Yazarın okuduğum ilk kitabı, nisan ayına bilim kurgu türünde, genelde okumayı tercih etmediğim bir türde başladım. İyi ki okumuşum diyorum. Nesli tükenmek üzere olan insan ırkından küçük bir grup, gizemli uzaylılar Krell’lerin saldırısına uğrayan bir gezegende mahsur kalıyorlar. Bu gezegende yaşayan on yedi yaşındaki Spensa hem Krell’ler ile savaşmak hemde seneler önce babasının sebep olduğu utançtan kurtulmak için savaş pilotu olma hayalleri kurar. Açıkçası ilk birkaç bölümde sıkıldım ama sonraları kurgu öyle bir içine çekti ki kitabı bitirmeden, elimden bırakamadım.
Mart ayını chick lit tarzı kitapla bitirmek istedim. Yazarın bizde çevrilen ilk kitabı, kitabın kapağına aşık oldum ve sırf o sebeple kitaba şans vermek istedim. Bir hevesle başladım kitaba ama tamamen hayal kırıklığına uğradım. Melody’nin kocası kaza geçirerek ölüyor; iki çocuğuyla baş başa kalan Melody de ilerleyen yıllarda buzda başını çarpması sonucu gergin zamanlarda yüksek sesle şarkılar söylemeye başlıyor. Melody sık sık gergin ortamlarda bulunduğu için de genelde kendini şarkı söylerken bularak utanç verici durumlarda kalıyor. Kitabı zar zor bitirdim, kurgunun içine girmekte zorlandım. Okumasam da olurmuş diyebileceğim bir kitaptı.
Yine bir Dedektif D.D. Warren klasiği daha soluksuz, heyecanın hiç eksilmediği bir kitaptı. Serinin sekizinci kitabında; yedi yıl önce kaçırılan bir üniversite öğrencisinin dört yüz yetmiş iki gün boyunca yaşadığı psikolojik ve fiziksel şiddet ile sonrasında hayatta kalmanın getirdiği yük, suçluluk duygusu, sorumluluk gibi duyguların ağırlığıyla nasıl yaşamaya çalıştığını okuyoruz. Yazar, hem Flore Dane’in geçmişte yaşadığı tramvatik olayı gerçekçi bir şekilde aktarırken hem de günümüzde yaşanan kaçırılma vakalarına ışık tutmak için Dedektif Warren’i devreye sokuyor. Flore Dane’in yaşadıklarının her sahnesini gözümde canlandırabildiğim gibi; günümüzdeki kaçırılma olaylarında suçlu kim sorusuna verdiğim cevap her seferinde değişti; kısaca şüphelenmediğim kimse kalmadı… Yazar yine başarılı bir kurgu oluşturmuş; bize de heyecanla onu yaşamak düşmüş. ******* Orada geçirdiğiniz her dakika, her saat düşünüp hayal edebileceğiniz, bütün ayrıntılarıyla hesap edebileceğiniz tek bir şey var. Sizi hayatta tutan tek bir düşünce. Size güç veren tek bir amaç. Nasıl olsa siz de bulursunuz. Bulup üzerinde düşünürsünüz ve sonra, siz de benim gibiyseniz eğer, bir yere bırakmazsınız bunu. İntikam. Ama siz yine de ne dilediğinize dikkat edin. Özellikle de, tabut büyüklüğündeki bir kutunun içine hapsolmuş aptal bir kızsanız.
Serinin son kitabını bitireli bir hafta oluyor. Kitapta verilmek istenen duygular çok basite indirgenmiş. Eden ile Noah’ın ilişkileri çok yüzeysel işlenmiş, serinin başından beri tek derdi intikam almak olan Eden’in intikamından vazgeçmesinin sebebi çok mantıksız ve çok kolay oldu... Seri genel olarak akıcı bir anlatıma sahip olsa da kurgulanış açısından bana zayıf geldi.
Serinin ikinci kitabı ilki gibi sarmadı beni. Akıcı, okunması kolay bir kitaptı ama kurgu çok basite indirgenmiş. Duygu geçişleri çok basite indirgenmiş, avlanma sahneleri üzerinden basitçe geçilmiş ve tür değişimi kısmı var ki (kitabı okuyunca demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız) sanki yazar, Eden’i diğerlerinden daha ne kadar özel yapabilirim deyip işi abartmış gibi geldi. Öğrendiği bilgiler doğrultusunda İskoçya yolcusu olan Eden ve Ankh ailesi, Neithlerin dünyasına hızlı bir giriş yapıyorlar. Dost edindikleri kadar aynı zamanda da bolca gizli düşman ediniyorlar. Açıkçası seriye devam edesim kalmadı ama sırf bu son neye bağlanacak merakım yüzünden serinin son kitabını okuyacağım. Umarım pişman olmam.
Uzun süredir ilgimi çeken bir seriydi ama aynı zamanda da okumaya başlamadan önce beklediğim gibi çıkmama ihtimaline karşı tereddütlüydüm. Serinin ilk kitabı olarak gayet başarılıydı, yanılmadığıma sevindim. Başarılı bir kurgu, akıcı bir anlatım ve içine serpiştirilmiş bir tutam gizem.. Tabii karakterlere sinir olduğum ve bazı duyguların üzerinden basitçe geçilmiş olduğu gerçeği de var. Kitapta “Kutsanmış”, “Ankh” ve “Neith”ler olmak üzere üç türden bahsediliyor. Bu türler hangi özelliğe sahip, nasıl bir karakterdeler gibi soruların cevabı kitapta. Spoiler vermeden yorumumu sonlandırmadan önce serinin ilk kitabını sevdim; umarım devamını da severim.