yeldaguzel

Profil Resmi
Detayları:  Kadın
İlgi Alanları:  Kitap, sinema
1 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 39 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
yeldaguzel bir değerlendirme yaptı.
Yüzyılın Aşkları

8

Ne zamandır bir köşede duruyordu. Okudum. Can Dündar’ın dediği gibi, “insanlık tarihi biraz da aşkların tarihidir”. Mesela Nazım Hikmet, sadece bir büyük şair değil, bir fikirler, olgular, büyük olaylar özetidir. Nazım’ın Nazımlığında ise Piraye’nin, Münevver’in Vera’nın tabi ki katkısı vardır. Ve aşk öznel bir kavram. Herkesin aşk algısı başka, aşkın tanımı zor hatta mümkün değil… Kitabı okurken aklıma bunlar geldi en çok. Bazı ilişkileri ben aşk diye tanımlayamazken neden yüzyılın aşkları arasında anlatılmışlar merak ettim mesela. Bazılarında ise öyle bir içtenlik öyle bir yoğunluk sezdim ki gözlerim dolu dolu okudum.
Mustafa Kemal ve Latife hanım’da büyük bir dava adamına mantığını yitirecek derecede (karşılıksız) aşık olmuş bir genç kızın çaresizliğini gördüm. Onu elde ettiğini zannediyor, elindekiler yetmiyor, sadece kendi için istiyor, aşık olduğu kişi büyük bir dava adamı iken evlendiği adamdan evinin reisi olmasını bekliyor ve kaçınılmaz sonu kendi elleriyle hazırlıyor… Hüzünlüydü…
Yılmaz-Fatoş Güney insancıldı, sıcacıktı. O canım öyküde-filmde dedikleri gibi: “Sevgi emektir…” 10 yılı geçen bir evlilik hayatının sadece 4 yılını beraber geçirmek, buna rağmen eksilmemek, eksiltmemek, direnebilmek... Herkesin harcı değil. Bir kere daha saygı duydum. Uzun mahpushane yılları boyunca ikisini ayakta tutan, yaşama gücü aşılayan mektuplara bir kere daha hayran kaldım…
Ve en çok etkilendiğim: Melih Kibar- Çiğdem Talu aşkı. Aşk için söylenen her şeyi içeren ama ironik bir şekilde, zamanında adı konamamış, yaşanamamış, eksik bırakılmış bir aşk... İçerdiği duyguların yoğunluğunu verdikleri eserlerde hissedebileceğiniz ve bu yoğunlukta yaşanmış duyguların böyle yapay sebeplerle bastırılmasına, engellenmesine, yarım bırakılmasına hayret edeceğiniz bir aşk…“Kavuşamazsın, aşk olur…” diyen Aşık Veysel’e hak vermenize sebep olabilecek bir aşk…
Can Dündar’ın eline sağlık dedim okuyunca. Kısacık bir yirminci yüzyıl özeti yapmış, her bir hikaye zamanının ruhunu taşıyor bütün yoğunluğuyla… Naciye-Enver aşkında, yüzyıl öncesinin aşklarının naifliğini ve yıkılıp yeniden inşa edilmekte olan bir dünyada yaşayan insanların heyecanını, büyük işler başarabilme hevesini gördüm. Afife Jale-Salahattin Pınar’da Klasik Türk Müziği’nin melankolik ezgilerine denk, o ezgilerden beslenen ve o ezgileri besleyen bir melankoliyi, Yıldız Kenter-Şükran Güngör’de tiyatro aşkı/meslek aşkı ile insan aşkının birbirine karışmasını, birbirini beslemesini gördüm. Her biri, üzerine ayrı bir kitap yazılabilecek hikayelerdi…
Sonuç olarak, insan olmak, bu dünyaya gelmek, böyle duygular yaşamak, yaşandığına şahit olmak, bu duygulardan doğan eserleri dinlemek, görmek, yaşamak güzel dedirttiler…

Ne zamandır bir köşede duruyordu. Okudum. Can Dündar’ın dediği gibi, “insanlık tarihi biraz da aşkların tarihidir”. Mesela Nazım Hikmet, sadece bir büyük şair değil, bir fikirler, olgular, büyük olaylar özetidir. Nazım’ın Nazımlığında ise Piraye’nin,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
Profil Resmi
yeldaguzel okumuş.
Yüzyılın Aşkları

Uygarlık tarihi biraz da aşkların tarihidir. Kadınla erkeğin, sevenle sevilenin, âşıkla maşukun tarihi... Ama insanlık tarihi gibi, aşkların tarihi de dikensiz gül bahçesi değildir. Kahkahalar ve buselerle olduğu kadar, acılar ve gözyaşlarıyla da işlenmiş bir kanaviçedir bu... Yaşandığı döneme ilişkin ipucu verir ve dönüp bakınca insana güzel gelir. Bu kitapta geçtiğimiz asra damgasını vuran aşk hikâyeleri var. Kimi meşhur olmuş, kimi unutulmuş, kimi efsanevi, kimi berduş aşklar bunlar... Mustafa Kemal ve Latife Hanımdan, Enver Paşa ve Naciye Sultana, Adnan Menderes ve Ayhan Aydandan, Nâzımla Pirayeye, Bedri Rahmi-Eren Eyüboğludan, Yüksel Menderes ve İpek Kramere, Yılmaz-Fatoş Güneyden, Yıldız Kenter ve Şükran Güngöre, Melih Kibar ve Çiğdem Taludan, Selahattin Pınarla Afife Jaleye... Bir dönem Türkiyeyi sarsan gönül maceraları... Bir başka deyişle Yüzyılın Aşkları...

Uygarlık tarihi biraz da aşkların tarihidir. Kadınla erkeğin, sevenle sevilenin, âşıkla maşukun tarihi... Ama insanlık tarihi gibi, aşkların tarihi de dikensiz gül bahçesi değildir. Kahkahalar ve buselerle olduğu kadar, acılar ve gözyaşlarıyla da i... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
Profil Resmi
yeldaguzel bir değerlendirme yaptı.
Uçurtma Avcısı

5

Kemalettin Tuğcu-Kaşağı'nın sınıfsal farklılıklar, Yakın dönem Ortadoğu (Afganistan odağından) tarihi, göçmen sosyolojisi ile çeşnilendirilmiş hali. Ama sadece çeşnilendirilmiş. Hani bir yerde Amerika'ya irtica etmek zorunda kalan Afganların hayatını okumaya başlayacak gibi oluyorsunuz, kısaca geçiliyor, hevesiniz kursağınızda kalıyor. Taliban'ı anlatacak gibi oluyor ama olay örgüsü psikopat bir adam ile roman kahramanının kişisel hesaplaşmasına indirgendiğinden anlatı güdükleşiyor. Kısacası doyurucu bir derinlik yakalanamıyor. Az anlatılmış, az bilinen bir coğrafyaya dair bir şeyler okumaya başladığınızı zannediyorsunuz ama kısa sürede kendinizi sıradan bir Holywood aksiyon filmi içerisinde buluyorsunuz. Kötü adamlar, kaçanlar, kovalayanlar...Orada kötü adamların bulunmadığını, kötü olayların yaşanmadığını iddia etmiyorum tabi ki. Eminim kitapta anlatılanlardan daha kötüleri bile yaşandı ama yazarın bunları anlatırken seçtiği yol, benimsediği tarz, anlatılan olayların ağırlığına rağmen romanı basitleştirmiş gibime geldi.

Kemalettin Tuğcu-Kaşağı'nın sınıfsal farklılıklar, Yakın dönem Ortadoğu (Afganistan odağından) tarihi, göçmen sosyolojisi ile çeşnilendirilmiş hali. Ama sadece çeşnilendirilmiş. Hani bir yerde Amerika'ya irtica etmek zorunda kalan Afganların hayatını... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
yeldaguzel okumuş.
Uçurtma Avcısı

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk...
Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkarının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz. Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları.... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasının yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişinin aşama aşama gözler önüne seriyor. Uçurtma Avcısında anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanını diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk...
Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
yeldaguzel, gabriel oak adlı üyeyi takibe aldı.
10 yıl, 11 ay
Profil Resmi
yeldaguzel bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

yeldaguzel şu an ne okuyor?

yeldaguzel şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.