zeynepakmaz

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
Zübük

Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz.
Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkarıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük'ten birleştiğini görünce ona kızıyoruz.
Benim için şimdilik tek amaç, burdan kurtulmak. Ama gerçekten zübüklerden, kendi zübüklüğümüzden kurtulabilecek miyiz? işte bu soruya cevap veremediğim için nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. Yeni gideceğim yerden sana mektup yazar, önce kendi zübüklüğümden kurtulup kurtulamadığımı anlatırım.

Arka Kapaktan

Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz.
Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
Memurlar Memurlar

Muhasebeci, Baha Bey'in sıkılganlığından bir şey söylemek isteyip bir türlü söyleyemediğini anlamıştı.Yirmi yılı aşkın zamandır, bu kurumda çalışan Baha Bey, arkadaşlarıyla arasında mesafe bulundurmasını bilir, ağır başlı bir adamdır.Örneğin, onu bu güne dek, bir kez bile müstehcen bir hikaye anlattığı duyulmamıştır.Memur arkadaşlarının anlattıkları müstehcen hikayelere de duymamazlıktan gelerek, gülümsemez bile...

Muhasebeci, Baha Bey'in sıkılganlığından bir şey söylemek isteyip bir türlü söyleyemediğini anlamıştı.Yirmi yılı aşkın zamandır, bu kurumda çalışan Baha Bey, arkadaşlarıyla arasında mesafe bulundurmasını bilir, ağır başlı bir adamdır.Örneğin, on... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
Bir Delinin Hatıra Defteri

Şu dünyada ne garip şeyler olur! Bu olayların çoğu da inanılacak türden değildir. O danıştay üyesi kılığında gezen, kentte bunca gürültüye patırtıya yol açan burun, sonunda -nasıl oldu bilinmez- eski yerine döndü. Yani Binbaşı Kovalevin iki yanağının tam ortasına... Bu olay, 7 Nisanda oldu. Kovalev, sabahleyin uyanıp da aynaya öylesine bir baktığında burnunu yerinde gördü. Hayretler içinde elini burnuna götürdü. İşte, tastamam kendi burnuydu bu. Yaşasın! diye bağırdı. Neredeyse, odanın içinde, sevinçten yalınayak, oynayıp zıplamaya başlayacaktı.


******

Büyük Rus yazarı Gogolün en ünlü klasiklerinden biri olan ve tiyatrolarda defalarca sahnelenen öyküsünün yanı sıra, Palto ve Burun adlı iki ünlü öyküsü daha bu kitapta yer alıyor. Yazar birinci öyküde: delicesine âşık bir gencin yürek parçalayıcı halini korkunç bir tahlil gücüyle anlatıyor. İkinci öyküde ise, bencil ve düzenbaz bir devlet memurunun kendinden de düzenbaz bir şefin ayak oyunu karşısında yere serilişi anlatılıyor.

************

Bir Delinin Hatıra Defterinde, Ünlü yazar Gogolün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtması açısında oldukça önemli.Aynı zamanda Tiyatro oyunu olarak da sahnelenmiş ve oldukça büyük yankı uyandırmış olan eser, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri, ‘Palto ve ‘BurunÙ dlı hikâyee okuyucularına farklı pencereler açıyor.

******

Şu dünyada ne garip şeyler olur! Bu olayların çoğu da inanılacak türden değildir. O danıştay üyesi kılığında gezen, kentte bunca gürültüye patırtıya yol açan burun, sonunda -nasıl oldu bilinmez- eski yerine döndü. Yani Binbaşı Kovalevin iki yanağının... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
Ölü Canlar

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nNikolay Vasilyeviç Gogolün (1809-1852) eseri Ölü Canlar, 19. yüzyılın büyük romanlarından biridir. Rus edebiyatında Romantizmin bilinen kurallarım bırakıp, konularını günlük yaşamın içinden almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, eserinde bir Rus taşra kasabasındaki yaşantıyı ince bir ironiyle yansıtırken yöneticilere getirdiği eleştirilerini de romanın içine ustaca yaymayı bilir. Ölü Canlar, bu yüzden yayımlandığı yıllarda bütün eleştirmenleri karşısına alan ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan önemli bir eserdir.Gogol bu romanı Puşkinin ona ön bilgiler vermesi üzerine yazmıştır. Bir epik roman yazma amacıyla başladığı eserini Dantenin îlahi Komedyasına benzeten Gogol, sağlığında yayımlayabildiği ilk bölümüyle dünya edebiyatına bir başyapıt bırakmıştır.Ölü Canlar, kahramanı Çiçikovun dolandırıcı kişiliği ve onun ilişki kurduğu toprak sahibi ve bürokrat çevresiyle olan ilişkilerini anlatır. Gogol, eseri hakkında, Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer, demiştir.\n\n\n\n\n\nÖlü Canlar, resmi kayıtlara geçmiş bir ölü can satın alma olaynı dayanır. Romanın başkahramanı Çiçikov, kanunlara göre toprak sahiplerinin malı olan köleleri satın almaktadır; ancak Çiçikovun satın almak için Rusyanın birçok kenitini gezdiği kölelerin özelliği, onlar ölü omlalarıdır. Çiçikov, ölmüş ama adları nüfus kütüğünden silinmemiş köleleri satın alarak zengin olmanın hayalini kurar. Gogolün üç cilt olarak tasarlamasına karşın bitiremediği, yazıldığı dönemde pek çok eleştiriyi beraberinde getiren Ölü Canlar, dünya edebiyatının başyapıtlarından biridir.Baş kahraman Çiçikov bir sahtekârdır, ortama bir bukalemundan daha hızlı uyum sağlar, laf cambazıdır, dış görünüşüyle ve konuşmalarıyla güven uyandırabilen bir ustadır. Yoksa Gogol, Çiçikovun yardımıyla, onun yaptığı yolculuk ve ziyaretler sırasında kurduğu diyaloglar aracılığıyla toplumda gördüğü kusur ve aksaklıkları mı gösteriyor okurlarına? Ölü Canların sorunsalı işte bu soruların yanıtında saklı. Bu tür insanlarla dünyanın her yerinde ve tüm zamanlarda karşılaşma olasılığının yüksek olması ise Gogolün seçtiği konunun evrenselliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak, Ölü Canlar içeriğinde ele alınan sorunlarla güncelliğini, sanat değeriyle de dünya klasikleri arasındaki yerini hâlâ koruyor.Doç. Dr. Birsen KARACA\n\nGogol, orijinal el yazmalarını, şeytana uyarak yazdığı kuruntusuyla ateşe verdiği için elimizde ancak kurtulmuş sayfaları olan Ölü Canlar dünya edebiyatının başyapıtları arasında en çok sevilip okunanlar arasında yer alıyor. Bu sayfalar, gerçekten şeytana uyularak mı yazıldı hiçbir zaman bilmeyeceğiz ama bir şey var ki Puşkinin verdiği fikirle yazılan bu kitabın üstünden geçen tam 167 yıl onu hiç eskitmedi. Oysa bu 167 yılda güneşin altında neler neler eskidi, neler neler unutulup gitti.. Ama Ölü Canlar, adına inat hep diri kaldı. Çünkü insan dehasının insana dair yazdığı en güçlü metinlerden biriydi...
Konusunu Puşkinin verdiği, Gogolün buhranlar içinde yazdığı Ölü Canları Erol Güney-Melih Cevdet Anday ortak çevirisinden 1901 Rusça baskısının çizimleriyle birlikte okurlarımıza sunuyoruz. Nikolay Vasilyevic Gogolün 200. yaşının anısına...
Daha yüzlerce yıl okunması umuduyla.
\n\nGogol, Pavel Ivanovich Chichikovla giderek palazlanan iş bitirici ve şarlatan bir insan tipine ve onun can denilen serfler üzerine çevirdiği dolaplarla kazandığı güç üzerinden ise Rus kanunlarına, sınıfsal ilişkilere saldırmıştır. Chichikovun izlediği yol basittir; amacı, toprak sahiplerinden ölmüş olan serflerinin belgelerini satın alarak kendisini çok sayıda can sahibi zengin bir kişi olarak tanıtmak ve böylelikle saygın bir isim ve güç sahibi olmaktır.Bu, metnin yangından kurtarılan birinci bölümüdür. Rivayete göre Gogol, ilerleyen bölümlerde Chichikovu Rusyada kentten kente gezdirecek, değişik insanlarla tanıştıracak ve faziletli insanlar sayesinde onun bayağılaşmış ruhunu arındıracak bir kurgu düşünmüştü. Chichikov, Rusyanın bir temsiliydi ve Gogol, Rusyanın ahlaki kurtuluşu ile ilgili bir roman yazmayı planlamıştı. Özetle söylersek bu ilk bölüm gerçek Rusyayı ve Rus insanını anlatıyordu, ideal olanı ise -belki de inandırıcı bulmadığından- yakmıştı.
\n\nGogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha denen şey hep tuhaftır. Vladimir Nabokov Ölü Canlar, 19. yüzyıla damgasını vuran büyük Rus romanının miladı olarak kabul edilir. İşin başında üç cilt olarak tasarlanmış olmasına, Gogolün neredeyse tamamlanmış olan ikinci cildini ölmeden önce yok etmiş ve üçüncü cildini de hiç yazmamış olmasına rağmen, 1842de yayımlanan Ölü Canlar bütünlüklü bir kitaptır. Başkahraman Çiçikov, iktidar ve itibar sahibi bir beyefendi kimliğine sahip olabilmek için kurnazca bir yol bulur: Kasabadaki toprak sahipleriyle bir bir tanışıp görüşecek ve hepsini, ölmüş olan serflerinin isimlerini kendisine satmaları konusunda ikna edecektir. Hinoğluhin Çiçikovun akıllardan çıkmayacak maceralarını anlatan bu -Gogolün kullanmayı sevdiği ifadeyle- epik şiiri, Ergin Altayın Rusça aslından yaptığı çeviriden, yazarın önsözü ve Vladimir Nabokovun sonsözü eşliğinde okuyacaksınız.\n\nGogol, Ölü Canların birinci bölümünü sekiz yılda bitirebilmiştir. Bir işadamı olan, orta sınıftan sayılabilecek Çiçikov, ölmüş ama resmi kayıtlara geçmemiş serfler satın alıp kâğıt üzerinde yaşayan bu hayaletleri pazarlar. Ahlaki olmayan bir para kazanma yolu ve yozlaşma teması üzerine kurulu bu roman, dünya edebiyatında eşi örneği az bulunur bir hiciv klasiği olmuştur. Günümüz dünyasına bakıldığında şaşırtıcı bir güncellik kazanan Ölü Canlarda Gogol acılarla dolu bir yolda kapitalizme geçiş sürecindeki Rusyada, çürümekte olan, köhneleşmiş toprak köleliği sisteminin insan onuruna aykırılığını gözler önüne serer.Şeytani buluşun ödülü.\n\nBitirilmemiş olmasına rağmen dünya edebiyatında bir başyapıt ve çağının özlü bir sosyaleleştirisi sayılan Ölü Canlar ın kahramanı Çiçikov aracılığıyla Gogol, 19 yüzyıl ortalarındaki Rus toplumunun çürüyen yanlarını ortaya koymaktadır.\n\nÖlü Canlar, XIX. yüzylılın roman anıtlarından biridir. Rus edebiyatında romantizm kurallarını bırakıp, konularını yaşamdan almaya başlayan ilk yazar Gogoldür. Gogol, taşra kasabalarındaki halkın yaşantısını ince bir ironiyle yansıtırken egemen güçlerin nasırına basmayı çok iyi becerir. Ölü Canlar, bu yüzden eleştirmenleri çileden çıkaran ve Gogolün iğrenç bir gerçeklikle suçlanmasına neden olan bir başyapıttır.Kalemimden öyle canavarlar fırlıyor ki, ben de şaşıyorum. Bunu kim görse korkudan titrer.\n\nBurada içimizden hangimizin daha suçlu olduğunu araştırmamız sormamız ne işe yarar? Belki ben hepinize daha başta pek ciddi ve haşin şekilde muamele etmişimdir? Belki, sizden pek fazla şüphelenmiş olmam bana samimi olarak faydalı olmakla arzusunu besleyenlerini benden uzaklaştırmıştıR.\n\nYalnızca bozuk düzenin acımasızca bir eleştirisi değil, insan ruhunun hastalıklı yanlarının acıklı bir güldürüsüdür.\n\nUsta yazar Gogol, bu eserde, 19. yy Rusyasının çürüyen yanlarını gerçekçi bir üslupla yansıtır. Kısa yoldan zengin olma peşine düşmüş Çiçikovun amacı, ölmüş fakat kayıtları henüz nüfus kütüğünden silinmemiş canları kâğıt üzerinde satın almaktır. Çünkü zamanın Rusyasında bir insanın itibarı ve zenginliği, sahip olduğu canlarla doğru orantılıdır. Gogol, düzenbaz Çiçikovu ölmüş serflerinin belgelerini satın almak üzere köy köy dolaştırırken, okuyucuyu da o dön Rusyasın bozuk düzenini üzerinde gezdirir.\n\n

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Profil Resmi
zeynepakmaz okumuş.
Silahlara Veda

Büyük savaşlar, büyük acıları, trajedileri getirirler ve ardından da büyük romanları...Ernest Hemingway ate günlerini, umut ve acılarını paylaştığı insanlarla birlikte cephede yaşadı. Savaşın ruhsal ve toplumsal yıkımlarının bile insanın içindeki sevmek ve yaşamak tutkusunu silemediğini gördü. Silahlara Veda, o acılarla dolu günlerin, o ölümsüz insanların trajedisidir.

******

Hemingway, I. Dünya Savaşı yıllarında İtalyan ordusu saflarında çarpıştı. O günlerdeki ve Türk-Yunan savaşındaki izlenimlerinden yararlanarak birbuçuk ay kadar kısa bir zamanda SİLAHLARA VEDAyı yazdı. Üzerinde yaklaşık altı ay kadar çalıştı. Roman, haklı olarak kısa zamanda büyük bir ün kazandı.
Savaşın insanlar üzerindeki yozlaştırıcı etkisi, ordunun çözülüşü, umut ve umutsuzluk, acı ve sevinç, hiç bir yapıtta böylesine yalın bir sarsıcılıkla anlatılmamıştır.

************

Silahlara Veda, Hemingwayin en önemli romanlarından biridir. Silahlara Vedada sıcak savaşın ortasında iki genç insan hem kendi sevgi dolu dünyalarında, hem de savaşın her şeyi yerle bir eden acımasız dünyasında yaşarlar; bütün zorlukları aşarlar sevgileriyle. Bir yanda insanı yok eden savaş, bir yanda insanı insan yapan sevgi... yaşama sevinci... bu çelişkili yaşam içinde bu iki insanı çeke sürükleye götüren olaylar... romanı en güzel savaş romanlarından biri yapan bir sonuç.

************

Birinci Dünya Savaşı, İtalya... İtalyan ordusunda gönüllü ola-rak görev almış bir Amerikalı Teğmen, Henry. Yine onun gibi gönüllü olarak çalışan İngiliz Hastabakıcı Catherine.Bir savaş, her yanda ölüm, her yanda acı, kaybedilen dostlar, sevgililer. Henry ve Catherine, savaşın vahşeti ve anlamsızlı-ğı içinde birbirleri için dost, arkadaş, sevgililer.Bir savaş, aşkın yeşerip çiçek açması için ne kadar uygun bir topraktır? Bir noktadan sonra, savaş artık bütün anlamını, bütün gerçeklerini yitirip, dost düşman demeden sadece adam öldürüp, kendini kurtarmaya çalışmaya dönüşünce, insan akıl sağlığını nasıl korur?Hemingway, sade, anlaşılır ve son derece akıcı bir yazım tar-zıyla, dünya edebiyatında çığır açmış bir yazardır.Belki de onun bütün romanlarını bu kadar güzel, bu kadar et-kileyici kılan, onun yazdığı hemen her şeyi dizginlenemez macera ruhuyla yaşamış, içinde hissetmiş olmasıdır.

******

Büyük savaşlar, büyük acıları, trajedileri getirirler ve ardından da büyük romanları...Ernest Hemingway ate günlerini, umut ve acılarını paylaştığı insanlarla birlikte cephede yaşadı. Savaşın ruhsal ve toplumsal yıkımlarının bile insanın içindeki sev... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Daha Fazla Göster

zeynepakmaz şu an ne okuyor?

zeynepakmaz şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.