faola

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

faola bir test çözdü. Sonuç: 10/30 (%33.3) doğru.
Suç ve Ceza

Dostoyevski'nin en önemli romanlarından biri olarak gösterilmektedir. Orijinal ismi Prestupleniye'i Nakazaniye dir. Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayınlanmıştır. Dostoyevski'nin Sibirya'da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır.

Dostoyevski'nin en önemli romanlarından biri olarak gösterilmektedir. Orijinal ismi Prestupleniye'i Nakazaniye dir. Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayınlanmıştır. Dostoyevski'nin Sibirya'da cezaevinden döndükten sonra... tümünü göster

9 yıl, 7 ay
faola bir test çözdü. Sonuç: 6/8 (%75.0) doğru.
Bir Çift Yürek

Bir Çift Yürek'i okudunuz.. Peki ne kadar anladınız?

Bir Çift Yürek'i okudunuz.. Peki ne kadar anladınız?

9 yıl, 7 ay
faola okumuş.
Yabancı

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
faola kütüphanesine ekledi.
Yabancı

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
faola okumuş.
Us ve Devrim Hegel ve Toplumbilimin Doğuşu

 Marxizm ve felsefe arasında kurulduğu ileri sürülen ilişki gizi hiçbir zaman anlaşılmayan bir paradoks olarak kalmıştır—felsefeyi ancak yadsıma koşuluyla kabul etmek. Batı özdekçiliği felsefeyi ancak kurgul boyutundan soyutlayarak sindirebilmiş, böylece kavramsal doğasını yitiren felsefeyi her zaman olmadığı birşey olarak anlamıştır.—Us ve Devrimde Marcusenin Hegelin felsefesinin temellerini vermesi de herşeyden önce bu felsefenin gerçek eytişimsel temellerinin çekilmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda çalışmada dizge ve yöntem bilinci konusunda Hegelin Platon ve Aristotelesten ödünç aldığı kurgul geleneğin hiç olmazsa bir sezgisini bekleyen okura Marcuse bir düşkırıklığından daha çoğunu sunmamaktadır. Özgür Felsefenin temellerinin baskıcı egemenlik mantığından nasıl türediğini anlatmakta, koşulsuz usu kendini son çözümlemede her nasılsa yel değirmenleri ya da buhar makinesi gib özdeksel şeyler tarafından belirleyen bir tarih anlayışı üzerine bağımlı kılan bir sayıltının gölgesinde Hegelin dizgesinin pragmatik/politik bir başkalaşımını üretmektedir. Bu bakımdan Us ve Devrim kurgul felsefeye bir komplo olarak, tarihsel egemenlik usuna anlatım veren filozofların egemen sınıflara bir hizmetleri olarak gören geleneksel Marxist anlayışın, ve, daha da genel olarak, çağın düşüncenin değil ama düşüncenin çağın ürünü olduğunu düşünen Avrupa özdekçiliğinin felsefeden ne yaptığını gösteren özlü bir belgeseldir.

 Marxizm ve felsefe arasında kurulduğu ileri sürülen ilişki gizi hiçbir zaman anlaşılmayan bir paradoks olarak kalmıştır—felsefeyi ancak yadsıma koşuluyla kabul etmek. Batı özdekçiliği felsefeyi ancak kurgul boyutundan soyutlayarak sindirebilmiş, böy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
faola kütüphanesine ekledi.
Us ve Devrim Hegel ve Toplumbilimin Doğuşu

 Marxizm ve felsefe arasında kurulduğu ileri sürülen ilişki gizi hiçbir zaman anlaşılmayan bir paradoks olarak kalmıştır—felsefeyi ancak yadsıma koşuluyla kabul etmek. Batı özdekçiliği felsefeyi ancak kurgul boyutundan soyutlayarak sindirebilmiş, böylece kavramsal doğasını yitiren felsefeyi her zaman olmadığı birşey olarak anlamıştır.—Us ve Devrimde Marcusenin Hegelin felsefesinin temellerini vermesi de herşeyden önce bu felsefenin gerçek eytişimsel temellerinin çekilmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda çalışmada dizge ve yöntem bilinci konusunda Hegelin Platon ve Aristotelesten ödünç aldığı kurgul geleneğin hiç olmazsa bir sezgisini bekleyen okura Marcuse bir düşkırıklığından daha çoğunu sunmamaktadır. Özgür Felsefenin temellerinin baskıcı egemenlik mantığından nasıl türediğini anlatmakta, koşulsuz usu kendini son çözümlemede her nasılsa yel değirmenleri ya da buhar makinesi gib özdeksel şeyler tarafından belirleyen bir tarih anlayışı üzerine bağımlı kılan bir sayıltının gölgesinde Hegelin dizgesinin pragmatik/politik bir başkalaşımını üretmektedir. Bu bakımdan Us ve Devrim kurgul felsefeye bir komplo olarak, tarihsel egemenlik usuna anlatım veren filozofların egemen sınıflara bir hizmetleri olarak gören geleneksel Marxist anlayışın, ve, daha da genel olarak, çağın düşüncenin değil ama düşüncenin çağın ürünü olduğunu düşünen Avrupa özdekçiliğinin felsefeden ne yaptığını gösteren özlü bir belgeseldir.

 Marxizm ve felsefe arasında kurulduğu ileri sürülen ilişki gizi hiçbir zaman anlaşılmayan bir paradoks olarak kalmıştır—felsefeyi ancak yadsıma koşuluyla kabul etmek. Batı özdekçiliği felsefeyi ancak kurgul boyutundan soyutlayarak sindirebilmiş, böy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

faola şu an ne okuyor?

faola şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.