemesiydi. Bir ara acaba sevmiyor mu dediğim bile oldu. Belki de Anna’nın bakış açısından okuduğumuz için öyle hissetmiş olabilirim. Ama zaten kitapta aşk çokta göz önünde değildi. Öyle şeyler oluyor ki merak o duyguyu anında solluyor. Ben çok beğendim. Favori karakterimde kesinlikle Cas. Böyle bir tatlılık yok. Umarım 2.kitap çabuk çıkar.

“Umut işte buydu. Bir gün senin olacağından emin olamadığın bir şeye tutunmak. Ama yine de tutunmak zorundaydın çünkü o olmazsa, her şeyin ne anlamı vardı?"


Cas, "Lanet olsun," dedi. "Amma tuhafsın. Özgürüz. Şu an sevinçten hoplayıp zıplaman gerekiyor!"
"Kendimi yakarım, daha iyi.” Dedi Nick.
"Şahane." Cas ellerini ovuşturdu. "Marşmelov'u olan var mı?"


Hafifçe Cas’ın dizine vurdum. "Sen olmasan ne yapardık?"
"Sıkıntıdan ölürdünüz."
Trev camdan dışarı bakarken "Ya da sükûnet içinde gelişirdik." diye ekledi.


"Bir biftek için sokağın köşesinde bekleyebilirim," dedi Cas.
Kendimi tutamayıp güldüm. "Çok iş yapabilirsin, biliyorsun."
Ağzına pis bir gülümseme yayıldı. "Benimle gelirsen, sabaha kadar zengin olabiliriz."
"Çok komik."

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »