Sultanların Günlüğü, 188 adet değerlendirme yapmış.  (15/27)
Kudüs'ün Gizemli Tarihi
Kudüs'ün Gizemli Tarihi

10

Kudüs, kuşkusuz üç semavi din için vazgeçilmez bir şehirdir. Tarihten bu yana varlığını sürdüren bu kutsal şehir, üç din mensuplarınca da sahiplenilmiştir. Tarihi ismi 'Barış Şehri' olan Kudüs'ün isminin tersine barış, pek de yanına uğramamış desek abartmış olmayız. Hz. Davut ve oğlu Hz. Süleyman döneminde ilk altın çağını yaşayan ama sonrasında hep göz yaşı ve kan ile bulanan şehir ikinci altın çağını Müslümanların eline, bilhassa Osmanlı'nın hakimiyetinde, yaşayacaktır. Osmanlı'nın elinden çıktıktan sonra da Kudüs, yine kan ve göz yaşının merkezi haline gelecektir. Üç semavi dinin bu şehri bu kadar sevmesi ve sahiplenmesine rağmen Kudüs'ün adeta acının merkezi haline gelmesi ne kadar da trajik bir durumdur. Sanırsam bundaki temel sebep Hristiyan ve Yahudilerin kendileri dışında kimsenin bu şehre sahip olmasını istememesinden kaynaklı. Aksini iddia eden varsa tarihi yalanlayacak belgelerle çıksın karşımıza. Kudüs, Müslümanlar dışında kimin elinde oldu ise katliam ve zulüm uygulamıştır. Günümüzde de durum aynen bu şekildedir maalesef. Elbette bunun zulüm sahipleri tarafından meşrulaştırdıkları dini bir dayanakları da mevcut. Kudüs'ün Gizemli Tarihi kitabı, size bu ve daha fazlasını anlatacak ve Kudüs hakkında bilmediğiniz nice bilgiye sahip olacaksınız. Ayasofya'nın Gizli Tarihinden sonra Kudüs'ün Gizemli Tarihi, Pelin Çift ile Gündem Ötesi markasının 2. kitabıdır. DİPÇE: Sadık bir okuyucunuz ve yıllardır sizi takip eden biri olarak, Pelin Çift ve Gündem Ötesi'nden tüm okuyucular adına bir ricam olacak; kitapların fiyatları lütfen uygun olsun. Her kitapta fiyat biraz yükseliyor. :)

Ötekiler
Ötekiler

8

Çemberdeki Adem Kızı olarak yayınlanan hikaye, Tılsımın Ateşi ile devam ediyor. Peşin peşin söylemem gerekir ilk kitap ile ikinci kitabın ilk kısmı aynı. Yani iki kitap birleştirilmiş gibi görünüyor. Bu yüzden ilk kitabı almadan doğrudan bu kitabı alsanız da olur. Seri olan kitap, Reşha'nın tüm ailesini kaybedip hayata küsmesinden sonra yanlışlıkla öldürdüğü siyah kabile cinlerinden birinin akrabalarının intikam ateşi ile kıza saldırması ile başlıyor. Beyaz kabile cinlerinin sonraki lideri olan Sarika'nın yıllar evvel kıza cinlere özgü çemberini hediye etmesi sayesinde cinlerin saldırısından kurtulur. Reşha da böylece ister istemez cinler alemine çekilir çünkü Sarika, cinler için çok kutsal bir şeyi vermiştir ve bu ömründe sadece bir kere yapabileceği bir şeydir. Sarika, Reşha'yı korumak için kabilesine götürür. Fakat kıskanç kardeşinin ihaneti yüzünden beyaz ve siyah cin kabileleri savaş ile burun buruna gelir. Sarika'nın kardeşi Mişa da Reşha'ya korumasını sunacaktır. Ortada bir kehanet vardır ve ademkızı Reşha, bu kehanetin tam ortasındadır. Cinleri bilir duyarız ve ilgimizi çektiği de bir gerçektir. Cinlerin, insanların dünyasına müdahil olduğu hikaye, film çok olmuştur ama insanların, cinler alemine müdahil olduğu hikaye ve film hiç hatırlamam. Kitap, bize bunları sunmakta. Ha cinlerden falan korkuyorsanız orası başka ama siz yine de bir şans verin. :) Genel olarak kitabı beğendim, zaten ilkini de beğenmiştim. Konusu çok ilgi çekici ve benim de kafamdan böyle konu geçmişti zamanında. Sonu beklediğimiz gibi bitti ama ben belki bir umut diye düşünmeden geçmedim. Yazık yani... Mişa Mişa... :) Kim bu 3. çemberi verecek olan? Bunu yeni kitapta göreceğiz inşallah. Kitap baya fena bir şekilde bitti, nasıl toparlanacaklar bekliyoruz. :) Eleştirim de var elbet; konuşmalar biraz fazla uzun kaçıyor. Yani karakterler gereksiz uzunlukta konuşuyor. Yani 1,5 sayfa konuşan vardı. Bu bir kitap için iyi değil. Bize ders verecek ise bunu öyle bir kurgu ile yapmalı ki az ve öz konuşarak ve bize hissettirmeden yapmalı yoksa okuyucu sıkılır bu durumdan, hoşlanmaz. Bu tavsiyeyi ünlü bir yazardan aldım, siz yazarlarımıza da tavsiye ederim. :) Yeni kitapta görüşme dileği ile inşallah... Hayırlı Ramazanlar.

Elfabe
Elfabe

8

Kitabı alalı bayağı olmuştu ama okumak şimdiye nasipmiş. Oldukça ayrıntılı ve uzmanlaşmak için zaman ayrılması gereken tecrübe işi bir ilim ama bir o kadar da ilgi çekici bir ilim. Eğer kendi kapasitenizi keşfetmek ve başkalarını daha iyi tanıyabilmek istiyorsanız(en azından bir fikriniz olmasını) öğrenmek gerekir. Tek başına öğrenilebilir mi emin değilim, bence bir üstat tarafından öğretilmesi daha kolay olur çünkü tek başına kağıt üzerinde edindiğimiz bilgileri uygulamaya dökmek-en azından benim için- biraz güç. Yine de kitap, içerik açısından çok verimli. Böyle şeyler ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim.

Tutsak /Gölge Varlıklar #3)
Tutsak /Gölge Varlıklar #3)

5

İkinci kitaptan hatırlayacağınız insan-cadı karışımı Petra, dokunduğu herkesi yaratığa dönüştüren bir lanetten mustaripti. Elbette Gölge Dünyasının hükumeti buna asla hoş görü göstermeyecektir, zira yüzyıllardır var olan bir kehanete göre Dokunuş Lanetine sahip birinin yarattığı yaratık, onların yok oluşuna neden olacaktır. Ve Petra da en son Serge'yi dönüştürmüş ve arkadaşlarının ölümüne izin vermeyi reddeden Nick ve Lucius da onu bir yere kapatmayı başarmıştır. Geriye bir tek Petra'yı idamdan kurtarmaları gerekiyordur ki bu işi de Nick halletmiştir. Nick'in Serge'yi umutsuzca kurtarması için çabalamasına tanık olurken Petra'ya karşı duygularının nasıl geliştiğine tanık olacağız. Bu Nick açısından kötüdür, zira kızın ölümü ile Serge eski haline dönebilecektir, ama bunu en başta bilse idi Petra'yı da asla kurtarmayacaktır. Bu yüzden Petra da bu sırrı koruyabildiği kadar koruyacak, hem hayatta kalıp hem de lanetten kurtulmak için, çekiciliğine kapıldığı Nick'e sıkı sıkı tutunacaktır. İkinci kitabın konusunu pek heyecanlı bulmamıştım ama bu son kitap hoşuma gitti. İlki kadar ilgi çekici bir konusu var. Kurgu güzel; dil akışkan. Genel olarak seriyi değerlendirmem gerekirse eğer 5 üzerinden 3 olan, ortalama bir kitap ama dediğim gibi idare eder, zaman geçirmek için iyi bir seri. Belki benden daha çok beğenirsiniz? :)

Nefes ( Gölge Varlıklar Serisi #2 )
Nefes ( Gölge Varlıklar Serisi #2 )

5

İlk kitap, Lucius ve Sara arasındaki ilişki ve olaylar yumağına odaklanmışken ikinci kitap, ilk kitabın kahramanlarını da içinde barındırarak Lissa ismindeki bir Sukkubus ve Rand isminde bir kurtadam'ın yaşadıklarını konu alıyor. LA'da git gide artan bir cinayetler yüzünden kurtadamlar ve vampirler arasında savaşın yaklaşmasından korkan Birlik, bu cinayetleri araştırması için eski tanıdıklarımız Doyle ve arkadaşına emir verirken vampirlerin ve Birliğin başı olan vampir de en yakınları olan Lucuis ve Nick'i yardım etmeleri için görevlendirmiştir bile. Ama diğer taraftan da kurtadam sürüsünün liderleri de aynı amaçla kendi adamı olan Rand'ı görevlendirir. Sorun şu ki iki taraf da birbirine güvenmemektedir. İşin içine bir de sukkubus olan Lissa dahil olunca ve bu kadın Nick'e ihanet etmiş, eski aşığı çıkınca durum karmaşıklaşmaya başlar. Dahası Nick ve Lucius'un en yakın dostları olan Serge hala kayıptır. İlk kitapla kıyasladığımda pek heyecanlı olmadığını söylemeliyim. Konusu ve kurgunun ilerleyişi çok sıradan geldi ama sıkıldığımı da iddia edemem ama fazlasını beklerdim. Bu açıdan biraz hayal kırıklığı diyebilirim. Yine de dil akışkanlığı vs. yerindeydi. Bu yüzden zaman geçirmek için hala iyi bir seri olduğunu düşünüyorum. Hatta bir sonraki kitabım için oldukça iyi bir ilham kaynağı olduğunu da söyleyebilirim. Konum aşağı yukarı belliydi de ayrıntılar vs. hala inşa halinde... :P Neyse, konuyu saptırmayalım. Üçüncü kitapta görüşmek üzere. :)

Davet (Gölge Varlıklar, #1)
Davet (Gölge Varlıklar, #1)

5

Vampirlerin, kurtadamların, şeytanların ve daha fazlasının olduğu Gölge Diyarlara açılan bu kitapta, Roma döneminde vampire dönüşmüş olan Lucius'un ve savcı Sara'nın yollarının kesişmesi ile birbirine duygusal ve fiziksel çekim hisseden bu ikilinin görevleri ve yapmak zorunda oldukları şey arasında kalmasını konu alıyor. Lucius, kızı gibi gördüğü Tasha'nın korunması için herkesi yok etmeye hazır iken Sara da derin inançla bağlı olduğu yasaların ve düzenin korunması için her şeyi yapabilecek biridir. Lakin Lucius ile tanışması ile bu değerlerinden ödün vermesi gerektiğini yoksa asla onunla beraber olamayacağını fark edince, ciddi bir ikilemde kalacaktır. Dahası gölge diyara adım atmış olmak ve Lucius'a yaklaşmak da hayatını tehlikeye atan bir unsurdur... Genel olarak kitabı beğendim, güzel saatler geçirten ve akışkanlığı yerinde olan bir kitap. Çeviriden kaynaklı bazı devrik cümlelere rast geldiğimi söylemem gerekir, bu ben gibi buna takıntılı olan biri için çok rahatsız edici bir etken olsa da kitabın akışkanlığını öyle çok da olumsuz etkilemediği için pek sıkıntı yaratmadı. Yine de gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi gerekiyor. Vampir özelliklerinin biraz klişe kaçtığını, hatta bir çok özelliği(bilhassa kan değiş tokuşu ve bundan zevk almak gibi.) Bir Güneyli Vampir Serisinden(Trueblood) esinlenilmiş olduğunu söyleyebilirim. Sanırım yazar, serinin iyi bir hayranı. :) Gölge Varlıklar hakkında ilk kitapta çok fazla ayrıntılı bilgi edinmiyoruz ama bence ilgi çekici bir dünya olduğu görüşündeyim. Bu yaratıkların konu edindiği kitaplar, güzel bir kurgu ile her daim okuyucu için ilgi çekici olacaktır. Yazara kurgu ile ilgili bir eleştirim var. Lucius ve Sara arasındaki ilişki başlangıcını göremeyip sadece anılar ile geçmişe giderek gösterilmesi ve aralarında olan bitenin bir çırpıda olması ilgiyi düşüren bir etki bence. Ayrıca kitabın sonu beni pek şaşırtmadı da; işin arkasında kim olduğunu tahmin ettim(Bu da bunca yıllık okuyucu olmanın getirisi işte). :) Bu tarz konuları seviyor iseniz, size tavsiye edebileceğim güzel bir fantastik serisi olduğunu söyleyebilirim.

Ruhumdaki Canavar (Monster in His Eyes, #2)
Ruhumdaki Canavar (Monster in His Eyes, #2)

8

Gözlerindeki Canavar kitabından sonra serinin ikinci cildi ile karşınızdayız. Belki haberiniz olmamış olabilir çıktığından, doğrusu ben de kitapları takip eden biri olarak ilk kitaba göre tanıtımını çok sönük buldum. Neyse. Kitap, kaldığımız yerden devam ediyor. Bildiğiniz gibi ilk kitapta Ignazio, bizim kızın babasını öldürüyordu. Sebep? 20 yıl önce hamile karısını öldürüp, kendisini de öldürmeye kalktığı için intikam istiyor ama kaderin ironisine bakın ki aynı adam ve kadının kızlarına aşık oluyor. Maalesef bizim oğlanın eski kayınpederi, mafya babası olan Ray, kızın varlığından rahatsızdır ve ölmesini istiyordur ama Naz'ı karşısına almak istemediğinden ona bir zarar vermeye yanaşmayacaktır. Şimdilik. Bunun dışında Naz'ın da intikam planı bitmemiştir, sırada Karissa'nın annesi vardır. Sorun şu ki babası ile yaşananların etkisinden sonra yavaş yavaş ilişkileri toparlandıktan sonra Karissa, annesinin ölümü için ne tepki verir? Naz bunu yapabilecek midir? Dahası onu Ray'den koruyabilecek midir? İlk kitaptaki çevirisinden kaynaklı devrik cümle sorunu yok, su gibi akıp gitti. Bir günde bitti gene. Yazarın dili akışkan ve sıkmadan okutmasını biliyor. Bu sefer kitap Iganzio'nun ağzından anlatılmış, sevindim. Fakat elbette yine cinsel kitap furyasının bir devamı ama açıkçası bu sefer oldukça abartılı noktalar söz konusu yani okuyucuların fantazisine cevap vermek için hususi uğraştığı vs. belli. Bu da abartı ve yapay bir tat bırakıyor ağızda. 3. kitap çıkar mı bilmem, genelde seriler üçlü olur malum. Kitabın sonu tam bitmelik ama kasar ise 3. kitaplık bir konu da çıkartması zor olmayacaktır. Bu tarz kurguları sevenlere tavsiye ederim. Aslında Karissa tam nörolojik ve psiokolojik olarak incelenecek bir kız. :D