gökyüzübenim, 64 adet değerlendirme yapmış.  (2/10)
Ah Mercimeğim
İklimler
İklimler

5

Aşk romanları okumaktan uzak duran ben, kitap hakkındaki övgülere kayıtsız kalamadım. Ancak bu romanın olsa olsa hastalıklı aşk hikayelerinden bahsettiğini söyleyebilirim. Kendimi hiçbir karakterle özdeşleştirmem mümkün olmadı. Roman bir müddet sonra, sonu getirilemeyecek bir sürece girdi. Öyle ki devam etseydi dahi sürecin nasıl devam edeceği tahmin edilebilir oldu. Bu noktada da roman aniden bitirildi.

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca

7

Yaşar KEMAL’in okuduğum ilk eseri. Başarısına diyecek söz yok. Kurguladığı distopyayı, sonu bu kadar tahmin edilebilir olmasına rağmen büyük iç sıkıntısıyla okudum. İyilik kadar kötülüğü de anlayabilirim, kötülüğün de kendi içinde ‘her ne kadar anlamlandıramasak da’ bir mantığı olduğuna inanırım. Ama ne bu kitapta ne de gerçek hayatta, hem fillerin yanında olup onlarla birlik olan hem de zaman zaman karıncaların dertleriyle dertlenen Ulukepez gibileri anlayamıyorum. Ben sadece bu distopyanın ardından refah günleri de okumak ve içimi rahatlatmak isterdim. Kitabın bitişiyle, kendimce fillerden ve hüdhüdlerden öcümü alamadım.

Dokunma Dersleri
Dokunma Dersleri

7

En sevdiğim öykü yazarıdır Yalçın TOSUN. Öncesinde okuduğum 2 öykü kitabında da ( Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler) ( Peruk Gibi Hüzünlü) işlenen konular oldukça ağır gelmiş, kitapları elim kalbimde, uzun uzun düşünerek bitirmiştim. Dokunma Dersleri’ni alalı bir yıl kadar oldu ancak okumaya cesaret edememiştim bir türlü. Bugüne kısmetmiş. Korktuğum gibi olmadı. Diğer öykü kitapları kadar sarsıcı değildi. Çok daha hızlı okudum ve duygusal olarak o kadar fazla zorlanmadım. Ama onlar kadar etkilemedi de beni. Yine de okuduğuma pişman olmadım. Yalçın TOSUN hep yazsın hep okuyayım istiyorum.

İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam Arayışı

7

Kitap 3 kısma ayrılmış. İlk kısım; yazarın ne yazık ki bizzat deneyimlediği, toplama kampında geçirdiği anlar ve bu anların psikolojik değerlendirmesinden oluşuyor. Çok etkileyici ve duygusal olarak çok ağırdı. Böyle bir felaketten kurtulduktan sonra tüm bu yaşananları kaleme almak eminim yazar için de kolay olmamıştır. Bu yönüyle benzerine az rastlanabilecek bir kitap bu. Özellikle af yanılsaması kavramı ve Kapolar, bu kitabın bana kattıkları oldu. 2. ve 3. Kısım ise yazarın logoterapi kuramı ile ilgili bilgileri aktarmasına dayanıyor. Psikolojiye özel ilgisi olanlar için dikkat çekici olacaktır. Bu yöne ilgim olmadığı için ilk kısımdan çok daha ağır okuduğumu söyleyebilirim.

Barbarın Kahkahası
Barbarın Kahkahası

7

Şu pandemi günlerinde yaz tatilinde geçen bir roman okumak çok keyifliydi benim için. Yazarın dili de zaman zaman karmaşık gelse de oldukça güzeldi. Bu karmaşa henüz ilk kitabını okuyup onun tarzına aşina olmadığımdan olsa gerek. Bir filme çevrilse insanların derin analizler yapacağı güzel bir festival filmi olurdu diye düşündüm. Anlamlandıramadığım bazı kısımlar da vardı ama çok rahatsız edici değildi. Kitapta “Tenezzül Makamı” başlıklı kısmı ve Selçuk- Alikâr konuşmasını özellikle sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım.

Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi

3

Bu zamana kadar dost olmak istediğim çok roman kahramanı oldu. Ama böylesine muhabbetini çekemediğim karakterlerle karşılaşmamıştım doğrusu. Öncelikle baş karakterin gazeteci kıza tavrı, davranışları oldukça rahatsız ediciydi. Tipik bir sapık imajı uyandırmaktan öteye gidemedi. Gazeteci kızınsa Ahmet’in anlattığı hikayeyi hem böylesine merak edip hem de dakikada bir uyuyakalması okur olarak beni gerçekten yıldırdı. Yazarın hikayeyi uzatmak için başvurduğu bir yol gibi görünüyor ancak hoş durmamış. Ayrıca yazarın okuyucuya bir şeyler katma çabasını anlasam da bambaşka bir konuşmanın ortasında araya sıkıştırılan bilgiler oldukça abes durmuş. 2 kısımdan oluşuyor roman ve bu iki kısım arasında neredeyse hiç bağlantı yok. Öyle ki 2. kısma geçtiğimde ilk kısımdaki olayla ilgili minicik merak duygumu çoktan kaybetmiş durumdaydım. Romanda benim için akıcı olan tek yer Rusya’da geçen anlardı. Ancak sayfa sayısı dikkate alındığında oldukça küçük bir kısma denk geliyor. Bu kısımda da dünyanın en etkileyici aşk hikayesi olduğu defalarca tekrarlanan, karasevda olduğu ileri sürülen aşk hiçbir şekilde yansıtılamamış. 2. kısım bittiğinde yazar “İlk kısımdaki boşluklar da ortadan kalksın da roman tamamlanmış olsun” zihniyetiyle roman sonuna bir karar metni iliştirmiş. Teşekkür metnine bakılacak olursa hukukçulardan da faydalanılmış ancak sanırım onlar da metne fazla müdahale edemediler. Çünkü yanlışlarla doluydu ve gerçeklikle ilişkisi yoktu. Keşke bu şekilde yazılacağına dümdüz bir metin olarak yazılsaydı. En azından bu kadar göze batmazdı. Romanda gizem unsuru olarak kalması gereken temel konu baştan belli edilmiş. Yazarın çabasına rağmen açıklanmamış pek çok soru işareti de mevcut. Maalesef sevemedim.