Elysion, 306 adet değerlendirme yapmış.  (22/44)
Karanlıkta Buldum Seni
Karanlıkta Buldum Seni

8

Tatlı Şeytan kitabından sonra okuduğum ikinci Go Kitap yayını. Maggie tam bir iyi aile kızı. :) Ailesiyle güzel vakit geçiren, onu seven ve düşünen iki yakın arkadaşı var. Küçük huzurlu kasabalarında mutlu huzurlu yaşayıp gitmektedirler.. Ta ki, Clayton'a çarpana kadar :) Ordan bakınca tam bir klişe görünüyor ama okudukça öyle olmadığını anlayacaksınız. İnsan içine çıkmamaya özen gösteren ve iletişimden veba gibi kaçan Clayton ile arkadaş olmayı Maggie kafasına takmıştır ve olacaktır. Onun tabiriyle başka yolu yok :) Maggie, Clayton'ın esrarengiz havalarını çözmeye başladığı an aralarındaki çekimden dolayı kısa zamanda "arkadaş" olurlar. :) Clayton'ın dengesiz davranışlarından bana okurken gına geldi ama nihayetinde sebebini anlıyoruz. Bazen gerçekten gitmek gerektiğini insanın kabullenmesi lazım. Körü körüne devam etmek insana sorundan başka bir şey getirmiyor. Bir diğer nokta da, Clayton'ın anne-babası. Allahım ne sinir bozu tiplerdi öyle. ! Goodreads'tan anladığıma göre serinin ilk kitabıymış. Devamını merakla bekliyorummmm... Akıcı, genel olarak komik, yer yer sinir bozucu bu kitaba denk gelirseniz okuyun :) "Rachel söylediklerime kanmıyordu tabi ki! Elime vurdu. 'Saçmalama!. Clay senden hoşlanıyor. Hem de çok. Ayrıca ona tamamen güvenmiyor olsam da, bir birinizden ne kadar hoşlandığınızı görebiliyorum. Gençler birbirini tanımış, sevmişse de bize söz düşmez. O yüzden moron gibi davranmayı bırakıp harekete geçmelisin bence." *** "Clay arkasını dönüp yanımızdakileri görünce şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Soru sorar bir sesle Kylie ve arkadaşlarına 'Merhaba?' dedi. Clayton Reed etkisi tüm gücüyle karşımda etkisini gösteriyordu. Ağzı kulaklarına varan Kylie yemin ederim bir ara dudaklarını yaladı. Şu sıralar Daniel'la birlikte olduğunu unutmuş gibiydi. Ne kadar da iyi bir sevgili!. Dana göğsünü öne çıkardı, McKanna da saçlarını savurdu. Tanrım! Discovery Channel'da hayvanların çiftleşme ritüellerini izliyordum sanki. Şu kızların saldığı feromonlar bir eşşeği bile boğabilirdi." *** "İlginç. İstediği yere oturabilirdi. Sosyal hiyerarşide istediği yere yerleşebilirdi. Ama hiç kimseyle göz teması kurmadan gidip bir masada tek başına oturmayı seçmişti. Eski ceketinin cebinden bir MP3 çalar çıkarıp kulaklıkları kulaklarına taktı. Vermeye çalıştığı mesaj gayet açıktı: Ölüm kalım meselesi bile olsa yaklaşmayın!." (Bende bunun aynısını yapıyorum --Seda ) *** "Eğilip alnıma bir öpücük kondurdu ve babamı kocaman öpüp evden çıktı. Ben de simidin geri kalanını ağzıma tıkıştırıp elimin tersiyle dudaklarımı sildim. Birden burnumun altında bir peçete belirdi. 'Ahırda mı büyüdün, kızım?' diye dalga geçti babam benimle." Kelebek figürlerini genel anlamda çok sevdiğimden Clayton'ın Kelebekli sevgi gösterileri çok hoşuma gitti.

Kalbimin Sahibi
Kalbimin Sahibi

7

Öncelikle belirteyim, öyle kapağa aldanıp mutlu huzurlu sakin bir aşk romanı okuyacağım diye benim gibi heveslenmeyin. Maggie babası tarafından darp edilmekte olan annesi ve kız kardeşi için sağlam durmaya çalışan lise çağlarında genç bir kızdır. Annesi akli dengesini kaybetmiş durumdadır, kız kardeşide küçük yaşta olduğundan ikisini babasına karşı korumak zorundadır. William üniversitenin son sınıfına başlayacağı yaz, tatil için ailesinin yanına gelir ve abisi Blake ile birlikte, geri dönmesi şerefine bir partiye katılır. Gittikleri yerde okul çağlarından beri başına bela olan Troy ile karşılaşırlar görmezden gelmeye çalışırlar. William Troy'u gözardı etse de yanındaki kızdan gözlerini alamamaktadır. Maggie'ye Troy'un tokat atmasının ardından Troy'la karlıkarşıya gelen William sürekli Maggie'yi düşünmektedir. Kendine Maggie'yi düşünmemesini söyleyip dursa da onu koruması gerektiğini içten içe hissetmektedir.. Bir günde elinize alıp okuyup bitirebileceğiniz kitaplardan. Genel anlamda sevdim. Sadece William'ı gerçekten pasif buldum. Ben çok çok büyük bir olay yaşamıştır William sanıyordum ilk başlarda (tamam Maggie'nin yaşadığı kolay değildi ama zaten haberi yoktu olaydan) ama neden bu kadar erken pes etmiş anlayamadım. O kadar çok sıkıntı çektikten sonra güzel zamanlarını biraz daha uzun okumak isterdim. Maggie ve Jonathan güzel uzun bir sonu hakediyorlardı. "Yuva ne demek hiç bilmezdim. Bana göre kaçmak için beklenen bir hapishaneydi."

Cennetin Rengi
Cennetin Rengi

9

Harikaydı. Elime almamla bitmesi bir oldu. Gerçekten güzel bir hikayesi var. 10/9 !

İntikamın Sırrı  ( Sır Serisi # 1 )
İntikamın Sırrı ( Sır Serisi # 1 )

1

Allahım bitmek bilmedi kitap. Bu gün 8.gün dayanamadım ve son 50 sayfayı atladım. Işıl Parlakyıldız'ın Duygu'suna o kadar çok benziyor ki hiç bir tat alamadım kitaptan. Yazım hataları da üstüne tuz biber oldu. Okuyan ve beğenen arkadaşlara sevgiler ama ben beğenmedim sevmedim.. Oh be, yeni kitabıma başlayabilirim artık... Vaktinize yazık etmeyin. Tuğla gibi kitap yazıcam diye yazmışta yazmışş..

Yağmur Sonrası
Yağmur Sonrası

9

Şuan gerçekten bir roman okumuş gibi hissediyorum. Sarah Jio sana bu zamana kadar okumayarak haksızlık etmişim.. 1940'lı yıllar, İkinci Dünya Savaşı devam etmektedir. Anne ve Kitty iki çocukluk arkadaşı hemşirelik okulunu bitirdikten sonra görünüşte ülkelerine destek olmak için savaşta hizmet etmek amacıyla Bora Bora Adalarına gitmeye karar verirler. Kitty'nin asıl gitmek istemesinin sebebi kalp kırıklığını gidereceği uzak bir diyar arayışı iken, Anne ise evlenmek üzere olduğu Gerard'dan, gerçekten evliliğe hazır olup olmadığını bilemediği için kaçmaktadır. Bora Bora adalarına adım attıkları ilk gün Kitty'de ki değişimi farkeden Anne, zamanla arkadaşının "arkadaşlığını" gayet güzel anlayacaktır. Her geçen gün Gerard ile yapacağı evliliği düşünürken ada da kalbini titreten Westry ile karşılaştığında işler Anne için daha da çıkılmaz bir hal alır. Geride bırakıp, döndüğü zaman evleneceklerine söz verdiği Gerard ile kalbinin tek aşkı olduğunu hissettiği Westy arasında kalan Anne'ye ne yapması gerektiğini zamanla Kitty "arkadaşça" gayet güzel gösteriyor. Çok çokk beğendim. Akıcı, merak uyandırıcı ve sonlarına doğru bitmesini istemeyeceğiniz bir kitap. Burdan o Kitty'ye güzel laflarım olurdu ama kendime saklayayım. Bir roman karakterine bu kadar cephe alabileceğimi düşünmemiştim hiç :) Neyse madem ki söylüyorum Gerard'a da diyorum ki; "Adamsın!" Fırsatını bulursanız okuyun diyorum ve Arkadya Yayınlarına bu güzel kitabı yayınladıkları için çokkk teşekkür ediyorumm.. Ve hoşuma giden bir kaç alıntı.. "Ben ona yalnızca br parçamı verirken, o tüm kalbini bana vererek bütün hayatını bana adamıştı. Benim kalbimdeyse, içinde sönmeyen bir mumun yandığı kilitli bir oda vardı." *** "Madalyonuma dokundum. 'Hayır tatlım', dedim 'Asla yalnız değildim. Biriyle aşkını paylaştığın zaman bu bir süreliğine de olsa, onu daima kalbinde taşırsın." Kitabın goodreads'da gördüğüm kapağı bu. Sanırım orijinal kapakta bu oluyor. Kitapları alırken kapaklarına özellikle dikkat ederim. Ne yalan söyleyeyim bazen kapakları yüzünden aldığım kitaplar da mevcuttur. Kitabı okuduktan sonra tekrar arka kapaktaki yazıları okumayı ve kapaktaki görsellere göz atmayı daha çok severim. Arkadya'nın kapağını sevdim, ama orijinal kapak tam hayallerime uyan kapak..

Deniz Feneri Koyu
Deniz Feneri Koyu

9

Aynı anda hem geçmiş hem günümüzün anlatıldığı kitapları Böğürtlen Kışı'ndan sonra sevmeye başladım :) Farklı karakterler, aynı mekan, farklı sıkıntılar, farklı zamanlar ve sonunda birbirlerine değinen hayatlar.. Isabella ve eşi Arthur çok değerli bir hediyeyi Avusturya'ya götürmek üzere deniz seferine çıkarlar. Isabella 3 yıl önce bebeğini kaybetmiş ama onu halen kendi içinde yaşatan bir annedir. Libby ise 12 yıllık evli sevgilisi Mark'ın öldüğü için onun yasını tutan 40'lı yaşlarda hoş bir bayandır. Isabella ve Libby deniz feneri koyunda farklı zamanlarda yaşamış, zor bir hayat geçiren iki bayan. Akıcı ve güzel bir hikayesi var. 488 sayfa gözümüzü hiç korkutmasın. Bu tarz kalın kitaplara başlarken içimde hep bir zamanımı boşa harcama korkusu oluyor. Çok şükür bu kitapta pişman olmadım. Fırsatını bulursanız okuyun

Sahile Aşk Vurunca
Sahile Aşk Vurunca

7

Bu kitabın kapağına vurularak, arka yazısını bile okumadan aldığım doğrudur :)) Freya web sitesi tasarımcısıdır ve ilhamını kaybetmiş hatunumuz ilhamını geri kazanmak için aşk yaşantısını hareketlendirmek ister. Lakin doğru kişiyi bulacak vakti yoktur bunun için gazeteye bir ilan verir :) Üst katında oturan Greg ise bu konuya çoktan gönüllü durumdadır ancak Freya Greg'den uzak durmak zorundadır çünkü Greg bir avukattır. Freya ve kız kardeşi Anna'nın hayatını cehenneme çeviren ve ailelerini elinden alan avukat yüzünden Freya avukatlardan nefret etmektedir. Bu ara bu cümleyi çok kullanıyorum ama öyle "aman aman bir kitap" değil. Vaktiniz varsa bir kaç saatte bitirebileceğiniz güzel bir kitap. Greg'den çok Max'i yani Freya'nın alt katında oturan elemanı daha çok merak ettim. Keşke onu biraz daha yazsalardı. Anna'nın Max'e kapılması ve Max'in ona yemek yapması çok tatlıydı :) Keşke ikinci bir kitabı olsa ve orda Max ile Anna'yı yazsa yazarımız.