ookami

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

ookami şu an okuyor.
Sefiller

İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanlık içerisinde erkek, kadın ve çocuğun zayıflığını ele geçirir ve onları utanç verici işlere zorlar. Artık hiçbir dehşet veya korku dışlanmaz. Ümitsizlik, sadece dört duvarın adiliği ve basitliği ile sınırlanmıştır; hepsi kötülük ve suça yönelir... Hepsi sefilleşmiş, bozulmuş birer kötü ve pislik gibi gözükür. Fakat o denli alçalmış kişilerin de daha fazla alçalamayacağı bir çizgi vardır ve bu dönüm noktasında, dış dünya adeta yutar bu zavallı, tahilsiz, kimliksiz insanları... Onlar Sefillerdir; toplumdan dışlananlar, yeraltı köpekleri..

Victor Hugonun Sefiller romanı yetişkinlerin okuması gereken klâsiklerin başında geliyor. Sefiller'in Kozet isimli küçük kız kahramanını okuyarak sefaletin insanlığı ne gibi korkunç durumlara düşürdüğünü göreceksiniz. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2243 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilköğretim okulu öğrencilerine tavsiye edilmiştir.

Bir kürek mahkumunun bir din adamı sayesinde doğru yolu buluşunun hikayesi.

Victor Hugonun unutulmaz klasiği sefilleri artık gençler de okuyabilecek. Fakir bir genç olan Jan Valjanın etrafındaki tüm sefalete rağmen iyi bir insan olma mücadelesi anlatılıyor bu kitapta. Mutluluk, aşk, acı, gözyaşı, umut ve hayal kırıkları mükemmel bir uyum içinde verilmiş.

Hugo, Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir. Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl sürgünde kaldı. Sefiller de bu yılların ürünüdür (1862). Bu dev romanı, genç okurlara yalınlaştırılmış, kısaltılmış biçimiyle sunuyoruz. Sefiller, kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın hikayesi üzerine kuruludur. Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı yalnızca bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma teşebbüsünde bulunduğundan cezası katlanmış ve on dokuz seneye cıkmıştır. Fransız edebiyatının en önemli romanlarından biri olan Sefiller, romantik akımın etkilerini taşıyan bir eserdir.
\n\nJan Valjanın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen yanlış davranışlar sonunda kürek cezasına mahkum ediliş. Bu mahkumiyetin Jan Valjan üzerindeki olumsuz etkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjanın piskopos Myrel ile tanışması vearalarındaki ilişkiler. Jan Valjanın isim değiştirerek yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller.

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü?İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak, herkese yararlı olacak niteliktedir.

Sınır tanımayan ve çocuk düşlerine misafir olan kitaplar ve kahramanlar vardır. Beyaz Düşler Dizisindeki kitaplar işte onlardan bazıları.

İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
ookami kütüphanesine ekledi.
Sefiller

İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanlık içerisinde erkek, kadın ve çocuğun zayıflığını ele geçirir ve onları utanç verici işlere zorlar. Artık hiçbir dehşet veya korku dışlanmaz. Ümitsizlik, sadece dört duvarın adiliği ve basitliği ile sınırlanmıştır; hepsi kötülük ve suça yönelir... Hepsi sefilleşmiş, bozulmuş birer kötü ve pislik gibi gözükür. Fakat o denli alçalmış kişilerin de daha fazla alçalamayacağı bir çizgi vardır ve bu dönüm noktasında, dış dünya adeta yutar bu zavallı, tahilsiz, kimliksiz insanları... Onlar Sefillerdir; toplumdan dışlananlar, yeraltı köpekleri..

Victor Hugonun Sefiller romanı yetişkinlerin okuması gereken klâsiklerin başında geliyor. Sefiller'in Kozet isimli küçük kız kahramanını okuyarak sefaletin insanlığı ne gibi korkunç durumlara düşürdüğünü göreceksiniz. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2243 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilköğretim okulu öğrencilerine tavsiye edilmiştir.

Bir kürek mahkumunun bir din adamı sayesinde doğru yolu buluşunun hikayesi.

Victor Hugonun unutulmaz klasiği sefilleri artık gençler de okuyabilecek. Fakir bir genç olan Jan Valjanın etrafındaki tüm sefalete rağmen iyi bir insan olma mücadelesi anlatılıyor bu kitapta. Mutluluk, aşk, acı, gözyaşı, umut ve hayal kırıkları mükemmel bir uyum içinde verilmiş.

Hugo, Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir. Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl sürgünde kaldı. Sefiller de bu yılların ürünüdür (1862). Bu dev romanı, genç okurlara yalınlaştırılmış, kısaltılmış biçimiyle sunuyoruz. Sefiller, kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın hikayesi üzerine kuruludur. Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı yalnızca bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma teşebbüsünde bulunduğundan cezası katlanmış ve on dokuz seneye cıkmıştır. Fransız edebiyatının en önemli romanlarından biri olan Sefiller, romantik akımın etkilerini taşıyan bir eserdir.
\n\nJan Valjanın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen yanlış davranışlar sonunda kürek cezasına mahkum ediliş. Bu mahkumiyetin Jan Valjan üzerindeki olumsuz etkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjanın piskopos Myrel ile tanışması vearalarındaki ilişkiler. Jan Valjanın isim değiştirerek yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller.

İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü?İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak, herkese yararlı olacak niteliktedir.

Sınır tanımayan ve çocuk düşlerine misafir olan kitaplar ve kahramanlar vardır. Beyaz Düşler Dizisindeki kitaplar işte onlardan bazıları.

İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
ookami şu an okuyor.
Neslişah

Gazeteci Murat Bardakçı’nın Everest Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Neslişah” birkaç ömrü dolduracak kadar muazzam bir hayat hikâyesi anlatıyor. Son Padişah Sultan Vahideddin’in kızı Sabiha Sultan ile son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin ilk çocuğu Neslişah Sultan’ın görkemli hayatı, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun fırtınalı son günlerine tanık ediyor okuru, hem de Cumhuriyet’in kuruluşuna…

Kitabın en önemli özelliğiyse şu: Literatürümüzde, Osmanlı Hanedanı’nın bir mensubuyla konuşularak yazılmış biyografi şimdiye kadar yoktu. “Neslişah” bir ilk. Kitap, Neslişah Sultan’ın tek başınayken geçmişin hayalleriyle buluşup hasret giderdiği bir günle son buluyor. Bir ara pencereden bakıp göğe yükselen ince minareleri, zarif kubbeleri, görkemli sarayları, şehrin çok değişmiş ama zarafeti hâlâ hissedilen siluetini fark ediyor ve “Güzel olan ne varsa dedelerim yapmış” diyor. Murat Bardakçı’yla röportaja insanın içine oturan o cümleyle başlamak istiyorum…

O cümlede bir yanlışlık bulmaya çalıştım ama başaramadım… Bulamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti 80 küsur yıllık tarihinde tanıtımını hâlâ 16. yüzyıla ait eserlerle yapıyorsa, Neslişah Sultan son derece haklıdır. Her inkılâp, meşruiyetini kanıtlamak için kendinden önceki rejimi kötüler ama sonra geçmişi sahiplenir, çünkü devlette esas olan devamlılıktır. Fakat biz reddimiras yoluna gittik. Bir kesim, geçmişi kötüleyerek güç elde etmeye çalıştı. Çelişki şuradaydı: Reddettikleri geçmişin üzerine aynı değerde eserler koyamasalar da iş tanıtıma gelince eskinin üretiminden, yani kültürel hazinelerimizden medet umdular.

Neslişah Sultan basına sadece iki kez açıklama yaptı. Sultan Vahideddin’in mezarının İstanbul’a getirtilmesi söz konusu olduğunda ve Şehzade Osman Ertuğrul Efendi’nin 23 Eylül 2009’daki vefatından sonra… Onu, bu kitap aracılığıyla konuşmaya sevk eden şey neydi?

Belirli bir sebep yok.de en son göğe yapmış” hâlâ kesim, ve 23 yazmak istiyordum, o da “Yazma” diyordu. Öyle ısrar ettim ki, sonunda “Yazacaksan, bari ben hayattayken yap” dedi.

Gazeteci Murat Bardakçı’nın Everest Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Neslişah” birkaç ömrü dolduracak kadar muazzam bir hayat hikâyesi anlatıyor. Son Padişah Sultan Vahideddin’in kızı Sabiha Sultan ile son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ö... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
ookami kütüphanesine ekledi.
Neslişah

Gazeteci Murat Bardakçı’nın Everest Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Neslişah” birkaç ömrü dolduracak kadar muazzam bir hayat hikâyesi anlatıyor. Son Padişah Sultan Vahideddin’in kızı Sabiha Sultan ile son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin ilk çocuğu Neslişah Sultan’ın görkemli hayatı, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun fırtınalı son günlerine tanık ediyor okuru, hem de Cumhuriyet’in kuruluşuna…

Kitabın en önemli özelliğiyse şu: Literatürümüzde, Osmanlı Hanedanı’nın bir mensubuyla konuşularak yazılmış biyografi şimdiye kadar yoktu. “Neslişah” bir ilk. Kitap, Neslişah Sultan’ın tek başınayken geçmişin hayalleriyle buluşup hasret giderdiği bir günle son buluyor. Bir ara pencereden bakıp göğe yükselen ince minareleri, zarif kubbeleri, görkemli sarayları, şehrin çok değişmiş ama zarafeti hâlâ hissedilen siluetini fark ediyor ve “Güzel olan ne varsa dedelerim yapmış” diyor. Murat Bardakçı’yla röportaja insanın içine oturan o cümleyle başlamak istiyorum…

O cümlede bir yanlışlık bulmaya çalıştım ama başaramadım… Bulamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti 80 küsur yıllık tarihinde tanıtımını hâlâ 16. yüzyıla ait eserlerle yapıyorsa, Neslişah Sultan son derece haklıdır. Her inkılâp, meşruiyetini kanıtlamak için kendinden önceki rejimi kötüler ama sonra geçmişi sahiplenir, çünkü devlette esas olan devamlılıktır. Fakat biz reddimiras yoluna gittik. Bir kesim, geçmişi kötüleyerek güç elde etmeye çalıştı. Çelişki şuradaydı: Reddettikleri geçmişin üzerine aynı değerde eserler koyamasalar da iş tanıtıma gelince eskinin üretiminden, yani kültürel hazinelerimizden medet umdular.

Neslişah Sultan basına sadece iki kez açıklama yaptı. Sultan Vahideddin’in mezarının İstanbul’a getirtilmesi söz konusu olduğunda ve Şehzade Osman Ertuğrul Efendi’nin 23 Eylül 2009’daki vefatından sonra… Onu, bu kitap aracılığıyla konuşmaya sevk eden şey neydi?

Belirli bir sebep yok.de en son göğe yapmış” hâlâ kesim, ve 23 yazmak istiyordum, o da “Yazma” diyordu. Öyle ısrar ettim ki, sonunda “Yazacaksan, bari ben hayattayken yap” dedi.

Gazeteci Murat Bardakçı’nın Everest Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Neslişah” birkaç ömrü dolduracak kadar muazzam bir hayat hikâyesi anlatıyor. Son Padişah Sultan Vahideddin’in kızı Sabiha Sultan ile son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ö... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
ookami şu an okuyor.
Silmarillion

Tolkienin en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbitten öncesine uzanır ve Yüzüklerin Efendisinde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üzerine yerleşebileceği bir yapı oluşturur. Yaşamı boyunca üzerinde çalışmayı terk edemediği ve giderek büyüyüp gelişen bu eser ancak ölümünden dört yıl sonra oğlu tarafından yayımlanabildi. Elflerin en beceriklisi olan Feanorun yarattığı üç Silmarilin çalınmasıyla birlikte kadim dünyanın en kederli olayları gelişmeye başlar. Silmarillion, Elflerin tanrılara isyan ederek Orta Dünyaya sürülmelerini; orada insanlar ve Cücelerle birleşerek tanrıların en kötüsüne, Morfotha karşı verdiği umutsuz savaşı anlatır.

Tolkienin en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbitten öncesine uzanır ve Yüzüklerin Efendisinde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
ookami kütüphanesine ekledi.
Silmarillion

Tolkienin en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbitten öncesine uzanır ve Yüzüklerin Efendisinde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üzerine yerleşebileceği bir yapı oluşturur. Yaşamı boyunca üzerinde çalışmayı terk edemediği ve giderek büyüyüp gelişen bu eser ancak ölümünden dört yıl sonra oğlu tarafından yayımlanabildi. Elflerin en beceriklisi olan Feanorun yarattığı üç Silmarilin çalınmasıyla birlikte kadim dünyanın en kederli olayları gelişmeye başlar. Silmarillion, Elflerin tanrılara isyan ederek Orta Dünyaya sürülmelerini; orada insanlar ve Cücelerle birleşerek tanrıların en kötüsüne, Morfotha karşı verdiği umutsuz savaşı anlatır.

Tolkienin en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbitten öncesine uzanır ve Yüzüklerin Efendisinde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

ookami şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.