Vayy canına!! Çok ama çoook eğlendim. Blair serisinin üçüncü kitabı çok eğlenceliydi. En çok sevdiğim bölümler ise Hunter ile Demi’nin ani gelişen arkadaşlıkları, her ne kadar sadece arkadaş olarak kalmak için gösterdikleri gayreti takdir etsem de sonunda duygularının esiri olduğunda daha sevimlilerdi. Hunter Davenport, tüm dikkatini yeni takım kaptanı olduğu hokeye ve derslerine vermek için, kadınların dikkat dağınıklığı yaptığını iddia ederek bekarlık yemini ediyor. Kitapta Hunter’in resmen iradesiyle savaşını okuyoruz. Ve güçlü bir iradeye sahip olduğunu söyleyebilirim. Yazarın diğer kitaplarındaki hokey oyuncularımızın ve kız arkadaşlarının da bolca yer aldığı eğlenceli bir kitaptı. ------------- “Alkol alıp toplumun huzurunu bozanlar buraya mı atılıyor yani_” diye sordu Demi, bir saat sonra. Hastings’deki tek nezarethaneden hiç etkilenmemiş gibiydi. Geniş hücrede şu anda sadece üç kişi vardı; biz ve bankta uyuyan, sakallı, orta yaşlı bir adam. Uykusunda vücudu seğirdiği için adamın ayağı sürekli parmaklıklara çarpıyordu. Evet, halka küpeler yüzünden şu anda parmaklıkların ardındaydık. “Gerçekten sarhoş olsan yerinde olurdu belki,” dedi Demi. Sırtımı duvara dayayıp kayarak metal banka otururken bir kahkaha attım. Ayaklarımızın altındaki muşamba zemin pis, tepedeki floresan ışıklar aşırı parlaktı. ********** “Gayriahlaki davranışın cezası ne acaba?” dedi Demi merakla. “Hiçbir fikrim yok.” “Pardon, bakar mısınız efendim?” Demi kalkıp parmaklıklara gitti. “Gayriahlaki davranışın cezası nedir? Ölüm mü?” Polis memuru yine gülecekmiş gibi göründü. “İlk kez yakalanan biri için genelde sadece para cezası olur.” Demi, “Mükemmel,” diye şakıdı. “Suç ortağım aşırı zengindir. Size hemen bir çek yazabilir.”
Briar Kampüsü serisinin ikinci kitabı, ilk kitabına göre daha heyecanlı ve daha güzeldi. Briar hokey takım koçunun kızı Brenna, rakip takımın yıldız oyuncusu Jake Connelly ile takılmak zorunda kalırsa.. İşler daha ne kadar kötüye gidebilir ki? Bir sahte randevuya karşı bir gerçek randevu.. Bu ikilinin diyaloglarını okurken çok eğlendim. Eğlenceli, akıcı, çerezlik bir kitaptı.
Sonunda bitti. Seriye genel olarak bakınca bir yerden sonra okurken sıkılmaya başladım. Sanki olaylar sürekli tekrar ediyormuş gibi geldi. Kitty Doe ve Daxton’ın gerçek kimliği üzerinde duruluyor. Kitty, Daxton’ın gerçek kimliğini halka afişe etmek için tehlikeli oyunlar oynuyor. Hükümetin Piyonu olarak çekildiği bu oyunda asıl oyun kurucunun kendisi olduğunu gösteriyor. Açıkçası sadece Knox’u okumayı yeğlerdim. Benim için ortalama bir seriydi.
Temmuz ayına serinin ikinci kitabıyla başladım. Hükümetin piyonu olarak yalan bir hayata dahil olan KittyDoe, gerçek bildiği yalanların asıl yüzünü ortaya çıkarmaya çalışırken yakalanıp Başkayer’e gönderiliyor. Yalanlar, oyunlar, entrikalar, sahte ölümler, sahte nişanlı, asıl sevgili .. Kısaca olaylar olaylar.. İlk kitaba göre daha akıcı ve daha anlaşılır bir kitaptı. Ve daha çok Knox okumak istesem de kitapta az yer verilmişti. Açıkçası Benjy kitapta gereksiz elemanmış duygusundan bir türlü kurtulamadım. Sürekli Kitty’nin dilinde Benjy ama bana fazlalıkmış gibi geldi kitap boyunca. Serinin üçüncü kitabını fazla merak etmesem de sırf seriyi tamamlamak için okumaya başlıyorum.
Serinin ilk kitabını okumaya karar verdiğimde, kitabı yarım bırakmıştım. Sıkıldım mı yada benim o an ki okumada yaşadığım isteksizlikten mi kaynaklandığını anlamadım, gitti. Ama her seferinde karşıma çıkmaya devam eden bir seri olduğundan tekrar kitabı elime aldım. Ama bu sefer büyük bir zevkle okudum. Topluma faydalı olabileceğini ispatlamak için tek şansı; on yedi yaşında girmeleri gereken sınavda başarılı olmak.. Sınıf farklılıklarının olduğu, tabii olduğun gruba göre nerede yaşamana, ne işle uğraşmana, ne zaman ölmene karar veren bir mercii düşünün.. Kitty Doe işte öyle bir toplulukta yaşıyor. Girdiği sınav sonucunda başarısız olan Kitty, III ile damgalanır. Ya sürüldüğü yerde hayatını sefalet içerisinde geçirecek ya da ona sunulan tek seferlik şansı kullanarak bir VII olarak farklı bir kimlikte gözlerini açacaktı. Kitap tam bir entrika yumağı, plan içinde plan.. Kitty kime güvenecek ben okurken şaşırdım. Fazla ara vermeden serinin ikinci kitabı “Vezir” e başlıyorum.
Seriyi sonunda bitirdim. Serinin daha heyecanlı bir şekilde ilerlemesini beklerken tam tersi sıkıntıdan patladım. Açıkçası yazarın kitaplarını ilk kez okudum ve şimdi anladım ki son kez de okumuş oldum. Halderianların kimliği belirsiz kralı Simon oluyor; tabi halk Simon’dan krallığa yakışır kararlar almasını bekliyor, bunlardan biri de uygun görülen bir evlilik.. Ama Simon’un kalbi hala Kestra’da (kitapta buna dair herhangi bir duygu olmasa da). Bir yanda Antora’yı kurtarmak.. Diğer yanda sevdiği kız… Simon seçim yapabilecek mi? Hepsi serinin son kitabında.. Seriye bir şans verebilirsiniz..