serapbayram

0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 1 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

serapbayram okumak istiyor.
Bakirenin Aşığı

Boleyn Kızı ve Kraliçenin Soytarısı romanının yazarından, Kraliçe Elizabeth döneminin ilk yıllarını ve o tehlikeli günleri anlatan, nefes kesici bir roman. İngilterenin yeni kraliçesi olmuş Elizabethi bekleyen iki büyük tehlike vardı: Fransızların, İskoçyayı istila edip İskoçya Kraliçesi Maryyi tahta geçirme tehdidi ve Elizabethin, vatan hainliğinden hüküm giyip zindanda kalmış Robert Dudleyye olan tutkulu aşkı. Ancak Dudley zaten evliydi ve kendini ona adamış karısı Amy, Roberttan asla umudunu kesmeyecekti, özellikle de görevine yeni atanmış Protestan bir kraliçe için. Sevgili kocasından ayrılıp onu özgür bırakmamakta kararlıydı ancak kocasının gözdesi olmayı da başaramıyor, kocasını sarayın zevk ve sefasından uzak tutamıyordu. Bu evliliğe karşı olan başkaları da vardı ancak onlar da farklı sebepten karşı çıkıyorlardı Elizabethe. Kraliçenin en bilge danışmanı William Cecil, Elizabethin siyasi ilişkiler adına faydalı bir adayla evlenmesi gerektiğini biliyordu; amcası Dudleyden nefret ediyordu ve Elizabethle evlenmesi için önce ölüsünü çiğnemesi gerek diye yeminler ediyordu. Âşıklar üçgeninin arkasındaysa başka nifaklar yaşanıyordu: Protestanlar, papazlar, suikastçılar, diplomatlar ve para peşindekiler. Elizabeth iflasın eşiğindeki ülkesinin başına geçer geçmez, ülkeyi bir de asla kazanılma ümidi olmayan bir savaşa sürükleyince İngiliz parasının değeri de iyice yok oluyordu.Ancak bu arada birisi gizli bir eylemin peşine düşecekti ve işte o andan itibaren Elizabeth, Dudley ve yeni yükselen imparatorluk için hiçbir şey planlandığı gibi olmayacaktı.Tarihi gerçekleri çağımızda devam eden söylentilerle birleştirip karıştıran Philippa Gregory, Tudor günlerini anlatan karanlık ve gerilim dolu bir roman ortaya çıkarıyor ve büyük kraliçe I. Elizabethi daha önce hiç kimsenin göstermediği bir şekilde resmediyor. Tutkulu, korku dolu ve duygusal ihtiyaçları bitmeyen bu kraliçeyi hiçbir şey durduramıyor.

Boleyn Kızı ve Kraliçenin Soytarısı romanının yazarından, Kraliçe Elizabeth döneminin ilk yıllarını ve o tehlikeli günleri anlatan, nefes kesici bir roman. İngilterenin yeni kraliçesi olmuş Elizabethi bekleyen iki büyük tehlike vardı: Fransızların, İ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
serapbayram okumak istiyor.
Sarı Zeybek: Atatürk'ün Son 300 Günü

Atatürk'ün son 300 gününü ve ölümünün hikayesini anlatan Sarı Zeybek belgeseli ilk kez 1993'ün Kasım ayında ekrana geldi. Gördüğü ilgi üzerine birkaç ay içinde 3 kez daha yayımlandı. Ardından video kaset olarak piyasaya çıktı. Türkiye'de ilk kez bir belgesel, bu kadar büyük satış rakamına ulaştı. Kaset, yurdun dört bir yanında ilk ve orta dereceli okullarda eğitim filmi olarak gösterildi. Sonra ödüller geldi. Sarı Zeybek, Hürriyet'in Kelebek eki tarafından 1993'ün En Başarılı Belgeseli seçildi. Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Vakfı 1994 Ödülünü ve Radyo Televizyon Muhabirleri Derneği Özel Ödülünü aldı. Can Dündar, şimdi de Sarı Zeybek'i kitap olarak sunuyor. Belgeselde yer verilemeyen ayrıntılarla zenginleştirilen bu kitapta Atatürk'ün hastalığının 1923'ten başlayan gelişimini, Ölümünde doktorların ihmali var mı? sorusunun yanıtını, tedaviye çocukça direnişinin ve son dönemdeki yalnızlığının öyküsünü, İnönü'yle kavgasının perde arkasını ve o, ölüm döşeğindeyken başlayan iktidar kavgasının bilinmeyen ayrıntılarını bulacaksınız.

Atatürk'ün son 300 gününü ve ölümünün hikayesini anlatan Sarı Zeybek belgeseli ilk kez 1993'ün Kasım ayında ekrana geldi. Gördüğü ilgi üzerine birkaç ay içinde 3 kez daha yayımlandı. Ardından video kaset olarak piyasaya çıktı. Türkiye'... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
serapbayram okumak istiyor.
Gerçekten Beni Duyuyor Musun?

Acı deneyimlere yol açan pek çok sorunun kökeninde, insanların birbirini gerçekten duymaması, duyamaması yatmaktadır. Çünkü sadece söylenen sözcükleri duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak, yanıtların da yüzeyde kalmasına yol açar; bu durum ise iletişimin engellenmesi anlamına gelir. Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu, doğru iletişim kurmayı bilmektir. Doğru iletişim kurmanın yolları öğrenebilir. İşte, Leylâ Navaronun bu yapıtı, sevdiklerimizi ve önemsediklerimizi gerçekten duyup kendimizi de daha içten bir biçimde duyurabilmemiz yolunda, bize önemli ipuçları vermektedir.

Acı deneyimlere yol açan pek çok sorunun kökeninde, insanların birbirini gerçekten duymaması, duyamaması yatmaktadır. Çünkü sadece söylenen sözcükleri duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak, yanıtların da yüzeyde kalmasına yol aç... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
serapbayram bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
serapbayram okumuş.
Satranç

New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karşılığında, bir parti satranç oynamayı teklif eder. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı bir göçmen, Dr. B., oyun sırasında kendini tutamayıp onlara karışınca şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine.

Gestapo tarafından bir otel odasına kapatılan ve uzunca bir süreyi bu odada, tek başına ve oyalanacak hiçbir şeyi olmadan geçiren, yalnızca sorgulama için odadan çıkarılan Dr. B., bir gün rastlantıyla eline geçirdiği bir satranç kitabı sayesinde bu oyunun inceliklerini öğrenmiştir. Satranç tahtası ve taşları olmamasına rağmen, önce ekmekten yaptığı satranç taşlarıyla sonra da tümüyle zihninden oynayarak kuramsal bir satranç ustası olup çıkar. Ancak bu tutkusu yüzünden sinir krizine, beyin ateşine yakalanır. Tedavi olur, arkasından da serbest bırakılır. Yirmi yıldır eline satranç taşı almamış olsa da, Dr. B., gemide satranç şampiyonuyla oynadığı oyunu inanılmaz bir biçimde kazanır. Kendini olayın heyecanına kaptırarak maçın rövanşını oynamayı isteyince şaşırtıcı bir son bekler onu.

Stefan Zweig'ın büyük bir ustalıkla kaleme aldığı kısa, ama yoğun romanı Satranç, gerilimli kurgusu, kahramanının ruhsal gelgitlerinin incelikle işlendiği dokusuyla bir solukta okunuyor.

New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karşılığında, bir parti satranç oynamayı teklif eder. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
serapbayram okumak istiyor.
İtalyanca Aşk Başkadır

Akşam sınıfı, Dublinin yüzlerce okulunda olduğu gibi, Mountainview Kolejinde akşam programı yürüten bir sınıftır. Okulda yeni bir İtalyanca sınıfı açılır. Haftada iki gün, herkes kendi düşleriyle gelir bu sınıfa. Karısının kendisini aldatmayacağından emin, kendisi de aldatmayı aklından bile geçirmeyen, kırk sekizinci yaşını yeni bitirmiş, çoluk çocuğa karışmış Adrian, bütün beklentilerinin aksine, okuluna müdür olarak atanmaz. Tam çöküntünün eşiğine doğru gelirken de, yeni müdür, Adriana, Yetişkinlere Eğitim Sınıfları adı altında bir gece kursunun yönetimini önerir.

Akşam sınıfı, Dublinin yüzlerce okulunda olduğu gibi, Mountainview Kolejinde akşam programı yürüten bir sınıftır. Okulda yeni bir İtalyanca sınıfı açılır. Haftada iki gün, herkes kendi düşleriyle gelir bu sınıfa. Karısının kendisini aldatmayacağından... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

serapbayram şu an ne okuyor?

Hangi PKK? / Satranç Tahtasındaki Yeni Hamleler

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.