Doğa Aydın, 68 adet değerlendirme yapmış.  (3/10)
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

8

Çok yavaş ilerleyen, aksiyonu az, politik sayılabilecek bir kitaptı. Öyle ekşınlı, bir sonraki sayfasını çevirmek için sabırsızlandığınız, kaslı erkek karakterlerin olduğu bir şeyler bekliyorsanız bu onlardan değil. Genelde daha hızlı ilerleyen distopyaları sevsem de bu kitap da yavaş olduğu kadar mutlaka okunması gereken bir kitaptı. Bence ölmeden önce herkesin okuması gereken bir kitap.

Büyü Ustası (Study, #2)
Büyü Ustası (Study, #2)

9

İşte Yelena idam cezası alınca Sitia'ya kaçıyor, büyücülük eğitimleri alıyor. Ailesiyle tanışıyor falan filan. Arka kapaktaki şeyler zaten. Konuya fazla değinmek istemediğimden ailesinden bahsedeceğim. Öyle tuhaflardı ki. Bir kere ağaçta (?!) yaşıyorlar. Otuz tane falan kuzeni var, artık ne ağacıysa iki yüz kişi falan yaşıyor heralde. Böyle yapraklardan, orman malzemelerinden yapılma eşyaları, çiçekli böcekli, cırtlak renkli elbiseleri var. Hele evin içinde valmurlar (Bir çeşit hayvanMIŞ.) dolaşmaya başkayınca kahkaha atmaya başladım. Sarmaşıkla ortaya çıkması için Tarzan'ı bekler halde buldum kendimi. En sonunda aile gözüme mağara insanlarına dönüşmeye başlamıştı, gözümün önünde Cennet Mahallesi'nden görüntüler bile geldi. Tabii bunları da aştım. Böyle şeyler hayal etmemin nedeni dün kendi kendimle iddaaya girmiş olmamdı (Barney'leşiyorum). 422 sayfalık kitabı tek günde bitirmeye çalıştım ve tüm gece uykusuz kalınca kelimeler birbirine karıştı, artık kitabın sonlarına doğru halüsiyonlar görmeye başladım. Derdim ne bilmiyorum. Çok uzun bir okunacaklar listeniz yoksa ve benim gibi bir gecede bitirmeye çalışmaycaksanız güzel bir seri :S.

Düşmüş Melekler Şehri  (Ölümcül Oyuncaklar, #4)
Düşmüş Melekler Şehri (Ölümcül Oyuncaklar, #4)

9

9 yıldız ---Yazım hafif spoiler içerir, en azından Camlar Şehri'ni okumamış ve sonradan spoi aldığı için sinirlenip beni yumruklama dürtüsüne kapılabilecek türden psikopatların okuması tavsiye edilmez. Hayır, inadına okuyorsanız ilk paragrafın bir yerlerinde büyük bir spoi olduğunu hatırlayın--- Serinin dördüncü kitabı ilk kitaplara biraz sönük kalmış bana kalırsa. Sonlarında yine heyecan vardı ama diğerleriyle kıyaslanabilecek gibi değil. Valentine geberdiğinden ve biraz da değişiklik olması açısından iyi oldu ve yine sıkılmadan okudum ama başlarında az çok sıkıldığım da inkar edilemez. Kardeşim beşinci kitabı okuyor, çok güzel falan diyor ama bunun tek nedeninin Jace olmasından şüpheleniyorum. Benim okumadığım da onun okuduğu bir kitabın badboyundan bahsederken kaşlarını imalı imalı kaldırması, gözlerini kısması, otuz iki diş gülümseyip saçma sapan sesler çıkarması yok mu... Bir de Jace ve Simon'la kurduğum üçlü fantezilerime laf eder. Bir dakika, gereğinden fazla mı konuştum? .s Şaka yapıyorum tabii ki, fantezilerimde kendim değilim, kitabın kadın karakterinin yerindeyim ve sonra da erkek karakter... Neyse, konumuz benim fantezilerim değil. Sadece bilin ki 'neredeyse' tamamı şakaydı :DASD:saD.SA:S İki parafraflık bir fantezi içerikli saçmalıktan sonra Cassie'ye küfretme ayinine geçiyoruz. Üç kitaptır yok kardeşler bilmemne dedin kavuşturmadı zaten Clary ve Jace'i. Tam sevgili olmuşlarken yaptığı şey Cass'in bize "Alın size sürtükler, bu ikisini son kitaba kadar birleştirmeyeceğim, siz de Jace aşıkları olarak serimi okumak zorunda kalacaksınız, son kitapta piçlik yapıp onları bir daha ayıracağım, muhaha" deme şeklidir. Tamam, biraz abartmış olabilirim ama o başlattı. Cass ile hayali çekişmem de bittiğine ve mal mal ekrana bakıp çarpıcı bir final düşündüğüme göre yazım bitmiş bulunuyor. Çarpıcı bir son bulamadım, bununla yetinmek zorundasınız -,-.

Melez Günlükleri
Harry Potter ve Ölüm Yadigârları (Harry Potter, #7)
Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter, #6)
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı (Harry Potter, #3)