birgaribim

3 takip ettiği ve 5 takip edeni var. 35 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

birgaribim okumuş.
Kuyucaklı Yusuf

Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.

Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebe... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
birgaribim okumuş.
Türkiye'nin Yakın Tarihi

"Osmanlı İmparatorluğu gürültüyle ve aniden ortadan kalktı. Büyük imparatorluklar artlarında üç-beş yıllık değil, yüz yıllık sancılar bırakır."

"İttihatçılar vatanseverdi, bu onların hem gücüydü, hem de hatalarının bir nedeni..."

"Türk toplumu yeryüzü tarihinin en büyük devrimini yaşayan yerkürenin devlerine karşı varlık mücadelesi vermiştir."

"1924 Anayasası hem bizim tarihimiz hem de yakın tarih için Balkanlar Dünya Savaşı'ndaki ağır hatalar ve boş özlemler sebebiyle, İkinci Dünya Savaşı'na ihtiyatla yaklaşılmıştı."

"6-7 Eylül olayları, Varlık Vergisi ile birlikte yakın tarihin en büyük sorun çıkaran iki tertibidir. Tertiplerin akışına sorumlular bile hakim olamamıştır."

"Yassıada duruşmaları hiçbir hukukçunun onaylayamayacağı biçimdeydi."

"Türkiye anayasaları boyuna yenileniyor. Yenilenmeyen politikanın örgütlenme biçimi ve eğitimidir."

***

Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı Türkiye'nin gündeminden düşmeyen anayasa tarihimizden seçimlere, Birinci Dünya Savaşı'nın acı sonuçlarından İkinci Dünya Savaşı'ndaki denge politikasına, Enver Paşa'nın komutanlığından İsmet İnönü-Adnan Menderes çatışmasına, komşu ülkeler Irak, Suriye, İran ilişkilerinden Abd, Rusya ve Avrupa Birliği politikasına, askeri darbelerden eğitim sistemimize kadar birçok konuda yakın tarihimizin dönüm noktalarını farklı bir bakış açısıyla ve sıra dışı analizleriyle ele alıyor.

Türkiye'nin Yakın Tarihi 20.yüzyılda Türkiye'nin geçirdiği değişimin arka planını merak eden okurlar için kaçırılmaması gereken bir kitap.

"Osmanlı İmparatorluğu gürültüyle ve aniden ortadan kalktı. Büyük imparatorluklar artlarında üç-beş yıllık değil, yüz yıllık sancılar bırakır."

"İttihatçılar vatanseverdi, bu onların hem gücüydü, hem de hatalarının bir nedeni...&quo... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
birgaribim okumuş.
Luisito: Bir Sevgi Öyküsü

Anselma, yaşlı ve emekli bir öğretmendir. Romadaki evinde yıllardır yalnız başına yaşamakta, artık tanıyamadığı bu dünyada kendini gereksiz hissetmektedir. Her günü acı ve hüzün doludur. Bir yaz gecesi çöp tenekesinin dibinde terk edilmiş olağanüstü bir papağan bulur. Luisito adını verdiği papağan, Anselmanın yüreğindeki buzları eritecek, sevgiyi yeniden keşfetmesini sağlayacaktır. Tüm bir yaşamıyla hesaplaşmayı göze alan Anselma, Luisito sayesinde, dünyanın ona unutturmaya çalıştığı yaşama sevincini yeniden duymaya başlayacaktır. Ta ki...Yüreğinin Götürdüğü Yere Gitin yazarı Susanna Tamaro, bir gazete haberinden esinlenerek yazdığı yeni romanı Luisito: Bir Sevgi Öyküsünde, sevginin kurtarıcı gücünü yüceltiyor. Luisito, okurunu şaşırtan, duygulandıran ve eğlendiren çağdaş bir masal. Tekdüze ve sevgisiz bir yaşamın bağrındaki şiiri, güzelliği ve sevgiyi ortaya çıkaran küçük bir roman.

Anselma, yaşlı ve emekli bir öğretmendir. Romadaki evinde yıllardır yalnız başına yaşamakta, artık tanıyamadığı bu dünyada kendini gereksiz hissetmektedir. Her günü acı ve hüzün doludur. Bir yaz gecesi çöp tenekesinin dibinde terk edilmiş olağanüstü ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
birgaribim okumuş.
Yüreğimin Sesini Dinle

1993te yayınlanan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden genç torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur, diyordu yaşlı kadın, o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz. Yüreğimin Sesini Dinlede, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşer. Bu arayış, hem kendi yüreğine, hem de kutsal topraklara doğru bir yolculuğa çıkarır onu. Kendi öyküsünü keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda, aile evinin tozlu tavanarasında hiç ummadığı bir öyküye kavuşacaktır: Yüreğinin Götürdüğü Yere Git. Tamaro, bu kez, Yüreğimin Sesini Dinle diyor okurlarına: Yaşama bir anlam katmak, öfkeyi sevgiye, kırgınlıkları güce dönüştürmek için... (Tanıtım Yazısından)İtalyan yazar Susanna Tamaronun dünya çapında büyük başarıya ulaşan ve Türkçe de dahil olmak üzere birçok dile çevrilen romanı Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 12 yıl sonra yeni bir kitapla devam ediyor: Yüreğimin Sesini Dinle.Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur, diyordu yaşlı kadın, o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz.Yüreğimin Sesini Dinlede ise, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşüyor. Kitap, genç kadının anneannesine duyduğu öfke ve anneannenin dramatik ölümüyle başlıyor. Kitapta adından hiç söz edilmeyen kadın kahraman, belli ki Tamaronun kendisi... Annesinin intihar ettiğinden, en azından ölmeyi arzuladığından kesinlikle emin olan genç kadın, babasının kim olduğunu hiç bilmez. Anneannesi de ölünce, pek de uyum sağlayamadığı dış dünyayla tüm bağları kopar ve müthiş bir yabancılaşmanın içine düşer. Bir çıkış yolu bulma umuduyla, pek de gönüllü olmadan ama elinde de olmayarak evin tavanarasında yaptığı araştırma onu aile sırlarına ve babasına götürür. Öfkeli, sert, inatçı ve nihilist bir felsefe profesörü olan baba, kızına bile yüreğini açamayınca, aralarında kırık dökük, yaralayıcı bir ilişki başlar.Kendisiyle iç hesaplaşmaya girişen genç kadın kaderini, kim olduğunu, yaşamın anlamını, iyiliği ve kötülüğü sorgulamaya başlar. Kendi varoluşuna ilişkin sıkıntılarının yanı sıra, dünyanın dönüştüğü forma uyum sağlayamamakta ve Tanrıyla bir türlü barışamamaktadır. Hep aynı soruyu sorar: Yoksa gökler boş mudur? Bir seçeneği her şeyi olduğu gibi bırakıp aile evini satarak farklı bir yöne ilerlemek olan genç kadın, zoru seçerek kim olduğunu ve ne istediğini bulmaya karar verir. Bu karar onu kutsal topraklara doğru çetin ve araştırmacı bir yolculuğa yöneltir. Uzak bir akrabanın yardımıyla geçmişinin kimi yönlerini aydınlatmaya, kim olduğunu bulmaya çalışırken kafası iyice karışır. Kendi hikâyesini keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda hiç ummadığı bir hikâyeye kavuşur: Yüreğinin Götürdüğü Yere Git.Kendini tüm şanslarını yitirmiş, gerekli hiçbir soruyu sormamış ve yapayalnız hissettiği bir sürecin sonunda karşısına aidiyet kavramı dikilir. Kaybettiği sevdiklerinin deneyimlerinin onu müthiş bir zenginliğe kavuşturabileceğini keşfeder. Bu, yüreğinde bir hüzün taşımayacak, onların ardından kalan boşluğu hissetmeyecek demek değildir elbette. Ama yine de tünelin ucunda ışık görünmüş, genç kadın hayatta kim olmak ve ne yapmak istediğine ilişkin bir fikre sahip olmuştur. Yüreğimin Sesini Dinle, başkalarının hikâyelerinde kendi gerçekliğini keşfetmek için yola koyulan genç bir kadının dokunaklı, duyarlı öyküsü...

1993te yayınlanan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
birgaribim okumuş.
Sonsuza Kadar

Hiçbir zaman listenin üst sıralarında yer alamayacak, tabiri caizse “sıradan” diyebileceğimiz karakterler, onun romanlarında dünyayı
yerinden oynatacak gizemli bir algı gücüne sahip olur, farklılaşırlar! Bir yerlerde unutulmuş ve belki de hiç önemsenmemiş karakterler, romanın mil taşı oluverir. Kötü sonla biten öyküleri bile gülümsetiyorsa sizi, zaferin tadını aldığınızdandır!

“…Öyle bir an oldu ki, ikimizin minik taşları düzgün biçimde yan yana düştüler. Ben bir adım atıyordum, sen de aynı uzunlukta bir adım atıyordun. Ben seni bekliyordum, sen bana yetişiyordun, ben sana ulaşıyordum, sen beni bekliyordun. Sonsuza kadar böyle gideceğimizi sanıyorduk.

Oysa ben şimdi ormanda yürüyorum ve ayak izlerimden başka iz yok. Kimse yürümüyor yanımda, kimse izlemiyor beni, ya da önümden gitmiyor…”

Gerçeği hayallere bulayıp aklımıza kazıyan satırların yaratıcısı, modern zaman masalcılarından biri, Susanna Tamaro. Türk okurların Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı eseriyle tanıyıp benimsediği yazar, aşkın ölümle yüzleştiği yeni romanında umut arayışından vazgeçmiyor…

Matteo ve Nora, gerçek aşkın bahşettiği her şeye sahip, tutku dolu ve mutlu bir çifttir. Evlenerek kutsadıkları aşk, onlara oğulları Davide’yi verir. Hayat her şeyin en iyisini planlamış gibi görünür onlar için… İyi bir aile hayatını, başarıyla sürüp giden kariyerleri taçlandırır. Matteo başarılı bir kalp uzmanı olur, Nora ise rüyasını gerçekleştirip bir çocuk yuvası açar.

Peri masalları güzel olduğu kadar kırılgandır… Korkunç bir kaza meydana gelir ve bu mükemmel uyum dünyanın trajik yasaları karşısında dağılır gider. Nora’nin diğer yarısı, Matteo, bir anda tek başına kalarak içinde dipsiz bir boşlukla tehlikeli, yıpratıcı bir kazazede hayatı sürmeye başlar. Ölümün gerisinde kalan o acı yabancılaşma duygusuna kapılan Matteo, akıntıda sürüklenmektedir. Nora’nın ölümündeki gizem perdesi, aşk acısıyla çözülmesi gereken büyük bir bilmeceyi beraber sunar. Yollar onu asla bırakmaz ve hiçbir şekilde tahmin edemeyeceği bir geleceğe taşır. Ölümsüz aşkın hayaletiyle karşılaşması, hayatını bir daha asla değişmeyecek, yeni bir forma taşıyacaktır!

Susanna Tamarro, son romanı Sonsuza Kadar’da kırılganlığımızın güce, kaderin bilgeliğe, trajedilerin aşka ve zifiri karanlığın içsel aydınlığa nasıl dönüşebileceğini gösteriyor.

Hiçbir zaman listenin üst sıralarında yer alamayacak, tabiri caizse “sıradan” diyebileceğimiz karakterler, onun romanlarında dünyayı
yerinden oynatacak gizemli bir algı gücüne sahip olur, farklılaşırlar! Bir yerlerde unutulmuş ve belki de hiç önems... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
birgaribim okumuş.
Bakanlar Ve Görenler

Dünyaya bakmayı aşıp dünyayı görme noktasına ulaştığımızda neye talip olamamız gerektiğini anlarız.

Dünyaya bakmayı aşıp dünyayı görme noktasına ulaştığımızda neye talip olamamız gerektiğini anlarız.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 9 ay
Daha Fazla Göster

birgaribim şu an ne okuyor?

birgaribim şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.