Antivenom, 640 adet değerlendirme yapmış.  (17/92)
Kentte Tek Başına (Kanatlı Kediler Masalı #4)
Dört Yavru (Kanatlı Kediler Masalı #1)
Asi Şehirler
Asi Şehirler

6

en önemli soruna prekarya nın örgütlenmesine ve sosyal medyanın olanaklarına değinmemiş olması çok ciddi eksiler. genel olarak başarılı bir eser.

Sürgün Gezegeni
Sürgün Gezegeni

7

Birlik'in dağılıp dağılmadığı bilinmemektedir. yıldızının çevresindeki dönüşünü 60 dünya yılında tamamlayan gezegenin sakinleri göçebe Hilf ler ve ataları dünyadan gelmiş olan Uzakdoğumlular, beraber ama ayrı yaşamaktadırlar. uzakdoğumlular Kültür Ambargosu kanununa uyarak gezegenin yerlilerin seviyesine inmiş 60 yıllık dönem boyunca atalarının birikimlerini unutmuşlardır. Telepatik yetenekleri olan Uzadoğumlular, Hilf leri ürkütmekte, farklılıkları deri renklerinden belli olan bu yabancılar kabul edilmemektedir. Kış yaklaşırken Kuzey'in barbar kavimlerinin yerleşim yerlerine saldırdıkları söylentisi bu farklı iki ırkı daha büyük bir tehdidin altında birleşmeye itecektir, ama öncesinde Agat ve Rolery'nin aşkı bu birleşmeyi ve göç umutlarını yok eder. Şimdi vahşi bir düşmana ve 15 yıl sürecek bir mini buz devrine karşı tüm farklılıklarını bir kenara bırakıp beraber çalışmak zorundadırlar.... Yazar tüm kurgusunu işlemeyi sevdiği iç grup dış grup çatışması üzerine odaklamış. Akıcı ve inandırıcı yazım stili kurguyu okuması ve sürükleyici hale getirmiş.Ataerkil kabile düzeninden henüz çıkamamış Hilf ler üzerinden feminist görüşlerini aktaran yazar, iki farklı kültürün karşılaştırılmasıyla geçmişin bağnazlığından bugünkü kültürel kabullere nasıl ulaşıldığını gözler önüne sermeyi başarmış. Hainish döngüsünün 2. kitabı olan sürgün gezegeni, unutulmuş bir koloninin kültürel olarak gerilemesi, evren ve teknoloji hakkında daha fazla bilgisi olan, onlara kıyasla geri kalmış gözüken kabilenin onlardan kaçınması ve cadılar olarak yaftalaması gibi motiflerde ve sosyal ilişkilerin dinamiklerinde gelenekçilik ve yenilikçilik tartışmaları yürütülmüş. Rolery ve Agat'ın aşkı bilimkurgu arkaplanında bir Romeo ve Juliet uyarlaması olarak görülebilir. Kültürün dayatmalarının önünde dağılıp çöktüğü bir kavram olarak sevginin savunulması son derece hoş bir motif. Darwin atfı yapan yazar, yeni koşullara uyum sağlayan Uzakdoğumlular ve Hilf ler arasında düzenli bir ilişki kurulmasının ancak aile bağları ve çocuklarla mümkün olacağı argümanını ileri sürmüş. Yazar tıbbi tartışma geçen bir pasajında gizli bir İgnaz Sammalweis atfında bulunuyor ki bağnazlık yüzünden bir araya gelemeyen toplumların konu olduğu bir hikayede son derece yerinde kullanılmış bir detay.

Aşksız İlişkiler
Şafağın Robotları (Robot Serisi #3)
Şafağın Robotları (Robot Serisi #3)

8

Elijah Baley, hükümetinin görevlendirmesiyle Aurora'da işlenmiş bir suçu araştırmak için yola çıkar. Yıldızlar arası seyahatin inceliklerinin Arz'la paylaşılması konusunda politik çalkantılar içinde olan Aurora ilerlemiş robot teknolojisi ile en gelişmiş Uzaycı dünyasıdır. En ileri modellerden biri olan robot Jander Parnell,"öldürülmüştür". Baley, politik gerilimleri de hesaba katmak zorunda kalacak Arz'ın geleceğini de bu davaya bağlı kararlarla şekillendirecektir... Yenilikçilik ve gelenekçilik tartışmalarını işleyen yazar, Baley karakterini doğaya dönme arzusu ve şehrin konforu arasında sıkışmış orta sınıf insanları temsil edecek şekilde kurgulamış. Steril bir gelecek kurgulayan usta, sanistasyona fazlasıyla önem veren Aurora'lılar üzerinden elitizmi yermiş. Aurora'lılar robot diye bir şey yokmuş davranmalarına rağmen onlara insan ayrıcalıkları da sunmuyorlar. insanlık sorgusunu Daneel Oliwav üzerinden götüren yazar, robotlara fazlasıyla bağımlı olan Aurora'nın gelişmesinin yavaşlaması ve toplumun fazla refaha alışmasıyla kısa zamanda toplumsal çöküntü yaşanacağı uyarısını yapıyor. Çözülmesi çok zor bir vaka daha üzerine kalan Baley, tıpkı Dr. Fastolfe gibi nostaljiye dönük bir karater. Solaria'da insan tenine ve doğal her şeye duyulan tiksinti kültürüyle yetişmiş olan Gladia, robot Jander Parnell ile evlenerek doğaya karşı duyulan tiksintinin ne kadar uç noktalara taşınabileceğine dair hoş bir portre çiziyor. Vakıf'ın kaldırım taşlarını döşeyen usta sık sık psiko tarih atfı yapıyor. Robot hikayelerine ve Susan Calvin karakterine sıklıkla atıf yapan yazar, iç grup dış grup çatışmasını Arz ve Aurora üzerinden işlemiş. Davranışçı psikoloji ekolüne sert bir çıkış olarak görülebilecek olan Dr. Vasilia ve babası ile olan ilişkisi motifi hoş bir detay. İkiyüzyıllık adam ( bicentennial man ) ,Shakespeare, Dickens atıfları yapan yazar, freudyen imalara da başvurmuş. Arzlıların duvarlar, Auroraların ise robotların ve konforun ardına saklanması gibi motiflerle çağının ötesinde toplum mühendisliği fikirleri ileri süren kurgu yazarın kendisiyle mantıksal bir bilek güreşi yapmasını andırıyor. Polisiye türünün öğelerini de taşıyan eser, Robotlar serisinin 3. kitabı olarak hayal kırıklığına uğratmıyor.

Labirent: Ölümcül Kaçış (Labirent, #1)
Labirent: Ölümcül Kaçış (Labirent, #1)

6

Thomas hafızasını kaybetmiş olarak uyandığında kendini Kayran'da bulur. Kayran, en ortasında bir yerleşim yerinin bulunduğu 9 bloğa ayrılmış bir labirenttir. Lise çağındaki çocukların oluşturduğu gruplar Kayran'ın güvenliğini ve devamlılığını gözetmekte ve bir çıkış yolu bulmak için labirente deneyimli "koşucular" göndermektedirler. Thomas, sürekli değişen labirent'i ve geceleri labirenti turlayan dehşetleri aşıp buradan çıkabilmek için önce takım arkadaşıyla ardından geçmişiyle yüzleşmek zorundadır... Yazar, amneziye fazlasıyla bel bağlayarak kurgusunu hiçbir mekan veya zaman atfı olmadan sürdürmüş. Tamamen kapalı bir mekan olmasına karşın yıldızların görülebilmesi labirentin tamamen izole olamdığı hissini doğurmakta ve umut ışığı vermekte kullanılmış bir motif olarak okurun karşısına çıkıyor. Labirent'i turlayan aç kabuslar veya "ızdırap verenler" labirentin gardiyanları. Kayran'da doğa olaylarının görülmemesi, yağmur yağmaması, sıcaklığın değişmemesi, kontrollü bir ortam olduğu hissi yaratırken ortada uçan mekanik böcek / kameralar çocukların her hareketlerinin izlendiğini vurguluyor. Thomas'ın sabırsızlığı gizem hissini körüklese de okuru bunaltacak seviyelere varabiliyor. Sineklerin Tanrısı'na benzer bir çocuk komünü kurgulamış olan yazar, hayatta kalma güdüsünün öne çıkarılmasıyla fazlasıyla sert bir hiyerarşi ve kurallar bütünü uygulatmış.Yenilikçilik ve gelenekçilik tartışmasını çok da güçlü yürütemeyen kurgu çok sert bir Darwinizmin izlerini taşıyor. Duygu durum ve düşüncelerdeki değişimlerin çok hızlı olması kurguda bir tutarsızlık örüntüsü yaratıyor ve okuma zevkini düşürüyor. " Birden, aniden" kalıplarının suyunu çıkarırcasına kullanılması kitabın aceleye getirilmiş olduğu hissi uyandırabilir. Çoğu argümanın yararcılık ekolüne dahil olduğu kurgu, "tabula rasa" mantrasına hafızasının sadece belli kısımları kısımları silinmiş karakterler aracılığıyla atıfta bulunuyor. Fare labirent testlerini andıran bu akıl almaz labirent ve gardiyanları doğaya tahakküm arzusunu göstermekte. Karakterlerin labirentin efendileri olan "Yaratıcılar" tarafından birer et kukla ( meat puppet ) gibi kontrol edilebilmesi çığrından çıkmış bir Descartesçiliğin izlerini taşıyor. Yunus peygamber atfı yapan yazar, Herbert Spencer'in mantrasını yanlış anlamış. ( güçlü olan değil en iyi uyum sağlayan hayatta kalır.) Temposunun yüksek olması ve merak uyandırması artıları iken aceleye getirildiği hissi ve son bölümlerde bir finale vardırmak için kurgunun adeta koşması ciddi eksileri. Entellektüel bir klinik kasaplığın son seviyelerinde olan kitap çok daha iyi olabilirmiş. Genç yetişkin ( young adult ) kitlesine hitap edecek olan eser, ciddi bilim kurgu hayranlarını tatmin etmekten uzak.