Aristokrat :), 369 adet değerlendirme yapmış.  (37/53)
Siyah Kan
Siyah Kan

8

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu kitap benim ömrümü yedi. Bir kitabı azimle ve inatla okuyup da bu kadar geç bitirdiğimi daha hatırlamıyorum. Peki değdi mi? Pek sayılmaz.Tabi ki kötüde sayılmazdı ama gereksiz uzatılması ve sonunun tatmin etmemesiyle birlikte oldukça tahmin edilebilir olması rahatsız ediciydi.Böyle bir son belki 2003 yılında insanlara farklı geliyordu ama şimdiyse sıradan ve bayağı. Marc'ın sinir bozucu karakteri ve Hatica'nın garip düşüncelerine değinmiyorum bile... Ayrıca bana mı öyle geldi yoksa herkes de böyle mi düşündü bilmiyorum ama yazar sanki bazen alttan alttan bazense üstten üstten Müslümanları yeriyormuş gibi bir hava vardı. Bu çok sinir bozucuydu. Bunların dışında kanla ilgili bilgiler ve ilginç öldürme tekniği fazlasıyla hoştu. Ve kitapta ki adam akıllı tek karakter bence Jacques'ti. Her zaman -yaptıkları iğrenç olsa da- karakterine uygun biçimde hareket edişi, belli hedeflerinden şaşmayışı vb. şeyler de bunun kanıtıdır. Bir de son olarak Jacques sana iki çift lafım var; o Aşkım lafları da neyin nesi ıyk.

Ruh Hırsızı (Ruh Çığlığı, #1)
Satranç
Satranç

10

"Ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe katlanamaz..." Çok güzel bir kitaptı. Dr. B. satranç oynarken çok fazla gerildim. Satranç sevenlere Kevin Kline'ın oynadığı Joueuse (Satranç Kraliçesi) yi öneririm hoş bir Fransız filmidir. Kitap ve film tavsiye olunur.

Ruhsuz (Ruhsuz, #1)
Dönüşüm
Sineklerin Tanrısı
Küçük Prens
Küçük Prens

10

“Yıldızlar, başka başka insanlara farklı şeyler ifade ederler. Bazıları için sadece gökyüzünde titreyen ışıklardır. Yolcular içinse, bir rehberdirler. Bilim adamları için fikir kaynağıdırlar. Ama herkes için sessizdirler. Sen hariç...” “Ne demek bu?” “Geceleri gökyüzüne baktığında, yıldızlardan birinde benim yaşadığımı ve orada gülüyor olduğumu bileceksin. Bu yüzden sana sanki bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek. Bütün dünyada yalnızca senin gülen yıldızların olacak.“ Ve bunu söyledikten sonra yine güldü. “Ve üzüntün geçtiğinde – çünkü zaman bütün acıları iyileştirir- beni tanıdığına memnun olacaksın. Daima benim dostum olarak kalacaksın. Benimle birlikte gülmek isteyeceksin. Be zaman zaman, sadece bunun için gidip pencereyi açacaksın... Gökyüzüne bakarken güldüğünü gören arkadaşların buna çok şaşıracaklar. Sen de onlara: “Ah, evet, yıldızlar beni hep güldürürler” diyeceksin. Onlar da senin deli olduğunu düşünecekler. Görüyorsun, sana ne kadar kötü bir oyun oynadım...” O kadar güzel ve anlamlı bir kitaptı ki her cümlesi üzerinde düşünülmesi gerek...