mehmetcaglar

15 takip ettiği ve 12 takip edeni var. 33 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

mehmetcaglar şu an okuyor.
Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı)

Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya. İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır. Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.

Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunak... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
mehmetcaglar okumuş bitirmiş.
Kitab-ı Aşk

Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi. Kitâb-ı Aşkın içindeki yazılar değişik zamanlarda ve farklı zeminlerde kaleme alınmış olmakla birlikte belli bir düzen ve bütünlük içinde bir araya getirilmiştir. Bazıları farklı kitaplarımızda yayınlanan bu deneme ve öyküleri okurken bütün varlığımızı ve hatta varoluşu kuşatan aşkın yüzeysel, derin ve daha derin katmanlarında küçük yolculuklar yapacaksınız. Bu yolculuklar sırasında, duygularınızın gerçekte sizi nereye doğru götürdüğü, ayağınızı bağlayan tensel arzulardan sıyrılıp platonik veya mecazî aşka doğru kanatlandığınızda kendinizi yeniden keşfetmeye başlayacağınız noktayı da bulacaksınız. Orası, belki de sizin kendinizden vazgeçeceğiniz noktadır. Çünkü canına sevgili isteyen ile sevgili için can isteyen arasında hayat yolculuğunun ta kendisi gizlidir.

Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
mehmetcaglar, 2014 Okuma Hedefi için kendine 35 kitap hedef koydu.

Hedefe doğru 1 kitap okumuş. okuduğu kitaplar

%2
2014 Okuma Hedefi

2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?

10 yıl, 3 ay
mehmetcaglar okumuş bitirmiş.
Katre-i Matem

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor. İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbulu, hatta tüm Osmanlıyı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor. İskender Pala, Katre-i Matemde usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbulda kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahinin macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor. Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşayı canından; Sultan III. Ahmeti de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilalinin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şarkın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmeti, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbulu ve Sadabatın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 3 ay
mehmetcaglar bir değerlendirme yaptı.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

7

Uzun bir zaman oldu. Hiç bir kitabı bu kadar sündürmemiştim. Sanırım bunun şansına. Her neyse...

Bir kere kitabın ismi gerçekten çok güzel. Ahmet Ümit' in polisiye romanlarının başarılarından haberdardım fakat kitabın ismi beni oldukça çekti.

Tarlabaşı' nın sokaklarında yürüdükçe imgemde: ortam, İstanbul' u bildiğim kadar; karakterler ise Kanıt, Behzat Ç (özellikle özgürce kullanılmış küfürlerden dolayı) ve azda olsa Arka Sokaklar' a uğramadan geçmedi. Her defasında oradan buradan kadrajlar canlandı sanki göz kapaklarımın altında. Hatta Başkomser Nevzat bazen Ahmet Ümit olarak bazen de Çetin Tekindor olarak canlandı. Yardımcı Komser Ali ise, Kanıt dizisinde Komser Selim'i canlandıran Deniz Celiloğlu olarak gitgellerde bulundu.

Oldukça sürükleyici. #Basmakalıpcümle

Kitabı okumaya başladığınızda aniden cinayetin içinde buluyorsunuz kendinizi. Serüven başlıyor. Sonunda da sanki bu hızla bitiyor. Bu istenilmiş bir durum ise sözüm yok. O zaman gayet başarılı. Ama yok değil ise birazcık yıldızlarımdan bir tanesinin gücünü düşürerek yakmaktan yanayım.

Ve aba altından sopa gösteren cinsten konuya dahil olan "Gezi olayları", 6-7 Eylül Olayları, Beyoğlu ve civarı inşaat rant piyasası, sokak çocukları, duyarlı insanların düşünceleri gibi bir çok duruma da değinmeden geçmemiş. Bunların hepsinin zincirin halkası niteliğinde demiş sanki. Ama ağırlık Gezi olayları. Bunlar hakkında düşünceleriniz nelerdir, önemli değil. Önemli olan polisiye bir tür romanda düşüncelerin bu şekilde güzel aktarılması. Avazın çıktığı kadar bas bas, kimseyi dinlemeden, gözleri yumup bağırmak yerine Ahmet Ümit'in seçtiği yol bence harika. Böyle de olmalı. Ve böylesi emin olun daha etkili ve daha uzun soluklu. Diğer yöntemler bu ülkede sadece saman alevi. Etkisi az ve düştüğü yeri kirletmekten başka bir işe yaramayan yöntemler. Kısacası sanatın dilini güzel kullanmış.

Bir diğer güzellik, usta yazar Selim İleri'ye küçük bir arkadaş jesti yapmış. Gülümsetti beni.

Ve kitapta söz ettiği, Başkomser Nevzat ağzıyla "tuhaf yazar"ın yazdığı karakter bağlantısı. Bu da gülümsetenler arasında idi.

Okunmalı. #kısavenet

Uzun bir zaman oldu. Hiç bir kitabı bu kadar sündürmemiştim. Sanırım bunun şansına. Her neyse...

Bir kere kitabın ismi gerçekten çok güzel. Ahmet Ümit' in polisiye romanlarının başarılarından haberdardım fakat kitabın ismi beni oldukça çekti.

... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
mehmetcaglar okumuş bitirmiş.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul'un en gözde yeri olan Beyoğlu'nun hazin hikâyesi.

Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke...

Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine, "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."

Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erke... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

mehmetcaglar şu an ne okuyor?

Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı)

%0

Favori Yazarları (22 yazar)

Favori yazarı yok.