nazmis

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
nazmis okumuş.
Beyoğlu Rapsodisi

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan başlayan, mekânı yine Beyoğlu olan bir dostluğun bugünü anlatılıyor 'Beyoğlu Rapsodisi'nde. Üç farklı kişiliğin, üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir nokta bu dostluk. Önce onları tanıyoruz, hayatlarına tanık oluyoruz. Sanıyoruz ki, her şey hep böyle doğal gidecek. Sanıyoruz ki, hayat normal seyrini sürdürecek. Ama gün geliyor, bir fotoğraf sergisi hayatlarını değiştiriyor. Önce bir kadın giriyor bu üçlünün arasına, bir Rus. Sonra cinayet fikri hayatlarının bir parçası oluyor. Soruşturmalar, sorular... Ve sırlar geliyor ardından. Ahmet Ümit bu son romanında polisiye gerilim edebiyatının sınırlarını aşmayı deniyor. Okuyucusunu sürpriz bir sonla ödüllendirmenin yanı sıra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine, aile üzerine, sahip olma duygusu üzerine sorular sorduruyor. Ahmet Ümit'ten heyecan dozu yüksek bir polisiye roman bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, ama yazarın daha geniş sularda da keyfince yelken açtığını kanıtlayan bir kitap 'Beyoğlu Rapsodisi'. Adım adım Beyoğlu ve karış karış insan var bu romanda.

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan baş... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
nazmis okumak istiyor.
Beyoğlu Rapsodisi

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan başlayan, mekânı yine Beyoğlu olan bir dostluğun bugünü anlatılıyor 'Beyoğlu Rapsodisi'nde. Üç farklı kişiliğin, üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir nokta bu dostluk. Önce onları tanıyoruz, hayatlarına tanık oluyoruz. Sanıyoruz ki, her şey hep böyle doğal gidecek. Sanıyoruz ki, hayat normal seyrini sürdürecek. Ama gün geliyor, bir fotoğraf sergisi hayatlarını değiştiriyor. Önce bir kadın giriyor bu üçlünün arasına, bir Rus. Sonra cinayet fikri hayatlarının bir parçası oluyor. Soruşturmalar, sorular... Ve sırlar geliyor ardından. Ahmet Ümit bu son romanında polisiye gerilim edebiyatının sınırlarını aşmayı deniyor. Okuyucusunu sürpriz bir sonla ödüllendirmenin yanı sıra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine, aile üzerine, sahip olma duygusu üzerine sorular sorduruyor. Ahmet Ümit'ten heyecan dozu yüksek bir polisiye roman bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, ama yazarın daha geniş sularda da keyfince yelken açtığını kanıtlayan bir kitap 'Beyoğlu Rapsodisi'. Adım adım Beyoğlu ve karış karış insan var bu romanda.

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan baş... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 9 ay
Profil Resmi
nazmis, ParanoyakVisne tarafından yapılmış bir değerlendirmeyi beğendi.
Beyoğlu Rapsodisi

6

Sonunu hiç güzel bağlayamamış yazar. O kadar güzel bir olayı bağlamayı becerememiş! Hayal kırıklığına uğradım resmen.

Sonunu hiç güzel bağlayamamış yazar. O kadar güzel bir olayı bağlamayı becerememiş! Hayal kırıklığına uğradım resmen.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
nazmis okumak istiyor.
Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... Kolay ağlayan sert adamlar... Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...Dizinin dizime değişi, Handanın annesi için bir kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam, günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında, sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle...Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi...Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafaza... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 9 ay
Profil Resmi
nazmis okumak istiyor.
Martin Eden

Jack London (1876 - 1916), kitapları yabancı dillere en çok çevrilmiş Amerikalı yazarlardan biridir.ABDnin hemen her yerini gezdi. İktisadi bunalımın doğurduğu güç koşullarla karşı karşıya kaldı, bir süre hapis yattı ve 1894te militan bir sosyalist oldu. Martin Edende anlattığı gibi, yazar olabilmek için büyük bir iyimserlik ve enerjiyle çalıştı.Martin Eden, hayatı denizcilikle geçen, 19 - 20 yaşlarında, kenar mahallede yetişen bir gençtir. Tesadüfen, zengin sınıftan bir kızla tanışır, hayata bakışı, hayatı değerlendirmesi tamamen değişir. Bu olay, yaşantısında bir dönüm noktasıdır. O güne kadar olan yaşantısını bir kalemde silip yeni bir ideale doğru koşar. Bu, genç kızı elde etme aşkıdır. Yapacak bir mesleği yoktur, ünlü bir yazar olmak ister. Tek amacı, çok para kazanmaktır. Yazdığı her kelimeyi bile dolar olarak görür. Çevresi hızla daralır, dostları kaybolur, ulaşmak istediği sınıfla arası, okuduğu her kitapla biraz daha açılır. Yazma konusundaki bilgi ve deneyimi arttıkça, zengin sınıfı temsil eden insanların basit, yapmacıklı, ikiyüzlü olduklarını görüp bunalıma girer. Ve olaylar sürprizli bir şekilde devam eder...Önemli Eserleri: Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Yanan Gün Işığı, Deniz Kurdu ve Demir Ökçedir.

******

Martin Eden, otobiyografik niteliği ile, bütün Jack London yapıtları arasında çok özel bir yere sahiptir. Jack Londonın bireyciliğe saldırısı, hiçbir yapıtında Martin Edendeki yetkinliğe ulaşamaz.Martinin coşturucu bir karanlık ve eşsiz bir güçlülükle sürdürdüğü savaşım, insan soyunun aydınlanması uğraşında bir esin kaynağıdır. Ama Martin bir bireycidir ve bu ilk günah ödenecektir. Eşsiz serüvenin sonunda, bireysel başarının doruğunda Martin, aldanmış, amaçsız, yalnız ve umutsuz bir insandır. Burjuva toplumunun sahte değerlerinden, ikiyüzlülüğünden kaçan Martin, o eski, dost Güney Denizlerine sığınacaktır. Ama o, artık Güney Denizlerinin avutup doyurabildiği Martin Eden değildir ve aradığı dinginliği ancak o dost suların altında bulabilecektir.Cem Yayınevi Jack Londonın bu en ünlü yapıtını Kaya Ersoyun Türkçesiyle okuyucularına sunmaktadır.

************

Martin Eden, Jack Londonın başyapıtı sayabileceğimiz ve büyük oranda otobiyografik izler taşıyan unutulmaz romanlarından biridir. Keskin sınıfsal... bilinci, güçlü kalemi ve devrimci sanatıyla Jack London, burjuva gerçekliği karşısında sınıf atlamak isteyen genç bir yazarın düştüğü trajik durumu ustalıkla ve tüm çıplaklığıyla resmeder Martin Edenda. Büyük çabalarla ulaşılan hedefin, yani burjuva yaşamının, anlamsızlığı, sahteliği ve hiçliği karşısında, Martin Eden, kendisini beyaz bir heykel gibi batacağı dipsiz derinliklere bırakır.Büyük anlatıcılar kuşağının son üyelerinden biridir Jack London,1916 yılında öldüğünde, zamanının ve tüm zamanların en büyük yazarları arasında çoktan yerini almıştı.

************

Cem Yayınevi, ünlü yazar Jack Londonun (1876-1916) tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de olağanüstü ilgiyle karşılanan eserlerini okurlarına toplu olarak sunuyor.
Jack Londonun roman, öykü, deneme ve anı kitapla-rından oluşan bu toplamda, onun en seçkin eserlerini bula-bileceksiniz. Jack London Toplu Eserlerinde tüm kitaplar, ilk basımlarının özgün biçimine sadık kalınarak eksiksiz çevrilmiş ve Kadir Kıvılcımlı tarafından dipnotlarla zengin-leştirilerek yayına hazırlanmıştır.



************

Kendisi için ise güzelliğe hizmet etmesinin sevinci, onun için yeterli bir ücretti. Ve Ruth u güzellikten çok seviyordu. Dünyadaki en iyi şeyin aşk olduğunu düşünüyordu. Onun içindeki devrimin itici gücü aşk olmuştu; onu kaba bir denizciden bir öğrenciye ve bir sanatçıya dönüştürmüştü. Bu nedenle ona göre bu üçünden en iyisi en büyüğü, öğrenmekten ve sanatkarlıktan daha büyük olan aşktı. Şimdiden, anlamıştı ki kendi beyni, Ruthun kardeşlerinin beyinlerinin ya da babasının beyninin ötesine ulaştığı gibi, Ruthunkini de geçmişti. Onun bir yıl kadarlık kendi kendine çalışması ve donanımı, dünya, sanat ve yaşam konularında ona Ruthun sahip olmayı hiçbir zaman umut etmeyeceği bir ustalık vermişti.
Bütün bunları kavramıştı, ama bu Rutha olan aşkını etkilemedi; ne de Ruthun ona olan aşkı bunan etkilendi. Aşk fazlasıyla güzel ve soyluydu ve Martin aşkı eleştiriyle kirletmeyecek kadar sadıktı.

************

Martin Eden Jack Londonın hayatından belirgin izdüşümler taşıyan özyaşamsal bir roman. Hayalleri kadar iradesi de güçlü bir genç, sosyal statüsünü değiştirmek için giriştiği yazar olma mücadelesini kazanır. Ancak geldiği yer yeni bir sosyal dünya olduğu kadar büyük bir boşluğun kıyısıdır da. Okur, Martin Edenin kimliğinde ve mücadelesinde yerleşik düzenin kalıplarına uymayan toplumdışı insanı olduğu kadar yazar Jack Londonın hayal kırıklıklarını, ruhsal çalkantılarını, edebiyata yüklediği anlamve işlevleri, ama en başta çelişkilerini bulur.Martin Eden: Boşluğa tırmanış.

******

Jack London (1876 - 1916), kitapları yabancı dillere en çok çevrilmiş Amerikalı yazarlardan biridir.ABDnin hemen her yerini gezdi. İktisadi bunalımın doğurduğu güç koşullarla karşı karşıya kaldı, bir süre hapis yattı ve 1894te militan bir sosyalist o... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 9 ay
Profil Resmi
nazmis bir liste oylamasına katıldı ve 1 kitaba oy verdi.
9 yıl, 9 ay
Daha Fazla Göster

nazmis şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.