yemi

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

yemi kütüphanesine ekledi.
Ruh Adam

''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembolizmin içinde bulacaklardır.
Bir tarih çeşnisinin de yer aldığı roman, yaşamanın gayesini yalnızca askerlikte bulan bir subayın hayatıdır.
''Ruh Adam'', kendi nefsi ile mücadele eden bir insanın macerasıdır. Edebi-ruhi tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğunu kestirmekte hayli tereddüde düşeceklerdir.

''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembo... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
yemi şu an okuyor.
Ruh Adam

''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembolizmin içinde bulacaklardır.
Bir tarih çeşnisinin de yer aldığı roman, yaşamanın gayesini yalnızca askerlikte bulan bir subayın hayatıdır.
''Ruh Adam'', kendi nefsi ile mücadele eden bir insanın macerasıdır. Edebi-ruhi tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğunu kestirmekte hayli tereddüde düşeceklerdir.

''Ruh Adam'', Türk edebiyatında pek alışılmamış çeşitte bir romandır.
Müellifin tarihi romanlarını okumuş olanlar, tarihi bir roman gibi başlayan bu eserin öyle olmadığını görecek, sayfalar ilerledikçe kendilerini aşırı bir sembo... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
yemi bir yazarı favorilerine ekledi.

Hüseyin Nihal Atsız (Atsız), 12 Ocak 1905’te İstanbul’da Kadıköy’de doğdu. Babası bahriye (deniz) subayı Nail Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır. İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul sultanilerinde yaptı. Buradan mezun olunca Askeri Terbiye’ye yazıldı. Bu okulun 3.sınıfında iken, Arap asıllı bir subaya selam vermeyi reddettiği için okuldan çıkarıldı. Daha sonra İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’ne yazıldı. Bu fakülteden 1930 yılında mezun olunca, Türkiyat Enstitüsü’nde, hocası Köprülüzade M.Fuat Beyin asistanı oldu. Ancak diğer hocası Zeki Velidi (Togan) Beyin Türk Dil Kurultayı’nda maruz kaldığı hücumlara tepki olarak çektiği telgraf sebebiyle asistanlıktan çıkarıldı (1933).

Atsız, önce Malatya Ortaokulu’nda Türkçe, daha sonra Edirne Lisesi’nde Edebiyat hocalığına tayin edildi. Edirne’de iken Orhun dergisini yayımladı (1933-1934). Bu dergi, daha önce yine kendisinin yayımladığı Atsız Mecmua’nın (1931-1932) devamı niteliğindeydi. Her iki dergi de Türkçülük ülküsünü güçlendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla çıkarılmıştı. Ancak dil, edebiyat, tarih, halkbilim, yazım konularındaki yazılar ve şiirler de bu dergilerde yer alıyordu. Orhun’un 9.sayısındaki, resmi tarih tezini eleştiren bir yazı sebebiyle dergi kapatıldı. Atsız da bakanlık emrine alındı.

Nihal Atsız, bundan sonra dört yıl kadar Deniz Gedikli Hazırlama Okulu’nda Türkçe öğretmenliği yaptı. 1938’de bu işinden de uzaklaştırıldı. Kendisine resmi hizmet kapısı kapanınca Özel Yuca Ülke ve Boğaziçi liseleri gibi okullarda öğretmenlik yaptı. “Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar” ve “Türk Edebiyatı Tarihi” adlı ilmi kitapların yanı sıra birçok broşür yayımladı. O dönemin sol düşüncesine karşı şiddetli bir fikir mücadelesine girişti. Tanrıdağ, Çınaraltı gibi milliyetçi dergilerde yazılar yazdı. 1943’te Orhun’u yeniden yayımladı. Bu derginin 15-16. sayılarında dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na hitaben yayımladığı açık mektuplarda, Milli Eğitim Bakanı Hasah-Ali Yücel’in istifasını istedi.

Atsız’ın Yücel’i eleştirisinin sebebi ise “Milli Eğitim Bakanlığı’nda tek taraflı bir kadrolaşma”dır. Bu yazıların bazılarında muarızlarına sert eleştirilerde bulunan Atsız, sonunda Sabahattin Ali’nin açtığı hakaret davasıyla yargılanmaya başlar. Ve yine bu davayla birlikte Orhun dergisi kapatılır. Atsız-Sabahattin Ali davası büyük yankılar uyandırır. Öğrenci olayları ve gösteriler başgösterir bunun hemen akabinde de Atsız ve 22 arkadaşı hakkında “hükümet darbesine teşebbüs” suçlaması ile yargılandı. Askeri mahkeme, Türkçülerin birçoğunu çeşitli cezalara çarptırdı. Atsız da 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, Askeri Yargıtay bu kararları bozdu. Yeniden görülen dava sonucunda bütün Türkçüler ve bu arada Atsız da beraat ettiler. Ancak, Atsız, uzun süre öğretmenlik mesleğine dönemedi. Türkiye Yayınevi’nde çalıştı ve önemli Osmanlı tarihlerinin neşirlerini hazırladı.

Tek parti iktidarının son yıllarında, fakülteden sınıf arkadaşı Prof Dr.Tahsin Banguoğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı zamanında yeniden öğretmenliğe tayin edildi. Fakat, kendisine öğretmenlik hakkı tanınmadı ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde uzman olarak görevlendirildi.

1950-1951 öğretim yılının başında Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine getirilen Atsız, burada iki yıl görev yaptı. Bu defa da, 3 Mayıs’ın kutlanması için Ankara’da verdiği bir konferans nedeniyle öğretmenlikten alındı ve Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki görevine iade edildi (1952). Burada 17 yıl çalıştıktan sonra 1969’da emekliye ayrıldı. Atsız, 11 Aralık 1975’te vefat etti.

Hüseyin Nihal Atsız (Atsız), 12 Ocak 1905’te İstanbul’da Kadıköy’de doğdu. Babası bahriye (deniz) subayı Nail Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır. İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul sultanilerinde yaptı. Bu... tümünü göster

9 yıl, 8 ay
yemi, bir kitabı takas listesine ekledi.
İçimizdeki Çocuk

Kimi kişi yaşamındaki her olumsuz olayda kendini suçlar, kimi başkalarını. Çevrenizdeki insanları gözleyin: kimi saldırgan, kimi pısırık, kimi yobazdır. Bazılarının sigara ve içki düşkünlüğü vardır, diğerlerinin kızgınlık, karamsarlık ya da kıskanma gibi olumsuz duygulara tutkusu. Sağlıklı dengeli ve mutlu kişi, evliliğinde, işinde, yaşamının her yönünde sağlıksız, dengesiz ve mutsuz kişiden farklı davranır. İnsanlar arasındaki bu farklar nereden kaynaklanmaktadır? Bu sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız. İÇİMİZDEKİ ÇOCUK, yaşamımıza yön veren güçlü bir varlıktır. İçimizdeki Çocuk ve İçimizdeki Ana-Baba, duygu, düşünüş ve davranışlarımızı sürekli yönlendirdiği halde, çoğu kez onların varlığından bile haberdar olmayız. Bu kitap, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.

Kimi kişi yaşamındaki her olumsuz olayda kendini suçlar, kimi başkalarını. Çevrenizdeki insanları gözleyin: kimi saldırgan, kimi pısırık, kimi yobazdır. Bazılarının sigara ve içki düşkünlüğü vardır, diğerlerinin kızgınlık, karamsarlık ya da kıskanma ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
yemi kütüphanesine ekledi.
İçimizdeki Çocuk

Kimi kişi yaşamındaki her olumsuz olayda kendini suçlar, kimi başkalarını. Çevrenizdeki insanları gözleyin: kimi saldırgan, kimi pısırık, kimi yobazdır. Bazılarının sigara ve içki düşkünlüğü vardır, diğerlerinin kızgınlık, karamsarlık ya da kıskanma gibi olumsuz duygulara tutkusu. Sağlıklı dengeli ve mutlu kişi, evliliğinde, işinde, yaşamının her yönünde sağlıksız, dengesiz ve mutsuz kişiden farklı davranır. İnsanlar arasındaki bu farklar nereden kaynaklanmaktadır? Bu sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız. İÇİMİZDEKİ ÇOCUK, yaşamımıza yön veren güçlü bir varlıktır. İçimizdeki Çocuk ve İçimizdeki Ana-Baba, duygu, düşünüş ve davranışlarımızı sürekli yönlendirdiği halde, çoğu kez onların varlığından bile haberdar olmayız. Bu kitap, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.

Kimi kişi yaşamındaki her olumsuz olayda kendini suçlar, kimi başkalarını. Çevrenizdeki insanları gözleyin: kimi saldırgan, kimi pısırık, kimi yobazdır. Bazılarının sigara ve içki düşkünlüğü vardır, diğerlerinin kızgınlık, karamsarlık ya da kıskanma ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
yemi kütüphanesine ekledi.
Büyü Tutar Cin Çarpar

İnsanlar büyücü adı altındaki hokkabazların elinden nasıl kurtarılabilir. Bu konuya açıklık getirecek kadarını yayınlamaya karar verdik. Karşılaştığımız dramatik tabloların tekrar yaşanmaması adına... ÖNSÖZDENSevgili okuyucularım!Büyücülerin Arka Bahçesi isimli kitabımızdan sonra yayınlanacağını duyurduğumuz Büyü adlı kitabımızla karşınızdayız. Rabbim, hepimize doğru ve nurlu yolunda daim olmayı, Hakkı bilip inanmayı ve çalışmayı nasip etsin.Kitaptaki bilgileri açıklayıp açıklamama konusunda çok düşündük. Endişelerimizin farklı nedenleri vardı. Bunlardan biri şahsımıza yönelik kaygılarımızdı. Çevremizdeki insanların bizi büyücü olarak algılamasını istemedik. Bu kitaptaki bilgiler aktarıldığında okuyucunun kafasında böyle bir soru işareti belirebilirdi. Yarıca bilgilerin art niyetli insanlar tarafından kullanılmaya açık olması bizi, açıklama yapıp yapmama konusunda çelişkiye düşürdü. Diğer yandan da Büyü nün muamma olmaktan çıkması gerekiyordu. İnsanlar ancak bu şekilde hokkabazların elinden kurtarılabilirdi. Bu ikilem arasında bir süre bocaladık ve sonunda bildiklerimizin en azından konuya açıklık getirecek kadarını yayınlamaya karar verdik. Karşılaştığımız dramatik tabloların tekrar yaşanmaması adına...Büyü bozdurmak için paraları sömürülen insanların daha fazla kayba uğramaması için büyü gerçeğini ve büyü karşısında ne yapılması gerektiğini insanlara göstermeye karar verdik. İnsanlarımızı bu sapkınların eline düşüren sadece bilgisizlik. Bilgisizlik belirsizliği doğurur. Belirsizlik de karanlığı. Karanlık insanları her zaman korkutmuştur. Bu korkuyu gidermek içinse insanoğlu elinden gelen her şeyi yapar. Hatta yüzüne tükürmeye değmeyecek kişilerden medet umar. Fayda gelmeyeceğini bile bile belki ihtimali ile teslim olur. Bu ihtimali ortadan kaldırarak okuyucuyu bilgilendirmek istedik. Ne yazık ki toplum, herkesin büyü yaptığı(!) ve büyü bozduğu(!) bir hale düştü. Hadisenin sosyolojik ve psikolojik tahlilleri ayrı birer araştırma konusu. Bizim gözlemimiz; toplum, içine düştüğü paranoyanın etkisiyle ne yaptığını bilmez bir halde hoca(!) geçinen insanların ardına düşüp derdine derman arıyor.Hocalar(!) tarafından büyünün bozulması için önerilen o kadar saçma yöntemler ve öyle anormal istekler var ki! Büyünün bozulması için adet kanı içilmesini isteyenlerden, insan sidiği içmeye kadar garip ve bir o kadar da saçma olaylarla karşılaştık. Buna ek olarak da kirli emellerini büyü bozma adına insanlar üzerinde denemeye kalkışan sapıklar da cabası. Bu ve buna benzer karşılaştığımız, toplumda ahlaki çöküntü meydana getiren pek çok olay, bizi bu kitabı yayınlamaya itti. Bunları açıklamak zorunda kalmamayı isterdik. Fakat tek bir kişiyi bile uyandırıp bu tür yerlerden uzaklaştırabilmek umuduyla bildiklerimizi anlattık. Bu açıdan bakıldığında önemli bir sorumluluğu yerine getirdiğimize inanıyoruz. Amellerimiz niyetlerimizle haşredilsin.

İnsanlar büyücü adı altındaki hokkabazların elinden nasıl kurtarılabilir. Bu konuya açıklık getirecek kadarını yayınlamaya karar verdik. Karşılaştığımız dramatik tabloların tekrar yaşanmaması adına... ÖNSÖZDENSevgili okuyucularım!Büyücülerin Arka Bah... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Daha Fazla Göster

yemi şu an ne okuyor?

Ruh Adam

%0

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.