Küçük Prens 7'den 77'ye herkesin okuyabileceği değil, okuması gereken bir eser. Hatta 7 yaş altı çocuklara da anne-babaları tekrar tekrar okumalı. Yazar kişisel gelişimcilerinin sayfalar dolusu yazıp okutmaya çalıştıklarını, incecik bir kitapla çok da beğeneceğiniz bir şekilde sunmuş. Her ne kadar sonunda ders verilmiş gibi olsada, büyükanne yiyen kurdu, prenses zehirleyen cadıyı, çocuk pişiren yaşlı kadını dinlerken küçüklüğümüzde zihnimizde beliren görüntüleri düşünün. Bir de Küçük Prens'i okuyun, kesinlikle her türlü övgüyü hakettiğini göreceksiniz.
21. yy'ın ikinci yarısında geçen polisiye kitapta, Eve Dallas isimli polis teğmenin soruşturduğu bir cinayet davasında ortada seri katil olduğunu işaret etmesi ve cinayetlerin Eve'ye kendi geçmişini hatırlatması kurgulanmış. Ben seri olduğunu bilmeden ikinci kitaptan okumaya başladım. Belli bir sıra takip etmeden okumama rağmen serinin genel hikayesi anladım. Her kitap kendi içinde farklı hikaye barındırıyor fakat karakter ilişkileri bağlantılı. Romantik polisiyeye az biraz fantastik kurgunun karıştırılması ve Nora Roberts'in güçlü kalemiyle ortaya çıkan Eve Dallas serisinin ilk kitabı olan Çıplak Ölüm, harika bir seri okuyacağımızın garantisini veren bir kitap olmuş.
Güzelliğe aşık, dış görünüşe çok önem veren, birbirinden çekici hoş hanımlarla gezmeyi seven ve onlara hayranlığı, onların resmini çizene kadar ancak sürebilen son derece yakışıklı bir ressam. Dış görünüş itibariyle vasat olarak nitelendirilen, kadınlardan çok erkek arkadaşları bulunan, hepsini de dostu olarak gören, yaşı biraz geçkince fakat kocaman ve sevgi dolu bir yüreği bulunan bir kadın. İki arkadaş her zaman ki gibi katıldıkları bir toplantıda dostça dertleşirler ve daha sonra Jane'nin piyano eşliğinde söylediği şarkıyı Garth dinler dinlemez ona aşık olur. Kendine son derece güvenen ve kadına deli gibi aşık Garth, Jane'e duygularını açar. Daha önce konuşulanları hatırlayan Jane kendini ona layık bulmaz ve Garth'ın egosunu yerle bir ederek reddeder. Olaylar hem farklı hem de bilindik senaryolarla şekillenerek devam eder. ''Yüz güzelliği geçici, önemli olan huy güzelliği'' tabiri çok kullanılır. Fakat bu kitapta çok güzel tasvir edilerek okuyucuya yansıtılmış. Tavsiye edebileceğim güzel bir kitap, ayrıca fiyat olarak da uygun.
2005 yılında insanda bulunan korku türlerini kontrol altında tutan genin keşfinden sonra, genetikçilerin çalışmalarıyla diğer duyguları da kontrol altına almayı başaran insanlık, dünyanın yarısını yok eden savaşın ardından, korku haricinde hiç bir duygu taşımayan yeni bir dünya kurdular. 480 yıl boyunca insanı insan yapan, korku haricindeki her türlü duygudan noksan 'Düzen' in hükmü altında huzur dolu savaşsız bir dünya... Fakat eski dünyadan kalma duyguları taşıyan kan ve bunu tadan 5 insan... 'Faniler Kitabı' üçlemesinin ilk kitabı 'Yasaklı' sürükleyici, heyacanla okunan, fantastik kurgu türünde bir kitap. Okurken beklemediğim bazı olaylarla karşılaştım, farklılık hem hoşuma gitti hem de öyle olduğuna üzüldüm. İkinci kitap elimde fakat niye bilmiyorum arada başka kitaplar okuyup öyle döneceğim.
Myron Bolitar'ın muhteşem dönüşü... Harlan Coben okurları onun zekasını, esprili uslübunu, kaleminin ustalığını bilirler. -Bu arada kendisi 'Ruh Yazarım' olur :) Myron Bolitar serisinin sekizinci kitabı olan 'Bana söz ver' de, yazar yine tarzını konuşturmuş. Altı yıl aradan sonra çok güzel bir hikaye sunmuş. İlginç olan ise bu geçen süreyi kitaba da yansıtmış. Kitabın konusuna gelirsek, Myron en yakın arkadaşı Win'in de yardımıyla liseden arkadaşı olan komşusunun, ortadan kaybolan kızını aramaya başlar. Tabi olaya yine kendi tarzlarında müdahale ederek ve Myron hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayarak. Bütün karakterleri de özlemişim ve zevkle okudum. Polisiye sevenlere tabi ilk kitaptan başlayarak, Myron Bolitar serisini okumalarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.