Her Livaneli kitabı gibi akıcı ve içtendi. Ödüllü olmasına şaşmamak gerek.
Zaten çözdüğüm ve her insanın çözebileceği meseleleri ele almış Montaigne. Çok ilginç, ufuk açan bir bakış açısına rastlamadım. İçtenliği ve tarihten verdiği örnekler hoşuma gitti. Bir de hafızasının zayıflığı benimle özdeş durumda.
Başlarda durgun, sonuna doğru merak uyandıran bir kitap.
Hakan Günday karakter yaratma konusunda çok kıt. Romanlarındaki karakterlerin hepsi birbirinin aynı. Hepsi alkolik, sıgara bağımlısı, seks düşkünü, hayattan bıkmış, işe yaramaz adamlar. Dolayısıyla adı Kinyas olmuş, Hakan olmuş, Afgan olmuş fark etmiyor. Hepsi tek bir vücutmuş gibi okunuyor. Ayrıca bütün kitaplarında kasvetli bir hava var. Sürükleyicilik yok. Başta dikkat çeken konu, okuyucuya merak uyandıracak bir şey vermeyince sıkmaya başlıyor.
Çok sürükleyici değil. Sağlam bir konusu yok. Ama akıcı anlatım, özellikle sevdiğim büyük puntolu olması ve fazlasıyla şaşırtıcı sonuyla beğenimi kazandı. Ayrıca yer yer varoluşu sorgulaması, ilginç tespitleriyle boş bir yazar okumadığımı düşündüm.