Birbirinin devamı olan "Isyan günlerinde aşk" ve "Kılıç yarası gibi" romanlarındaki başarıyı bana göre bir daha yakalayamayan yazarın bu kitabı, zihinde iz bırakmayan zayıf kişilikleri, olay örgüsü ve her zaman yaptığı gibi aşırı cinselliğe bulanmış, güzel bir roman tadı vermeyen bir kitap. Okuyuculara tavsiye edebileceğim bir kitap değil.

Melekler ve Şeytanlar ve Davinci şifresinden sonra aynı başarıyı yakalayamadı bence. Kitabın İstanbul ile alakalı olması okumak için bir sebep olabilir ama önemli değil nerede geçtiği diyorsanız okuyacak çok daha güzel kitaplar var.

Alev Alatlı'yı henüz okumayanlara başlamalarını tavsiye ederim. Türkiyemizi ve siyasi ve sosyal olgularını ve olaylarını Bilge bir zihinden dinlemek ve anlamak için okunması gerekli bir yazar. Bı kitap "orda kimse var mı? Serisinin beşincisi. Bir kadın gazetecinin hayatından yola çıkarak ülkemizin değişik açılardan fotoğrafını çeken bu seri Roman formatında fakat ülkemizdeki insan tiplemelerinin ve biçimlendirdikleri olayların (bazen isim vererek) ders kitabı gibi tarifini yapmaya çalışıyor.

Yazarı kafasında ne varsa hiç bir filtrelemeye ihtiyaç duymadan yazıya dökmüş, okuyanın zihnini kâh yoruyor, kâh bulandırıyor, bazen de sıkıyor ama yinede çevremize ve hayata Değişik ve anlaşılmaz bir zihnin penceresinden bakmak ve düşünmek için denemesi faydalı bir macera.

Yakın tarihimizin fazlaca telaffuz edilen fakat hakkında çok az şey bilinen figürlerinden biri olan İttihat ve Terakki partisini biraz tanıyabilmek için güzel bir kaynak. İlgilenenlere tavsiye ederim.