cakewalker

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Montaigne

Stefan Zweig, Nazi Almanyası'nda kitaplarının yakılmasının ardından, hümanist düşünür Erasmus'la başladığı içsel yolculuğuna yine bir hümanistle, Montaigne'le noktayı koyar. Montaigne, yazarın 1942'de hayatına son vermeyi seçmesiyle yarım kalan son eserlerinden biridir. Avrupa'yı Avrupa yapan filozof ve yazarları konu alan biyografiler üzerinden kendini anlama ve anlatma yolculuğunun Zweig için son uğrağıdır Montaigne.

Stefan Zweig, "En gönüllü ölüm, ölümlerin en güzelidir," diyen Montaigne'de kendini bulmuştur. Büyük Avrupa'yı geri dönüşü olmayacak şekilde sonlandıran İkinci Dünya Savaşı yıllarında, yaşamın ve yaşamanın insanın kendi iradesine bağlı olmaktan çıktığını fark eden son büyük Avrupalıdır Zweig.

Stefan Zweig, Nazi Almanyası'nda kitaplarının yakılmasının ardından, hümanist düşünür Erasmus'la başladığı içsel yolculuğuna yine bir hümanistle, Montaigne'le noktayı koyar. Montaigne, yazarın 1942'de hayatına son vermeyi seçmesiy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Oynamak Varken Tiyatro Yazıları

Günümüzde tiyatro, önündeki zamana ayaklarını sağlam basabilmek için, acaba neyin hesabını çıkartmak durumdadır? Bu sorunun yanıtını tam verebilmek için, tiyatronun onu bütün öteki sanatlardan ayıran özelliğini, insandan insana doğrudan seslenme özelliğini bir kez daha anımsamak gerekir. Tiyatronun dışında hiçbir sanat, insana insandan -oyuncudan- geçerek aracısız ulaşmaz. Tiyatroyla en yakın bağlantılı sanat dallarından müzik bile kulaklara çalgılar aracılığıyla yansırken, tiyatro, temelini yalnızca insandan insana ilişkide bulabilir. Belli bir kesimi, kitleyi vb. temsilen sahnede bulunanlar, yine belli kesimleri, kitleleri vb. temsil eden izleyicilere mesajlarını doğrudan iletirler. Kısaca söylemek gerekirse, tiyatro, insana varmak, ona bir ses götürebilmek için doğrudan doğruya ve yalnızca insanı kullanan tek sanat dalıdır.- Ahmet Cemal-

Günümüzde tiyatro, önündeki zamana ayaklarını sağlam basabilmek için, acaba neyin hesabını çıkartmak durumdadır? Bu sorunun yanıtını tam verebilmek için, tiyatronun onu bütün öteki sanatlardan ayıran özelliğini, insandan insana doğrudan seslenme özel... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Sanat Üzerine Denemeler

Sanat Üzerine Denemeler, bugüne kadar sanatla ilgili olarak Ahmet Cemalin kaleme aldığı yazıların büyük bir bölümünü bir araya getiriyor. Sanatın hemen bütün dalları çerçevesinde eğitim ve uygulama sorunlarını deşen bu yazılar, sanatın tarihi, estetik ölçütler, sanat felsefesi ve sanatın toplumbilimi gibi açılımları da içeriyor. Başka alanlarda olduğu gibi, sanat üzerine düşünmenin de pek önemsenmediği ülkemizde Ahmet Cemalin yazılarındaki çoğu çıkış noktaları, okurun salt okur olarak kalmasına izin vermeyip, onu sanat bağlamında kendi bağımsız değer yargılarını oluşturmaya bir anlamda zorluyor. Sanat Üzerine Denemeler, özellikle düşünmeye özendirici yanıyla sanata ilgi duyan, sanatı yaşamın gerçekliğinin ayrılmaz bir parçası

Sanat Üzerine Denemeler, bugüne kadar sanatla ilgili olarak Ahmet Cemalin kaleme aldığı yazıların büyük bir bölümünü bir araya getiriyor. Sanatın hemen bütün dalları çerçevesinde eğitim ve uygulama sorunlarını deşen bu yazılar, sanatın tarihi, esteti... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Vergilius'un Ölümü

'Broch'un Vergilius'u, bugüne kadar romanın esnek ortamı bağlamında gerçekleştirilmiş en sıradışı ve en temel deneylerden biridir.'

-Thomas Mann-

'Broch, Joyce'tan bu yana Avrupa edebiyatının en büyük romancısıdır ve Vergilius'un Ölümü, Ulysses'ten günümüze kurgunun teknik olarak ne denli ilerlediğinin tek gerçek kanıtıdır.'

-George Steiner-

'Vergilius'un Ölümü'nde Broch, tıpkı Proust, Joyce ve Musil gibi, şiirden bilgilendirme amacıyla yararlanmak ve felsefeyi sanat boyutuna yükseltmek tutkusundadır. Bilgiye ulaşmak için çaba harcayan sanatçı; eylemci; öğretici; artık hiçbir görev yüklenemeyen bir çağın başlıca temsilcisi; Vergilius'un arkasında Hermann Broch vardır.'

-Walter Jens-

'Broch'un Vergilius'u, bugüne kadar romanın esnek ortamı bağlamında gerçekleştirilmiş en sıradışı ve en temel deneylerden biridir.'

-Thomas Mann-

'Broch, Joyce'tan bu yana Avrupa edebiyatının en büyük romancısıdır ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Dava

1883-1924 Çek asıllı Avusturyalı öykü ve roman yazarı. İnsanın korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini dile getirmiştir. Çok farklı açılardan yorumlanan yapıtlarını, konu ve biçim açısından edebiyat tarihinin belirli bir akımı içerisine yerleştirmek zordur. Kafka’nın yaşamı ve kişiliği ile ilgili önemli ipuçları mektupları ve günlüklerinde yer alır. Günlükleri onun kişiliğinin anlaşılmasında, çevresiyle zor ilişki kurabilmesinin ve evlilikten kaçmasının nedenleri konusunda yardımcı olur. Kafka’nın çevresiyle ilişkilerini en aza indirgeyerek kendini yazarlığa verdiği yaşama biçimini ve dünyasını açığa vurur. Dava; kahramanın açıklayamadığı bir nedenle alışageldiği yaşamından uzaklaştırılıp yepyeni bir çevreye gözlerini açmasıyla başlar. Belli bir suçu olmamasına karşın kendini savunma çabasına düşer. Hiçbir yargıçla yüz yüze gelmez, roman boyunca yargı mekanizması içinde kaybolup gider.

1883-1924 Çek asıllı Avusturyalı öykü ve roman yazarı. İnsanın korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini dile getirmiştir. Çok farklı açılardan yorumlanan yapıtlarını, konu ve biçim açısından edebiyat t... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
cakewalker okumuş.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Briefeiner Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen” olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!

Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Briefeiner Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayat... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

cakewalker şu an ne okuyor?

cakewalker şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.